BURSA ARENA / Haber Merkezi
İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Ya siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün..” sözlerine sert tepki gösterdi.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i ziyaret etti.
İYİ Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşme sonrası iki lider ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan partisinin il başkanları toplantısında muhalefeti hedef alarak, “Bunların ahlaksızlığına, edep dışı ağızlarına biz bu ülkeyi terk etmeyeceğiz. Her fırsatta utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Ya siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün. 15 Temmuz’da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi öyle alırsınız. Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız” ifadelerini kullanmıştı.
İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine cevap verdi.
Sözcü'de yer alan habere göre Akşener'in konuşmasının başlıkları şöyle:
* Muhtemel Millet İttifakı’nda 6 siyasi parti olabilir gibi bir durum var. Ben 24 Haziran’a göre konuşayım. 24 Haziran’ın 4 siyasi partisi adına konuşayım.
* Ben böyle bir çağrıda bulunmadım. Sayın Uysal da Sayın Kılıçdaroğlu da yapmadı.
* Sayın Karamollaoğlu beyefendide de yok. Sokakta mücadele etmek, sokağa dökülmek gibi bir kelime, cümle kimseden çıkmamış.
“NEREDEN BAKSANIZ ACAYİP”
* Bir cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin genel başkanı olan kişi ‘Sokağa döküleceklermiş, meydanlara ineceklermiş. İnin de görelim’ diyor. Nereden baksanız acayip, nerden baksanız saçmalık.
* Ben Sayın Erdoğan’a derhal bir psikiyatriste görünmesini tavsiye ediyorum. Çünkü halisülasyon gören bir kişinin muhtemelen tavrı böyle olur.
* Bunun dışında bir seçime gidiliyor. Ben ve arkadaşlarım 24 aydır esnaf geziyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu kanaat önderleriyle buluşuyor. Bunun içinde illegal, vatandaşı sokağa davet eden bir tavır, dil yok.
* 2010 referandumu olmasaydı. 2010’da kendi seçimlerini kutuplaştırmak, bir arada tutmak gibi bir gayretin içerisinde o referandumu yapmamış olsalardı 15 Temmuz olmazdı.
* 15 Temmuz bu millet devleti hem köprüden, hem sokaktan topladı. 15 Temmuz’da gençler her siyasi partiden yaşlısı, kadını sokağa çıktılar.
* Benim Sayın Erdoğan’ın Hande hanımla yaptığı görüşme 00.05 civarındaydı. Halbuki saat 22.30 itibariyle insanlar sokağa çıktılar.
Uysal’ın açıklamaları ise şu şekilde:
* Gezi olaylarından itibaren sayın Erdoğan’da da siyasi zihniyetlerinde de bir büyük travma var. Yine bir sokakta kitlelerin kendilerine karşı kuvvetli bir itiraz geliştireceğine dair endişeleri var.
* İkinci boyutu ise çok daha temel bir anlayış. Demokrasiye küfür rejimi diyerek, dünden bugüne anlamlandırılmış, 40 yıldır bunun propagandasını yapmış bir zihni kalıba sahipler.
* Geldiğimiz noktada demokrasiyi konjektürel bir program olarak uygulayıp, anladıklarını gördük.
“KİMSENİN SOKAĞA ÇIKIN DİYE BİR ÇAĞRISI YOK”
* Demokrasi ve hukuk onların lehine işliyorsa kabulleri, onların lehine işlemiyorsa hiçbir şekilde kabulleri değil, demokrasi ufuklarını da, kalkınmadan eğitime her sahadaki ufuklarını gördük.
* Yollar yürümekle aşılmaz denilen liderler de gelmiştir, Süleyman Demirel'i de bu vesileyle rahmetle anıyorum.
* Kimsenin sokağa çıkın diye bir çağrısı yok ama sokağa da çıkar insanlarımız. Anayasaca teminat altına alınmış temel hak ve hürriyetlerini kullanmak için birilerinden izin alacak değiller.
* İktidarın söyleyecek sözü kalmaması dolayısıyla, kitleleri kontrollü bir şekilde sokağa çıksınlar.
* Elimize aldığımız, şubemiz haline getirdiğimiz yargı ve kolluk güçleri ile beraber, 10 parmaklarında 10 kara, FETÖ ve PKK ithamları ile krimalize edip bu işin içinde çıkalım. FETÖ'yle de PKK ile de görüşme imtiyazı Erdoğan'da.
* Biz iktidarın bu yanlış tutumu ve davranışlarına, söz, hareket ve tutumlarıyla bir değer yargısı yaratan hele hele Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bu dilin bu ülkeye yakışmadığı kaanatindeyim. Bu ülke bu kadar kötülüğü hak etmiyor.
“BİTMEYEN EN KÖTÜLER DURUMUNDAYIZ”
Erdoğan'ın, ‘Ekonomide daha kötüsü geride kaldı’ şeklindeki açıklamasına diyen yanıt veren Akşener, “Bitmeyen ‘en kötüler’ durumundayız. Daha büyüğü geride demek ki” dedi. Uysal'da, “Böyle dedikçe endişemiz daha da katmerleniyor. Söz manasını yitirmiş çünkü icraat ortada. Türkiye dörtnala bir felakete gidiyor. Dilinden dökülenler ile amel etmemiş bir iktidar var. Kötü günler geçmedi daha kötü günler önümüzde” diye konuştu.
“5 MAAŞ ALANLAR BU HELAL KAZANCIN NERESİNDE?”
Bir muhabirin, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin, “Yeni ekonomide MÜSİAD gibi kazancı helal olanlarının bizi daha iyi anlayacağı kanaatindeyiz” şeklindeki açıklamasına da sorduğu Akşener, şöyle konuştu:
* Ben sayın bakanla ilgili kanaatlerimi grup konuşmamda belirttim. Bu ayrıştırıcı dil çok ayıp bir dil.
* Bu ‘helal kazanç’ kavramı güzel bir şey. Kendileri açısından önemli. Sayın Nebati bir işadamı biliyorsunuz, tekstil işi ile uğraşan bir ailesi var.
* Umarım kendileri de bu ‘helal kazanca’ uyuyorlardır ama bakan olduğu dakikadan itibaren devlet hazinesine hükmediyor.
* Beş maaş alan danışmanlar, 11 maaş alan bürokratlar helal kazancın neresinde, sayın bakanın buna cevap vermesini çok isterim doğrusu.