Eylül giderken aldı yanına
Hazana karıştırdı, sarı kuzumu
Acı duymasına dayanamadım
“Git bebeğim, korkma
Özgürce koşacağın
Sessiz ülkeye git
Bekle bizi orada…” dedim
Komut bekliyormuş, ah bilemedim
Anında bindi gitti rüzgarın eteğine
Ellerimle uğurladım kendi göğüne
Seslendim, ağladım, dönmedi geri
Toprak aldı, bağrına bastı yaşlı bedenini
Özlemlere bıraktım dilsiz kuzumu
Düşen ilk yapraklar kondu üstüne
Çiçeklerle süsledim, hep bahar olsun
Kokusu dört yanımda asılı hala
Ne yana dönsem izleri yeni
Kulağımda sesi, yüzümde nefesi
Sonsuzluk çağırdı, yorgun kuzumu
Sorsalar bana, nedir sevgi
Nedir sadakat
Var mıdır gerçekte örneği
ŞANS’tı derim hiç düşünmeden
Onda gördüm, ondan öğrendim
Koşulsuz, saf sevmeyi
Ve yatırdım son yatağına
Örttüm şefkat işlemeli kalın yorganı
Yağmur yağıyor şimdi inceden
Can suyu veriyor güzel gözlüme
Üşümez, ıslanmaz, derin uykuda
Öperek uğurladım nazlı kuzumu..