Basın Özgürlüğü ve Basın Kartı Davası

BURSA ARENA / Haber Merkezi

İletişim Başkanı Fahrettin Altun

İletişim Başkanı Fahrettin Altun

Kurul, 14 Şubat 2022 tarihli ve 2022/10 sayılı kararında, “Basın kartının, Yönetmelik'te belirtilen kişilere Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca verilen kimlik kartı olarak tanımlandığına, basın-yayın çalışanlarının basın kartını toplumsal olayların takibinde ispat aracı olarak kullanabildiklerine, basın kartı bulunmamasının, basın çalışanlarının mesleklerini yapmalarına engel oluşturduğuna dair mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmadığına, dolayısıyla basın kartının, basın hürriyeti ile ilişkili olmakla birlikte doğrudan bağlantılı olmadığına” hükmetti.

Açıklamada, “Kararda, basın kartıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın 14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevlendirildiği, bu alandaki çalışmaların, kurum tarafından yürütüldüğüne atıfta bulunulan kararnamede ‘Basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı düzenlemek, Basın Kartı Komisyonu’nun sekretarya faaliyetlerini yürütmek’ görevinin İletişim Başkanlığı’nın görevleri arasında sayıldığı” vurgulandı. İletişim Başkanlığı’nın görev, yetki ve sorumluluk alanına giren konularda idari düzenlemeler yapabileceği hükmüne de yer verilen kararda, daha önce Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün görev alanına giren ‘Basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı düzenlemek’ görevinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na verildiği hatırlatıldı. Böylelikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Hukuk Müşavirliği’nin itirazının kabulüne, Basın Kartı Yönetmeliği’nin söz konusu maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararının kaldırılmasına hükmedildi. Buna göre “Söz konusu yönetmelik, karar öncesindeki şekliyle uygulanmaya devam edecek” denildi.

Davacı örgütler: Basın kartı basın özgürlüğüyle bağlantılı

Bu karara konu dava sürecini yürüten Gazeteciler Cemiyeti, TSG ve TFMD, ortak bir yazılı açıklamayla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararındaki Türkiye’de gazetecilik mesleği ve basın özgürlüğü açısından basın kartı meselesine bakışı eleştirdi.

Ortak açıklamada, “Davacı kurumlar olarak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun gazetecilik mesleğini yapmak için zorunlu bir kart olmadığı ifadelerine katılmakla beraber ‘basın kartının basın hürriyeti ile ilişkili olmakla birlikte doğrudan bağlantılı olmaması’ gerekçesine katılmıyoruz. Zira basın kartı gazetecilere çeşitli mesleki kolaylıklar sağlamanın yanı sıra gazetecilerin sosyal güvencesi, yıpranma hakkının zorunlu ön koşulu olduğunu hatırlatmak isteriz” tepkisi gösterildi.

Açıklamada işaret edildiği üzere AKP iktidarı, basın mensuplarıyla ilgili yıpranma hakkını düzenleyen kanunda basın kartı şartını korumuştu. Bu kanuni düzenlemeye ilişkin CHP’nin itirazıysa, Anayasa Mahkemesi’nin halen gündeminde.

Ortak açıklamada, “İlerleyen günlerde Danıştay 10. Dairesi, halkın haber alma hakkı ve ifade özgürlüğünün etkin kullanımını sağlayan ve koruyan basın kartının alma ve iptal koşullarına dair belirsizlikler ve keyfilik taşıyan, masumiyet karinesine aykırı, gazeteciliği kriminalize etme amacı güden 20 Mayıs 2021 tarihinde yapılan düzenlemelere ilişkin Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması konusunda esas yönünden değerlendirme yapacaktır” bilgisi de verildi.

ÇGD: Basın kartı verilmesi ve iptali halen hukuki değil

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi sonrasında Basın Kartı Yönetmeliği’ne ilişkin ilk dava sürecini açan meslek örgütü ÇGD ise, Danıştay’ın Türkiye’de gazetecilik mesleğini doğrudan etkileyen basın kartı meselesini hukuki zemine taşıması gerektiğini işaret eden bir açıklama yaptı.

ÇGD tarafından dava sürecine ilişkin yapılan açıklamada, “Çağdaş Gazeteciler Derneği tarafından açılan 2019 esaslı ilk dava dosyasında verilen ve gerekçeleri farklı olan yürütmenin durdurulması kararı ortadan kaldırılmamıştır. Yeniden getirilen benzer maddelere ilişkin Derneğimizce açılan 2021 esaslı diğer davada da olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar henüz verilmiş değildir. Basın kartı çerçevesinde verilen hak mücadelesi hukuken devam etmektedir” bilgisi verildi.

Açıklamada, “Danıştay’ın en üst karar merci olan İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 2020 tarihinde verilen kararda saptanan tespitler varlığını sürdürmektedir. Yönetmelik’teki düzenlemeler hala hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerine aykırı, muğlak ve keyfiliğe açıktır. Basın kartının verilmemesine ve iptaline dönük düzenlemeler hala kanuni dayanaktan yoksundur. İletişim Başkanlığı’nın basın kartıyla ilgili yapacağı değerlendirmeleri ve araştırmaları neye göre yapacağı, nasıl yapacağı, bu verileri ve bilgileri nasıl tutacağı, kimler tarafından bu bilgilere erişilebileceği halen belirsizdir. Halen yüzlerce gazeteci, bu nedenlerle basın kartına erişememekte ve mesleğini yerine getirmekte güçlüklerle karşılaşmaktadır” değerlendirmesi yapıldı.

ÇGD ayrıca “Gazetecilik mesleğinin yapılmasını engelleyen, haber alma ve verme haklarını kısıtlayan düzenlemelere karşı verdiği hukuki mücadeleye ve gazeteciler ile meslek örgütleri basın mesleğine dair ilkelerle basın kartları konusunda söz sahibi olana kadar verilecek mücadeleye sonuna kadar devam edecektir” açıklamasında bulundu.

Kaynak: VOA

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.