BURSA ARENA / Haber Merkezi
Bakanlar Kurulu kararıyla 1934 yılında müzeye dönüştürülen Ayasofya, Danıştay'ın söz konusu kararı iptal etmesinin ardından 24 Temmuz Cuma günü Müslümanlar için ibadete açılıyor.
Danıştay 10'uncu Dairesi, Cuma günü yayımladığı kararla, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.
Bu kararın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığı'na devrini ve ibadete açılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı Kararı'nı imzaladı. Açıklanan kararların ardından Ayasofya'nın önünde toplananlar sevinç gösterileri yaptı.
Erdoğan, Cuma akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, Ayasofya'nın 24 Temmuz'da Cuma namazıyla birlikte Müslümanlar için ibadete açılacağını açıkladı.
Müslümanlar tarafından en sembolik mekanlardan biri olarak görülen Ayasofya, ilk etapta Ortodoks Hristiyanlar için bir manastır olarak inşa edildiği için bu inanca sahip kişiler için de kutsal olarak kabul ediliyor.
Bu nedenle Türkiye'nin Ayasofya'yı Müslümanlar için ibadete açma kararı dünyadan tepkilere yol açtı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1985 yılından bu yana Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Ayasofya'nın statüsünü gözden geçireceklerini açıkladı.
Ayasofya ne zaman ibadete açılacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, Ayasofya'nın 24 Temmuz'da ibadete açılacağını söyledi.
Erdoğan, Ayasofya'ya ücretli giriş düzenlemesinin sonlandırılacağını da sözlerine ekledi.
Erdoğan,"Müze statüsünden çıkmasıyla birlikte, Ayasofya Camisi'ne ücretli giriş uygulamasını da kaldırıyoruz. Tüm camilerimiz gibi Ayasofya'nın kapıları da yerli ve yabancı, Müslim ve gayrimüslim herkese sonuna kadar açık olacaktır. İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya, yeni statüsüyle herkesi kucaklamaya, çok daha samimi, çok daha özgün şekilde devam edecektir. Hazırlıkları süratle tamamlayarak, 24 Temmuz 2020 Cuma günü, cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz" dedi.
Erdoğan birçok şair ve yazardan alıntı yaptığı konuşmasında, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi kararının Türkiye'nin egemenlik haklarıyla ilgili olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Bugün Ayasofya, inşa edildiği tarihten itibaren defalarca şahit olduğu yeniden dirilişlerinden birini yaşıyor. Ayasofya'nın dirilişi, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğe kavuşmasının habercisidir. Ayasofya'nın dirilişi, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların fetret devrinden çıkış iradesinin ayak sesidir. Ayasofya'nın dirilişi, sadece Müslümanların değil, onlarla birlikte tüm mazlumların, mağdurların, ezilmişlerin, sömürülmüşlerin umut ateşinin yeniden alevlenişidir. Ayasofya'nın dirilişi, Türk milleti, Müslümanlar ve tüm insanlık olarak dünyaya söyleyecek yeni sözlerimiz olduğunun ifadesidir" diye konuştu.
Danıştay kararın gerekçesinde ne dedi?
Danıştay 10'uncu Dairesi'nde açılan davanın duruşması 2 Temmuz'da yapılmıştı. Danıştay, oybirliğiyle vardığı kararın gerekçesini Cuma günü açıkladı.Karara göre Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Vakfı'nın özel mülkiyeti olduğu ve vakfın Ayasofya'yı camii olarak toplum hizmetine sunduğu; devletin vakfedenin iradesini koruma yönünde pozitif yükümlülüğü bulunduğu gerekçesiyle 1934 tarihli, Ayasofya'yı müze olarak halkın hizmetine sunan Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verildi:
"Ayasofya'nın, statüsü muhafaza edilerek hukuk düzenimizle güvence altına alınan, özel hukuk tüzel kişiliğini haiz mazbut vakıf niteliğindeki Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı'nın mülkiyetinde olduğu,
"Ayasofya'nın, vakfedenin iradesi gereği sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, bedelsiz olarak kamunun istifadesine terk edilmesi yönüyle hayrat taşınmaz niteliği taşıdığı, tapu belgesinde de cami vasfı ile tescilli bulunduğu,
"Vakıf senedinin, hukuk kuralı etki, değer ve gücünde olduğu, vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği;
"Devletin, vakıf varlığının, vakfedenin iradesine uygun olarak kullanılmasını sağlama yönünde pozitif yükümlülüğü, vakıf mal ve hakları ile ilgili olarak vakfedenin iradesini ortadan kaldıracak şekilde müdahalede bulunmama yönünde de negatif yükümlülüğünün bulunduğu kuşkusuzdur."
Davada, 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararında bulunan dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün imzasının gerçek olmadığına ve incelenmesi gerektiğine dair ifadeler de yer alıyordu. Ancak Danıştay, buna gerek olmadığına hükmetti:
"Meclis tutanakları ile sabit olması nedeniyle imzalarının geçersiz olduğu ve grafolojik yönden incelenmesi gerektiği iddiaları yönünden, dosyada konu ile ilgili inceleme yapılmasını gerektirecek yeterli emare bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından söz konusu imzaların gerçekliğiyle ilgili inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir."
Danıştay'ın gerekçeli kararının sonunda "Türk hukuk sisteminde kadimden beri korunarak yaşatılan Vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, bu hususlar dikkate alınmaksızın Ayasofya'nın cami olarak kullanımının sonlandırılarak müzeye çevrilmesi yönünde tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uygunluk görülmemiştir" denildi.
Kararın 30 gün içinde temyize götürülmesinin yolunun açık olduğu belirtildi.
Siyasilerden ve yurt dışından hangi tepkiler geldi?
Kararın açıklanmasının ardından Ayasofya önünde toplanan kalabalık, dua etti ve sevinç gösterilerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ayasofya'nın hak ettiği statüye ve özgürlüğe kavuştuğunu aktardı.
Cumhur İttifakı'nın ortağı Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Müslüman Türk milletinin haklı ve meşru beklentisinin karşılık bulduğunu" söyledi.
Bahçeli, "Müslüman Türk milletinin haklı ve meşru beklentisi karşılık bulmuş, Ayasofya'nın kapıları hamd olsun ardına kadar açılarak tertemiz alınların secdeyle buluşması sağlanmıştır" dedi.
ABD, Avrupa Birliği (AB), Rusya, Yunanistan ve UNESCO ise kararla ilgili kaygılarını dile getirerek, tepki gösterdi.
UNESCO, Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Ayasofya'nın statüsünün bir sonraki toplantıda gözden geçirileceğini açıkladı. Ayasofya, 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, bu kararın sadece iki ülke ilişkilerini değil, Türkiye'nin AB sürecini de etkileyeceğini söyledi.
Yunan Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Yunanistan, Türkiye'nin Ayasofya'yı camiye dönüştürme kararını olabilecek en sert şekilde kınamaktadır. Bu karar, bu anıtı Dünya Mirası olarak kabul eden herkesi rencide eden bir tercih olmuştur. Elbette ki, bu karar, sadece Türkiye'nin Yunanistan ile olan ilişkilerini değil, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini de etkileyecektir" dedi.
Bu açıklamadan birkaç saat önce de Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, bunu "açık bir provokasyon" olarak nitelendirmişti.
Rus Ortodoks Kilisesi de kararı "esefle karşıladıklarını" açıkladı. TASS ajansının aktardığına göre kilise, bu kararın mevcut ayrışmaları derinleştirebileceği uyarısında bulundu ve milyonlarca Hristiyan'ın konuyla ilgili görüşlerinin duymazdan gelindiğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, karardan dolayı "hayal kırıklığına" uğradığını söyledi.
Bakanlık Sözcüsü Morgan Ortagus, "Türk hükümetinin Ayasofya'nın statüsünü değiştirme kararından hayal kırıklığı duyuyoruz. Türk hükümetinin Ayasofya'yı tüm ziyaretçilerin girişine açık tutma kararlılığının sürdüğünü anlıyor ve bu mekana herkesin hiçbir sıkıntıya uğramadan erişimini sağlama planlarını duymayı merakla bekliyoruz" dedi.
Konuyla ilgili açıklama yapan bir diğer kurum da AB oldu.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bu kararın "esef verici" olduğunu söyledi.
Borrell, "Danıştay'ın modern Türkiye'nin en önemli kararlarından birini tersine çevirme kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu anıtı Diyanet'in yönetimine bırakma kararı esef vericidir" dedi.
Davadan bir gün önce ABD ve Rusya, Ayasofya'nın müze olarak korunması çağrısında bulunmuştu. Yunanistan, yaptığı açıklamada, bu kararı "açık bir provokasyon" olarak nitelendirdi.
Türkiye zaman zaman Ayasofya'da dini törenler düzenliyor. 29 Mayıs'ta İstanbul'un Fethi'nin yıldönümü nedeniyle Fetih Suresi okunmuş ve buna Yunanistan ile ABD başta olmak üzere uluslararası kamuoyundan tepki gelmişti. Türkiye ise Ayasofya konusunu kendi egemenlik hakkı çerçevesinde görüyor. (Kaynak: BBC)