BURSA ARENA / Haber Merkezi
İspanya’da, Max Award 2019’da ‘En İyi Müzikal Gösteri’ seçilen The Opera Locos, Türkiye’de ilk kez 28 Kasım akşamı, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda, izleyicilere sürprizlerle dolu coşkulu bir akşam yaşatacak.
En bilinen opera hitlerini rock ve pop düzenlemelerle seslendiren beş sıra dışı şarkıcının teatral performansını yansıtan The Opera Locos, operayı her yaş ve kesimden izleyiciye tanıtmak, sevdirmek amacıyla tasarlandı.
Tenor Javier Agullo, Soprano Maria Rey-Joly, Mezzo-soprano Mayca Teba, Bariton Enrique Sanchez ve Kontrtenor Juan Carlos Coronel’in canlı seslendireceği şarkıların enstrüman kayıtları Manuel Coves’in şefliğindeki Orquesta Sinfónica Verum tarafından yapıldı.
The Opera Locos’u tasarlayan ve sahneleyen Yllana, 1991 yılında Juan Francisco Ramos, Marcos Ottone, David Ottone, Joseph O´Curneen ve Fidel Fernández tarafından kuruldu ve o günden bu yana kendi prodüksiyonu olan otuzun üzerinde gösteri sahneledi.
44 ülkede, üç milyondan fazla kişiye yaklaşık 12.000 gösteri sunan topluluk, New York, Montreal, Mexico DF, Roma, Milano, Londra, Paris ve daha birçok şehrin en saygın salonlarında izleyenlerle buluştu.
Voca People (İsrail), Ye – Gam (Kore), Arturo Brachetti (İtalya) gibi prestijli topluluklarla aynı artistik çizgide ilerleyen Yllana’nın sanat yönetmeni David Ottone, yepyeni gösterileri The Opera Locos’u Şalom için anlattı.
The Opera Locos gösterinizi bize nasıl anlatırsınız?
Güzel bir aşk hikâyesi anlatmak üzere en bilinen ve en sevilen opera hitlerini komedi ile bir araya getirdiğimiz bir gösteri. Kısaca birçok şakası olan operatik komedi de diyebiliriz.
Gösterinin kahramanlarını bize kısaca tanıtır mısınız?
Sahnede beş şarkıcı olacak. Tony, şimdi kimsenin tanımadığı eskiden ünlü olan bir tenoru canlandırıyor. Axier, çok sert ve maço bir baritonu; Jose Carlos, deli dolu bir kontrtenoru; Maria, hayalperest ve naif bir sopranoyu. Mayca da vahşi bir mezzosopranoyu canlandırıyor.
Gösteriniz opera ve mizahı harmanlıyor. Bu tarz gösteriler genç jenerasyonun klasik müziğe ve operaya daha çok ilgi göstermesini sağlıyor diyebilir miyiz?
Evet, öyle olduğunu düşünüyoruz. Bunu yapma nedenlerimizden biri de bu. Opera çok elit ve mesafeli bir sanat gibi algılanıyor. The Opera Locos gibi gösteriler sayesinde dinleyicilerin anlaması ve sevmesi kolaylaşıyor. Bu gösteriyi opera müdavimleri de, opera ile yeni taşınlar da çok sevecekler.
Sahnede sadece şarkı söylemiyorsunuz. Çeşitli koreografiler ve teatral öğeler de var. Kostümleriniz, makyajlarınız… Sahnede nasıl hissediyorsunuz? Böyle bir gösteriyle sahnede olmanın en güzel yanı ne?
Gösterinin estetik yönü bizim için çok önemli. Çok güzel bir sahne tasarımımız var. Makyajımız, kostümlerimiz de öyle… Bize ‘Le Cirque Du Soleil’i anımsatıyor. Sahnede harika hissediyoruz.
‘İzleyiciler de gösterimizin bir parçası’Gösterinizde interaktif bölümler de var mı? Yani izleyiciler de gösterinin bir parçası mı?
Evet, kesinlikle! Çok eğlenceli bir opera masterclass’ı (çalışması) yapıyoruz. Ve bölümde tüm izleyiciler bizimle opera söylüyorlar!
Sizi Türkiye’de ağırlayacağımız için çok mutluyuz. Türkiye ve İstanbul ile ilgili izlenimleriniz neler?
Türkiye’yi çok seviyoruz! İlk gösterimiz ‘¡Muu!’ ile 1994 yılında İstanbul Sanat Festivaline gelmiştik. Çok başarılı geçmişti! O zamandan bu yana gösterilerimizle sık sık geliyoruz. Türk izleyicilerle aramızda çok özel bir ilişki var. Ama The Opera Locos gösterimizin ilk sahnelenişi olacak.
Gelecek hayalleriniz / projeleriniz neler?
Daha önce de söylediğim gibi, ekibimiz sürekli bir yaratım süreci içinde. Pagagnini’de ve 666’da yaptığımız gibi The Opera Locos ile de Off-Broadway’de sahne almak üzere New York’a uçmak istiyoruz. Bu şimdilik hayal gibi duruyor ama çok yakında gerçekleşeceğine eminim.
(Kaynak : Şalom)