BURSA ARENA / Haber Merkezi
Kapitalizmi kara mizahla eleştiren ‘Parazit’ adlı Güney Kore filminin ‘En İyi Film’ kategorisinde Oscar Ödülünü alarak tarih yazmasıyla hatırlanacak olan 92. Oscar törenini her sene olduğu gibi öne çıkan unsurlarıyla filtreden geçiriyoruz.
Taika Waititi’nin haklı sevinci
Babası Yeni Zelanda yerlilerinden Māori kabilesinden gelen ve annesi Yahudi olan yönetmen, yazar ve oyuncu Taika Waititi mutlu sona ulaştı. Diğer adı Taika Kohen olan 44 yaşındaki Waititi, ‘Tavşan Jojo’ adındaki filmiyle ‘En İyi Uyarlanmış Senaryo’ dalında Oscar Ödülünün sahibi olarak aynı zamanda Oscar tarihinde ilk ‘etnik kültüre sahip yabancı asıllı kazanan’ unvanını da almış oldu. Waititi BAFTA’da da bu ödüle layık görüldü.
Waititi’nin nefret karşıtı mizah içeren filminde hayali arkadaşı Hitler olan bir çocuğun hayatına odaklanılıyor. Altı dalda adaylığı olan film yalnızca bir dalda ödül kazanabildi. Waititi sahnede etnik kökeninden duyduğu gururu dile getirirken, Yahudi annesine de seslenmeyi ihmal etmedi: “Annem olduğun için teşekkür ederim ve daha birçok sebepten ama en çok uyarladığım senaryonun kitabını bana verdiğin için teşekkür ederim. Bunu yapmasaydın bu film olmazdı.” Waititi’nin annesi Robin Cohen, oğluna Christine Leunens’ın ‘Caging Skies’ adlı kitabını okuması önermişti. Waititi ödülü Yahudi oyuncular Natalie Portman ve Timothée Chalamet’den aldı.
Kazandıktan sonra basına yaptığı açıklamada Waititi, “Savaş bittiğinde çok net bir kural vardı. Nazi iseniz hapse giderdiniz. Şimdi kurallar değişti. Nazi iseniz şehrin merkezinde tüm dostlarınızı davet ederek miting yapabilirsiniz. Bir şeyler yanlış” diyerek filmi nefret ve hoşgörüsüzlüğe yanıt olarak yaptığını belirtti.
Natalie Portman kıyafetiyle mesaj verdi
Portman’ın Dior marka elbisesinin ceketinin yaka bölümünde yaldızlı isimler dikkat çekti. Portman’ın açıklamasına göre isimler bu sene Oscarlara aday olmayan kadın yönetmenlere aitti. İşlemeli yazılarda Lulu Wang (The Farewell), Greta Gerwing (Little Women), Alma Har’el (Honey Boy), Lorene Scafaria (Hustlers), Celine Sciamma (Portrait of a Lady on Fire), Melina Matsoukas (Queen & Slim), Marielle Heller (A Beautiful Day in the Neighborhood) ve Mati Drop (Atlantics) isimleri yer aldı. Bu yıl kadınların ve siyahilerin oldukça az temsili yalnızca Portman tarafından değil birçok başka sanatçı tarafından da dile getirildi.
Geceye katılan İsrailli yönetmen Alma Har’el, Natalie Portman’ın bu jesti karşısında duygulandığını dile getirirken ilk kez İngilizce olmayan bir filmin En İyi Film Ödülünü almasından duyduğu heyecanı da paylaştı.
Joaquin Phoenix ödüle doymadı
Altın Küre Ödülleri, Eleştirmenlerin SeçimiÖdüllerive BAFTA’da ‘En İyi Erkek Ödülü’nü alan Joaquin Phoenix, Oscar Ödüllerinde de şaşırtmadı. Annesi Yahudi olan Phoenix teşekkür konuşmasında sessizlerin sesi olarak hayvan haklarına dikkatleri çekti.
Oscar tarihinde heykelcik ikinci kez Joker rolüne gitmiş oldu. İlki, 2009 yılında Heath Ledger’a (ölümünden sonra) ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’ getirmişti.
Parazit 1917’yi gölgede bıraktı
Altın Küre, Yapımcılar Birliği Ödülleri ve BAFTA’daki başarısından sonra annesi İngiliz Yahudi’si olan İngiliz Sam Mendes, Oscar töreninden beklenmedik şekilde eli boş ayrıldı. Mendes’in yapımcılığını, yazarlığını (orijinal) ve yönetmenliğini yaptığı ‘1917’ adlı film, söz konusu üç kategoride aday olsa da her birini ‘Parazit’ ile tarihe geçen Güney Koreli Bong Joon Ho’ya kaybetti.
1917, görüntü yönetmenliği, ses miksajı ve görsel efektler kategorilerinde üç ödülün sahibi oldu.
Idina Menzel’dan bir Frozen klasiği daha
Frozen 2 çizgi filmi en iyi animasyon dalında aday gösterilmedi ancak filmin şarkısı ‘Into the Unknown / Meçhula Doğru’ gecede ‘En İyi Şarkı’ adayıydı. İlk Frozen filmindeki ‘Let it go / Aldırma’ Oscar kazanan İdina Menzel tarafından seslendirildi. Yahudi şarkıcıya farklı milliyetlerden şarkıcılar kendi dilleriyle eşlik etti. Ancak Menzel ödülü ‘I'm gonna love me again / Kendimi yine seveceğim’ adlı parçasıyla Elton John’a kaptırdı.
Diane Warren ismi bu yıl ‘I’m standing with you’ şarkısıyla 11.kez Oscar’a adaydı. Soyadını Wolfberg’den değiştiren Yahudi şarkı yazarı, Lady Gaga’dan Beyonce’ye, Tina Turner’dan Elton John’a kadar en bilinen pop şarkıcılarına şarkılarını veriyor. Celine Dion’un ‘Because You Loved Me’ ve Aerosmith’in ‘I Don’t Wanna Miss a Thing’ şarkıları dahil olmak üzere tek bir Oscar bile kazanamadı. Warren tarihe en çok Oscar adaylığı olup hiç kazanamayan kişi olarak geçti.
Sunucusuz ikinci sene
Düşen rating sorununa çare olarak geçen seneki gibi bu sene de töreni sunucusuz yapma kararı alan Akademi geçen yıllara göre tarihi de Şubat sonundan üç hafta geri çekti. 5 Ocak’ta Golden Globe ile başlayan, 12Ocak’taEleştirmenlerin SeçimiÖdülleri, 18 Ocak’ta Yapımcılar Birliği Ödülleri, 25 Ocak’ta Yönetmenler Birliği Ödülleri,26 Ocak’ta Ekran Oyuncuları Birliği Ödülleri, 2 Şubat’ta BAFTA Ödülleri ve 8 Şubat’ta Bağımsız Ruh Ödülleriyle devam eden sezonda Akademi sonuçlardan çok etkilenmemek için bu hamleyi yaptı. Gecede sunuculuk yapan veya ödül veren Yahudi simalar Natalie Portman, TimothéeChalamet, Beanie Feldstein, Gal Gadot, Steven Spielberg ve Maya Rudolph’tu.
Brie Larson, Sigourney Weaver ve Gal Gadot
‘Anısına’ bölümüne son dakika Kirk Douglas eklemesi
Stephen Spielberg’in sunduğu ‘Anısına’ bölümünde, Billie Eilish’in seslendirdiği ‘Yesterday’ parçası eşliğinde anılan sinema emektarları arasında tanınan Yahudi isimler de yer alıyordu. ‘Schindler’in Listesi’ filminin yapımcılarından Holokost kurtulanı Branko Lustig, ‘Gece Yarısı Kovboyu’ filminden tanınan aktris Sylvia Miles ve ‘The Graduate-Aşk Mevsimi” ve ‘Get Smart-Akıllı ol’ filmlerinin senaristi Buck Henry isimler arasındaydı. En son törenden birkaç gün önce hayatını kaybeden efsanevi oyuncu Kirk Douglas alkışlarla anıldı. Bunun yanı sıra Akademi’nin bir film müzesi açacağının haberini veren gecenin adaylarından Tom Hanks anonsunu Kirk Douglas’a ithafen “Ben Spartaküs’üm” diyerek sonlandırdı.
6 Şubat Perşembe günü 103 yaşında hayata veda eden Kirk Douglas Hollywood’un Altın Çağından geride kalan son oyuncu olarak görülüyordu. Neredeyse kare olan çenesi ve maço duruşuyla başta ‘Şampiyon’ filminde olmak üzere kazandığı ilk rollerden, ‘Diri Gömülenler’ adlı komedi filmindeki açgözlü gazeteci rolü ve ‘Çıplak Ruhlar’daki hain film yapımcısı rolüne kadar geniş bir yelpazede çok yönlü kabiliyetini sergiledi. Stanley Kubrick ile yaptığı iki efsanevi film ‘Zafer Yolları’ ile savaş karşıtlığını ön plana çıkarıyor, Spartaküs ile ise kara listeye alınmış senarist Dalton Trumbo’nun ismini zikrederek onun adını aklıyordu. 1956 yapımı ‘Ölmeyen İnsanlar’ filmi ile Van Gogh’un hayatını canlandırırken başarısıyla ününe ün katmıştı.
Kirk Douglas, kariyerine 87 filmve gençlere Holokost bilinci aşılayan kitabı dahil on bir kitap sığdırdı. Üç kez Oscar adayıolan Douglas,1996’da hayat boyu başarı Oscar’ını ve bunun yanındaBaşkanlık Özgürlük Madalyası aldı. Yönetmen koltuğuna da oturan aktör aynı zamanda yardımseverliği ile biliniyordu; ABD ve İsrail’de çeşitli amaçlar için 100 milyon dolardan fazla bağış yaptı.
Issur Danielovitch olarak 1916’da New York’ta Rus göçmeni Yahudi bir aileye doğan Kirk Douglas, genç yaşında Yahudilik kurallarına pek ilgi göstermiyordu. Yine de Kipur günlerinde oruç tuttuğunun ipuçlarını, “Boş karnına Lana Turner ile sevişmek hiç de kolay değil’ sözleriyle veriyordu. Ancak 1991’de geçirdiği helikopter kazasından sonra hayatın anlamını ararken DouglasYahudiliğini kucakladı. Hahamlardan ders alarak Tevrat okumaya başlayan Douglas, 2000 yılında 83 yaşında “Bugün yetişkin bir erkek oldum” sözleriyle ikinci barmiztva’sını kutladı.
Douglas’ın ne ilk eşi Diana Dill ne de 1954’te evlendiği ikinci eşi Anne Buydens Yahudi değildi; çocukları da Yahudi adetleriyle büyümemişti. Fakat büyük oğlu, oyuncu ve yönetmen Michael Douglas,son zamanlardaYahudiliği ile bağlandı ve 2015’te Yahudi değerleri açısından örnek gösterilen başarılı Yahudi isimlere verilen bir milyon dolarlık Genesis Ödülünü kazandı.
2014’te 60. evlilik yıldönümü partisinde Buydens misafirlere bir sürpriz yaptı ve “İki Şiksa (henüz Yahudi olmamış kız) ile evlenen Kirk’ün iyi bir Yahudi kızla evlenmesinin vakti geldi” diyerek Yahudiliğe döndüğünü ilan etti. (Kaynak: Şalom)