Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, 2 yıllık pandemi arasının ardından 18-28 Kasım tarihleri arasında seyirciyle buluşuyor..
Dün akşam Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde Kadıköy Halk Tiyatrosu’nun “Celile” adlı oyunu ile açılışı gerçekleştirilecek olan festivali, 25. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali Yönetmeni Yener Aksu ile konuştuk. Ekonomik koşullar nedeniyle dar kadrolu oyunlara yer vermek zorunda kaldıklarını ifade eden Aksu, “Tiyatro toplumun aynasıdır” dedi ve bu yıl kadın temalı oyunların ağırlıkta olduğunu söyledi.
Bundan çeyrek asır önce, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf’ın (TAKSAV) üyeleri, amatör tiyatro topluluklarının sorunlarını konuşmaya başladı. Amatör tiyatrolar o dönemde çatı aralarında, bodrum katlarında, apartman dairelerinde eserleri sahnelemeye çalışıyordu. İşte bu sorunların konuşulduğu bir ortamda Ankara’da “Amatör Tiyatrolar Buluşması” adlı bir etkinlik yapılmasına karar verildi. Bu kararın sonrasında TAKSAV üyeleri gördüler ki Ankara’daki amatör tiyatroların sorunları aslında Türkiye’deki tüm amatör tiyatro topluluklarının sorunlarıyla ortak. Böylece “Amatör Tiyatrolar Buluşması” önce ulusal çapta bir tiyatro festivaline dönüştü. Sonrasında da Ankaralılar, bu akşam 25’inci açışıyla seyirci ile buluşacak olan Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’ne kavuştu.
Amatör tiyatroların sorunlarına dikkat çekmek için yola çıkan festivalde bu yıl da amatör toplulukların oyunlarına öncelik verildi. Festivalin yönetmeni Aksu, bu yıl için seçilen oyunları, festivalin hazırlık sürecini ve açılış töreninde verilecek ödülleri Anayurt’a anlattı.
İlk olarak pandemi döneminin tiyatroyu nasıl etkilediğine dikkat çeken Aksu, tiyatrocuların sahne gelirinden başka geliri olmadığını, devletin desteğinin “yok” denecek kadar az olduğunu, 2 yıla yakın süre sahnelerin açılamadığını, butik salonlarla ayakta kalmaya çalışan tiyatroların kira ödeyemedikleri için salonlarını kapatmak zorunda kaldığını, yetiştirilen oyuncuların tiyatro yapamama nedeniyle başka sektörlere geçtiğini anlattı. “Pandemi tiyatronun üzerine karabasan gibi bindi” diyen Aksu, “Umarım bu yeni dönemde önleri açılır. Festivalde de bizim amatör tiyatrolara daha çok yer vermek istememizin nedeni onlara yeni bir nefes aldırma noktasında nasıl bir katkımız olabilir düşüncesinde olmamız” dedi.
Festival için yıla yayılan bir hazırlıklarının olduğunu söyleyen Aksu, “Pandemi deneniyle ağustos ayına kadar kasım ayındaki festivali yapabilir miyiz, yapamaz mıyız sorusu hep kafamızın bir yerinde kaldı. Ama biz her yıl olduğu gibi başvurularımızı internet üzerinden aldık. 90’a yakın tiyatro topluluğu başvurdu” ifadelerini kullandı.
EKONOMİK KOŞULLAR DAR KADROLU OYUNLARA YÖNLENDİRDİ
Özellikle Ankara dışından gelecek olan grupların ulaşım, dekor nakliye, konaklama gibi giderlerinin çok yüksek olduğuna dikkat çeken Aksu, “Bir örnek vermek istiyorum. İstanbul’dan Ankara’ya bir dekor kamyonunun gelişi minimum 15 bin TL. ‘Sinop’tan bir dekor kamyonunun gelişi kaç paradır’ diye sorduk. ‘13-14 bin TL’ dediler. Böyle bir ortamda açıkçası biz hem dekoru az olan hem oyuncu sayısı az olan az kadrolu oyunları tercih etmeye çalıştık. Yurtdışından toplulukları bu sene çok ağırlayamadık. Aldığımız bilgilere göre onların da kendi ülkelerinden bulacakları sponsor destekleri azalmış durumda. Bu sene bir Azerbaycan’dan bir topluluğu, Azerbaycan Ağdam Devlet Tiyatrosu’nu ağırlıyoruz. Bir Aziz Nesin klasiği olan “Al Canımı Ağrın Alım” adlı oyunu sahneleyecekler” sözleriyle ekonomik krizin festivali nasıl etkilediğini anlattı.
Festivalde sahnelenecek 33 oyunun büyük çoğunluğunun kadın oyunu olduğuna dikkat çeken Aksu, “Son yıllarda kadına yönelik şiddetin çok yaygınlaştığı, pervasızca hukukun çiğnendiği, kadınların haklarının yok sayıldığı, İstanbul Sözleşmesi’nin ortadan kaldırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Festivalimiz de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne denk geliyor. Bu sene kadın haklarını biraz daha öne çıkarma gibi bir misyonu oldu festivalin. Bu nedenle de 18 Kasım’daki açılışta Osmanlı döneminde bir nü ressam olan Nazım Hikmet’in annesi Celile’nin yaşadıklarını anlatan bir oyunu sahnelemek istedik” dedi.
Celile’nin dışında Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’nın Aristophanes’in “Lysistrata” adlı oyunu sahneleyeceğini, bu oyunda inançları adına devlet gücüne kafa tutan soylu bir genç kızın trajik öyküsünün anlatıldığını söyleyen Aksu, bu oyunun savaş temasını da içerdiğini anlattı. Aksu, festivalde kadın ve savaş gibi güncel temaların seçilmesine ilişki de şunları söyledi:
“Tiyatro bir ayna. Toplumun güncel yaşamını ya da dönemsel yaşamlarını anlatan bir ayna. Tarihin her döneminde dönemin egemenleri tarafından hoş karşılanmasa da tiyatronun insanların yaşadıklarını anlatma gücü var.”
Festivalin yarım asırlık geçmişine baktığında “İyi ki de yapmışız bunu” diye düşündüğünü aktaran Aksu şöyle konuştu:
“Biz festivale 25 yıl önce başladığımızda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin salonu hiç yoktu. Her ne kadar 20 yıl farklı bir anlayışla gelinmiş olsa da bu süreçte 2 tane salonu oldu. Çankaya Belediyesi’nin 5 tane salonu oldu. 1 tane kültür merkezi yapım aşamasında. İçinde uluslararası standartlarda salon olacak. Yenimahalle Belediyesi’nin 5 tane salonu oldu. Bunlara baktığımızda iyi ki başlamışız diyoruz. 25 yıldır da söz konusu belediyelerin bazıları örneğin Çankaya Belediyesi festivalimizin yanından hiç ayrılmadı. Festivalimize hep destek oldular ve bugün 3 belediye festivale destek oluyor. Toplumun kültürel genlerinin değişimi için 25 yıllık bir emek az bir emek değil. 25 yılda on binlerce insana dokundu festival. Bine yakın tiyatroyu Ankara’ya taşıdı. Başkentin kültürel yapısının değişimine az değil bence çok katkılarının olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda mutluyuz.”
Aksu, katkılarından dolayı Çankaya Belediyesi Başkanı Alper Taşdelen’e 25. Yıl Özel Ödülü verileceğini de sözlerine ekledi. 25 yıl boyunca Çankaya Belediyesi’nin bir kurum olarak hep yanlarında olduğunu dile getiren Aksu, “Alper Bey’in babası Doğan Taşdelen festivalimizin ilk yılında Çankaya Belediye Başkanı idi. 25 yıl sonra da yine o kurumun başında bir Taşdelen var. Hem bu anlamda Doğan Taşdelen’i anmak hem de Çankaya Belediyesi’nin 25 yıllık desteğini anmak için, kamuoyuna da bunu deklare etmek için Çankaya Belediyesi’ne ödül vermek istedik. 25. Yılın belediye başkanı da Alper olması nedeniyle Alper Bey’e ödülü takdim edeceğiz” dedi.
Festivalin bu yılki Onur Ödülü, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda da uzun yıllar oyunculuk yapmış olan Metin Coşkun’a, Emek Ödülü ise tiyatro eleştirmeni ve festivalin Danışma Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Filiz Elmas’a verilecek.
Demet Aran- Özel Haber / Anayurt Gazetesi