Yaşadığı zamanın ötesinde bir sanatçı Zeki Müren. Ölümünün ardından 26 yıl geçti. 6 Aralık 1931 doğumlu sanatçı, yaşasaydı iki gün sonra 92 yaşına basacaktı. Onu, sanatını, hayata bakışını anlatmaya vakit yetmez ama gelin onu devrinin ötesine taşıyan 65 yıllık "aykırı" hayat hikayesinde bir göz atalım.
24 Eylül 1996'da kalp krizi sonucu aramızdan ayrılalı tam 25 yıl oldu.
1986 yılının yılbaşı gecesiydi. Sahne ışıklarının büyüleyiciliği arasında İstanbul Sarayburnu'ndaki Çakıl gazinosundan yükselen ses, müziğe adanmış bir ömrün vuslatıydı. Eskimeyen bir dost sıcaklığında yıllar geçmesine rağmen unutulmamış, hep hatırlanmış hatta özlenmişti. Türk müziğinin sanat güneşi uzun bir aradan sonra bir kez daha aydınlatmış, sevenlerinin içini ısıtmıştı.
Üsküp'ten Bursa'ya göç eden Kaya ve Hayriye Müren çiftinin tek çocuğuydu o. 1931 yılının 6 Aralık Cuma sabahı Hisar semtindeki 30 numaralı evde dünyaya gözlerini açtı. Aileden gelen bir yeteneği vardı. Henüz ilkokuldayken keşfedildi. Müsamerelerin başrolüydü. Eşi bulunmaz yeteneğinin Bursa'dan taşıp Türkiye'ye ulaşması gerekiyordu. Önce İstanbul'a gitti, sonra adını Türk müziğine altın harflerle yazdıracak kariyerinin ilk adımını attı. İlk plağını lise son sınıfta doldurdu. Henüz onu tanımayan seyircilerine 'Bir Muhabbet Kuşu' ile seslendi.
Eğitim hayatı birinciliklerle doldu. Şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan olan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi. Sanat onun için bir yaşam biçimiydi. Sayısız sanatçıdan ders aldı. 1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT İstanbul Radyosu'nun açtığı solist sınavında birinci oldu. 1 Ocak 1951 ise kaderinin değiştiği gündü.. İlk kez İstanbul Radyosu'nda canlı yayında seslendi seyircilere. Radyosunun başından o konseri dinleyenlerin tüyleri ürperdi. Telefon yağmuruna tutulan stüdyoyu ilk arayan ise Hamiyet Yüceses'ti. Konserin ardından hemen plağı basıldı. Türkiye radyolarının artık aranan bir ismi vardı: Zeki Müren.
Radyo yayınlarını konserler filmler takip etti. Onun heyecanı katlanarak yüzlere, binlere ulaştı. Sanat hayatına 600'ü aşkın plak, 300ü aşkın beste, 18 film sığdırdı. Okuduğu her beste insanın ruhuna işliyor, bir kitlenin derdine derman oluyordu.
Türk sanat musikisinde devrim yapan kişiydi o. Canı gibi sevdiği seyircilerine rahat ulaşabilmek için T podyum ile sahneye çıkıyor, saz ekibine tek tip kıyafet giydiriyordu. Binbir emekle tasarladığı kıyafetlerini ayakkabılarını ve aksesuarlarını dinleyicileri için özenle seçiyor, her kostümüne isim veriyordu. Sanatı öyle büyüktü ki birbirinden marjinal kıyafetlerini bile muhafazakar bir toplumda kabul ettirmişti.
Her seferinde aynı heyecan ile tırmanıyordu sahnenin merdivenlerini. Ama bu heyecan "ölümsüzlüğün" başlangıcı olacaktı. Sıklığı artan kalp rahatsızlıkları, şeker hastalığı sahnelerden uzaklaşmasına neden oldu. Bodrum'daki evinde "kendini dinlemek" üzere inzivaya çekildi. Ta ki Bodrum'daki evine gelen bir telefon Zeki Müren'i tekrar sahneye çağırana kadar.
TRT İzmir televizyonu kendisi için bir tören düzenleyecekti. Doktorların katiyen yasakladığı canlı yayın teklifini Zeki Müren teklifi kabul etti. Bodrum'dan İzmir'e gitti. Heyecanlıydı. Her şey herkes onun için hazırlanmıştı. 6 yıl aradan sonra sahneye çıkacaktı. Bu özel gece için 5 kostüm diktirmişti. O gece sahneye çıktığında giyeceği kostümün adını da olacakları bilirmiş gibi seçmişti: Son Gece.
Ve Paşa, 24 Eylül 1996 günü seyircisi ile yeniden buluştu. Ama o heyecan kalbini çok zorladı. Radyoda ilk programında kullandığı mikrofon ona hediye edilirken fenalaştı. Korkusu halkının önünde yere düşmekti. Dişini sıktı. Hediyesini aldıktan sonra koltuğuna gitti. Son sözü ise "Beni dışarı çıkarın" oldu.
Kararan stüdyo ışığında adeta bir yıldız gibi gökyüzüne kaydı. Hayranları, onu seven binlerce kişi yasa boğuldu. Kitlelerin katıldığı bir cenaze töreni ile toprağa verildi. Yaşarken olduğu gibi öldüğünde de hayatları aydınlattı. Tüm mal varlığını Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı'na bıraktı. Şimdi Bursa'da adının verildiği Zeki Müren Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi'nde yüzlerce sanatçı yetişiyor. Ve 3 bine yakın öğrenci onun verdiği burstan yararlanarak eğitim hayatını tamamladı. Bodrum'da son yıllarını yaşadığı sanat müzesine dönüştürülen evi, ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Kimsesizlerin kimsesizi, yalnızların yalnızı, dertlilerin dertlisi, aşıkların aşkı Zeki Müren., yıllar geçse de hayat verdiği şarkılarında yaşıyor.
CNNTürk