Saltuknâme, 1200’lü yıllarda, Saltuk Gazi zamanında bölgeye yapılan göçler, iskânlar, savaşlar ve tarihi olaylar üzerine kaleme alınmış bir eserdir. Dolaysıyla bu eser, Osmanlı fethinden önce bölge halkında bize önemli bilgiler ulaştırması bakımından çok değerlidir.
Saltuknâme; Rumeli’nin Türkleşmesinde ve İslâmlaşmasında büyük rolü olan 13. yüzyıl alperenlerinden Sarı Saltuk’un haayatını anlatan Anadolu Türk destanlarından biridir. Eserde, Sarı Saltuk’un menkîbelerini dönemin önemli kişilerinin menkîbeleri ve bu kişilerin Sarı Saltuk ile olan münasebetleri de anlatılmaktadır...
Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem’in (Cem Sultan) şehzadeliği esnasında verdiği talimat üzerine Ebu’l Hayr Rûmi tarafından kaleme alınan Saltukname yedi senelik bir çalışma sonucunda Türk sözlü geleneğinden toplanarak kitaplaştırılmıştır. 1480 yılında yazılan eser Topkapı Sarayı Müzesi Yazma Eserler Kütüphanesi’nde muhafazza edilmektedir. Saltuknamenin Kültür Bakanlığı ve başka yayınevleri tarafından yeni harflerle de çeşitli baskıları yapılmıştır....
28 Ocak 2009 tarihinde Almanya’da gerçekleştirdiğimiz “III. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi’nde Prof. Dr. Necati Demir Hocamız, sunduğu “Saltık-name’ye Göre Batı Trakya” adlı tebliğinde, Türklerin Batı Trakya’ya üç aşamada yerleştirildiğini ifade etti ve şöyle dedi:
"Bunlardan birinci aşaması, gayri müslüm Tatarlardır. Bahsedilen Tatarlar, Karadeniz’in kuzeyinden gelip bu bölgede iskân eden Hun, Bulgar, Kuman ve Peçenek Türkleridir... Geçekten de Tatarköy (Seterna), Tatar Yeniköy (Neochorl), Balabanköy (Dialampi) vs. gibi yer adları gayrimüslüm Tatarların tarihi mirasıdır...
İkinci aşama ise, Selcuklular döneminde Çanakkale Boğazını geçip Edirne ve çevresine yerleşen Müslüman Türklerdir. Saltık-name, bu ikinci aşama üzerine yani 1200’lü yıllarda, Saltık Gazi zamanında bölgeye yapılan göçler, iskânlar, savaşlar ve tarihî olaylar üzerine kaleme alınmş bir eserdir.
Dolaysıyla eser, Osmanlı fethinden önce bölge hakkında bize önemli bilgiler ulaşması bakımından çok değerlidir. Nitekim Lavara’nın eski adı Saltıkköy, Valtos’unki ise Saltıklı’dır. Bu yer adları, o dönemin mirasıdır.
Üçüncü aşama ise, Batı Trakya’nın Osmanlı dönemindeki fethi ile ilgilidir. Eserin yazarı Ebü’l Hayr-ı Rûmî, eserin son kısmını Osmanlıların fethine ve iskânına ayırmıştır. Batı Trakya yer adlarının çoğunluğu da Osmanlı, Beyköy, Bayatlı, Vakıf, Beygirciler..."
Saltık-name’de günümüz Batı Trakya sınırları içerisinde kalan mekânlar hakkında da çok önemli bilgiler bulunmaktadır... Örneğin, Arda nehrinin kenarındaki Tanrı Dağı’ndan Mekri şehri kalesinin durumuna, Arda nehri ve Meriç nehrinin suyunun özelliklerinden bu nehirlerin adlarını alışı ile ilgili efsanelere, Gümülcine ve Dimetoka şehirlerinin coğrafyasına kadar belki de eşi benzeri hiç bir kaynakta bulunmayacak bilgiler ve rivayetler Saltık-name’de karşımıza çıkmaktadır.
Bu bilgiler ışığında anlıyoruz ki, Batı Trakya ile ilgili ilk kaynaklardan biri Saltuknâme’dir...
Ama gel gör ki, bizim Batı Trakyalıların bundan heberi bile yok....
Saygılarımla...