BURSA ARENA / Haber Merkezi
Reha Erdem hınzır ve yenilikçi filmi ´SENİ BULDUM YA!´ ile pandemiyi en iyi değerlendiren yerli yönetmen oldu.
Film iki dolandırıcının, farklı sosyoekonomik kökenden gelme insanların geçmişlerindeki yolsuzluklarını bulup, otorite korkularını sömürüp şantajla para sızdırmaları üzerine. Bu yaratıcı komediyi daha da sevimli kılan müzik ve dans sahneleri ince bir zekânın ürünü. İnsanlık halleriyle ilgili zeki diyaloglar, ironi duygusuyla yazılmış nefis karakterler filmi eğlendirici, neşeli ve düzeyli bir komedi yapıyor. MUBİ’de bu filmi izleyip kendinize bir kıyak yapın.
‘SENİ BULDUM YA !’
Sen- yön- kurgu- gör. Yön: Reha Erdem
Oyn: Serkan Keskin - Bülent Emin Yarar - Nihal Yalçın - Tilbe Saran - Ezgi Mola - Esra Bezen Bilgin - Tansu Biçer - Ecem Uzun - Taner Birsel
‘Koca Dünya’ filminin ardından, beş yıllık bir suskunluk döneminden sonra Reha Erdem’in sinemaya dönüşünü müjdeleyen ‘Seni Buldum Ya!’ müzikli, danslı, keyifli, eğlendirici bir komedi. Dokuz muhteşem oyuncu için özel olarak yazılmış bölümler ve dans sahneleriyle birbirilerimize olan ihtiyacımızı hatırlatan film karantinayı da fırsata çeviriyor.
Reha Erdem bu filmiyle insanın içine umut tohumları eken eşsiz bir yaratıcılık gösterisine soyunuyor. MUBİ, filmin ardına yönetmenin Esin Küçüktepepınar ile yaptığı söyleşiyi eklemiş. Burada Reha Erdem’in alçak gönüllü, samimi, içten kişiliğini sergilediğine tanık oluyoruz. Reha Erdem “Film yapma isteği olan biri için pandemi engel değil. Sinemada yeni işler yaparak, sinemaya zenginlik katmak pandemi ile mümkün olacak” dedi.
Pandemiyi fırsata çevirmek
Reha Erdem bu filmiyle Türk sinemasında pandemi dönemini en verimli şekilde geçiren yönetmen olduğunu kanıtladı. 100 yılda bir gelen pandemi felaketinin birinci yıldönümünü geride bıraktığımız bu günlerde, evlerinde oturan, sıkılan, hatta bunalan insanlara ‘Seni Buldum Ya!’ ilaç gibi geldi. İlk kez komedi türünü deneyen Reha Erdem bu başarısıyla sadece psikolojik konularda değil, farklı türlerdeki yeteneğini ortaya koydu.
‘Bir Başkadır’ ile Berkun Oya, ‘Seni Buldum Ya!’ ile Reha Erdem son bir yılda online izlediğimiz yerli yapımlar arasında zirveyi paylaşıyorlar. İnsanların hayat şeklinin değişmesini Reha Erdem, Zoom aracılığıyla fırsata çevirdi. Senaryosunu yazıp yönettiği, kurgusunu üstlenip görüntü yönetmenliğini de yaptığı filminde az sayıdaki teknisyenle düzgün bir iş çıkarıyor. İnsanlık halleriyle ilgili zeki diyaloglar, ironi duygusuyla yazılmış nefis karakterler, ‘Seni Buldum Ya!’yı eğlendirici, düzeyli ve neşeli bir durum komedisi yapıyor.
Proje kafasında oluştuğunda, Reha Erdem düşündüğü oyunculara mesaj atarak teklif yaptığını anlattı. Tümü hemen kabul etmiş. Eskiden çalıştığı oyuncular dışında hiç tanımadığı iki oyuncudan da müspet cevap alınca, onları düşünerek rollerini yazmış. Sınırlı bir bütçeyle filmini hayata geçirmeyi başarmış. Haziranda çekimi biten filmin müziklerinin telif haklarını almak, filmin sekiz ay sonra vizyona girmesine yol açmış.
Son yıllarda pek moda olan, insanların korkularıyla oynayıp, kendilerine polis olarak tanıtıp telefonla av kovalama yöntemi Reha Erdem’e bu film için ilham vermiş. İnsan psikolojisine vakıf, ikna kabiliyeti yüksek yeteneklerini paraya çeviren sahtekârlar filmde iki kişiyle temsil ediliyor. Film, iki dolandırıcının farklı sosyoekonomik kökenden gelen insanların geçmişlerindeki yolsuzluklarını bulup, otorite korkularından faydalanıp şantajla para sızdırmaları üzerine.
Mizah duygusu yüksek bir yönetmen
Filmin konusu bizleri bir yıldır evimize hapseden karantina günlerinde geçiyor. Felek (Serkan Keskin) ve Kerim (Bülent Emir Yarar) bu dönemde akla gelebilecek en güzel vurgun yolunu bulur. İnsanların cep telefonlarına ve bilgisayarlarına erişip kendilerini 4. Daire adı verdikleri bir birimin devlet yetkilisi olarak tanıtacak, onları ‘suç’larını itirafa zorlayacaklardır. Kerim bir bilgi toplama uzmanı olarak insanların zaaf ve açıklarına ulaşabilmekte, avına düşürdüğü insanları Felek’le baş başa bırakmaktadır. Resmi dilde konuşmaktaki, insanları itirafa zorlamaktaki yeteneğiyle Felek, korkuttuğu insanlardan talep ettiği paraları Kerim’in banka hesabına yatırmaları için ikna etmektedir.
Hilebazlıkta sınır tanımayan Kerim, bankadaki suç ortağı ile her yatan paradan sonra hesabı kapatmakta ve yeni bir av için yeni bir hesap açtırmaktadır. Bu arada Felek’e hak ettiği payını da vermemektedir. Felek-Kerim ikilisinin insanlarda var olan ‘suçluluk duygusu’ üzerine yürüyen kurdukları kumpas genelde iyi işliyor. Erkekler zokayı çabuk yutarken, kadınlar daha olgun ve cesur davranıyor. Esasen ‘Seni Buldum Ya!’nın kadınları tüm Reha Erdem filmlerinde olduğu gibi daha güçlü karakterler.
Filmde erkeklerin daha zayıf oldukları görülüyor. Kıvrak zekâlı kadınlar kurulan tuzağın içine düşmedikleri gibi filmin sürprizli final bölümünü de hazırlıyorlar. Filmdeki beş kadın karakterin dördü kurulan dolandırıcılık kumpasındaki boşlukları bulup dalgalarını geçiyorlar.
Bu yaratıcı komediyi daha da sevimli kılan müzik ve dans sahneleri ince bir düşünüş. Arjantin ve Uruguay kökenli, 1870’lerde çok popüler olan müzik ve dans türü Milonga, filmde çok başarılı bir şekilde kullanılıyor. İnsanın içini ısıtan Arjantin tangoları eşliğinde, çoğunun tek başına yaşadığı evlerinde yaptıkları dans gösterileri filme müthiş bir sıcaklık katıyor. Filme adını veren şarkı, 70’lerde Orhan Gencebay’ın bestelediği ‘Seni Buldum Ya!’yı Neşe Karaböcek kapanış jeneriğinde seslendiriyor.
Hiçbirimiz masum değiliz
İki düzenbazın internet aracılığıyla sürdürdükleri sömürü düzeni tezgâhında söz konusu şehir İstanbul’dur ve burada her türlü insan yaşar. Kimler vardır bu renkli insan portreleri arasında? Evhamlı, telaşlı, kompleksli kişiliğiyle emekli tapucu Cemil (Taner Birsel), dermatoloji uzmanı neşeli ve hınzır Doktor Nurperi (Nihal Yalçın), etrafına neşe saçan, güler yüzlü, sempatik bankacı Seçkin (Ezgi Mola), boşandığı kocasına iftira atarak çalıştığı üniversiteden kovduran acımasız akademisyen Tuba (Esra Bezen Bilgin), tuzağa kolay düşen bıçkın hazineci Rıfat (Tansu Biçer), kolej mezunu güngörmüş Arzu (Tilbe Saran).
Bir de şantaj için değil de evden kaçan ve dönmesi için gözü korkutulan yeni yetme Ceren (Ecem Uslu) var. Reha Erdem, filmdeki Z kuşağının temsilcisi bu karakteri alabildiğine karikatürleştirmekten keyif almış. Yüksek teknolojiye sahip, mizahı yüksek, alaycı olabilen bu güzel, alımlı, seksi genç kız kendisini korkutmaya çalışan, tanımadığı bir kişiye hınzırca posta koyabiliyor. Filmde çoğu evlerinde yalnız yaşayan dokuz oyuncuyla Zoom aracılığıyla mizanseni sağlamak, bir koreografi çalışması gibi. Evleri uygun olmayanlar ise çekimlerde komşularının evlerini kullanmışlar. Reha Erdem pandemi döneminde bomboş olan İstanbul sokaklarındaki çekimleri filmine ustalıkla montajlıyor.
Çoğu tiyatro kökenli oyunculardan kurulu kadroda aksayan yok. Zor rollerin aranan oyuncusu Serkan Keskin komediye yatkın bir aktör olduğunu kanıtlamak fırsatını buluyor. Felek’i Reha Erdem bir aşk adamı olarak tarif ediyor. Aşkı arıyor, Nurperi sayesinde buluyor, ancak bedelini de ödüyor. Serkan karakterine çok uygun düşen bu rolde çok başarılı. Reha Erdem’in bazı rolleri senaryosunda çok severek yazdığı belli oluyor. Nihal Yalçın, perdeyi aydınlatan gülümsemesiyle, karizmasıyla öne çıkıyor. Kafa karıştırıcı sözler ve soğukkanlılığıyla Felek’i çaresiz bırakan akademisyen Tuba rolünde Esra Bezen Bilgin müthiş bir performans çıkarıyor. Kısa rollerinde Tansu Biçer, Ecem Uslu, bilinen oyun güçleriyle Taner Bilsel, Tilbe Saran, Ezgi Mola oyuncu kadrosunun başarısına ortak oluyorlar.
Serkan Keskin, Nihal Yalçın ve Bülent Emin Yarar aldıkları dans derslerinin hakkını vererek, dans gösterilerindeki müthiş performanslarıyla şaşırtıyorlar. Filmin bir sürprizi de, jenerikte iki yapımcıdan biri olarak Serra Ciliv’in adını görmek. İf İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin (Pelin Turgut ile birlikte) 17 yıldır direktörlüğünü yapan Serra Ciliv birkaç yıldır İspanya’da yaşıyor.
ŞALOM