Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Eurofertil Tüp Bebek Merkezleri Medikal Direktörü Op. Dr. Hakan Özörnek, tüp bebekte kişiye özel planlanmış tedavilerin maliyeti azatlığını başarıyı da artırdığını söyledi.
Özörnek, kısırlık probleminin ülkemizde neredeyse her 5 çiftten birini ilgilendiren önemli bir sosyal, psikolojik ve ekonomik problem olduğunu söyledi. Son yıllarda kadın ve erkeğe ait problemlerin çoğunun tedavisine olanak sağladığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özörnek, “Buna rağmen sorunu yaşayan çiftler, kendilerine özel olarak planlanmış tedavilere ulaşmakta ve başarılı sonuç elde etmekte önemli zorluklar yaşayabilmektedirler. Bazen de kendileri için çok önemli olan zamanlarını boşa harcamakta, lüzumsuz tedavilerle paralarını ve ümitlerini kaybetmektedirler. Önemli olan kişilerin dürüst, istismardan uzak ve bilimsel olarak doğru yaklaşımda bir merkezden hizmet alabilmeleridir. Tüp Bebek tedavisi hem zahmetli hem de maliyeti göz ardı edilemeyecek bir yöntem. Çiftler çocuk sahibi olma yolunda hedeflerini ve rotalarını doğru belirleyemezler ise hem maddi hem manevi kayıp yaşıyorlar ve en önemlisi çocuk sahibi olma şanslarını kaybedebiliyorlar.
Tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya aday çiftlerin çok iyi bir şekilde değerlendirildikten sonra kendilerine özel yani ’butik’ uygulamaları içeren bir tedavi protokolüne alınmaları gerekiyor” dedi.
Gebe kalma şansı
Özörnek, “Bir yıl süreyle hafta iki kez birlikteliğe ve herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanılmamasına rağmen gebe kalınamaması infertilite (kısırlık) olarak tanımlanır. Gebe kalma şansı birliktelik süresinin artması, ilişki sıklığı ve çiftin yaşı ile doğrudan ilişkilidir. Öte yandan kadına ve erkeğe ait sorunlar (yumurtalık rezervi, rahim içi yapışıklıklar, sperm sayısı ve kalitesi, varikosel) Herhangi bir doğum kontrol yöntemi ile korunmayan çiftlerin yaklaşık yüzde 20-25’inde ilk bir ay içinde, yüzde 60’ında 6 ay içinde ve yüzde 80-85’inde 1 yıl içinde gebelik oluşmaktadır. Geriye kalan yüzde 15-20 çiftte ise infertilite problemi ile karşılaşılmaktadır.”
Kişiye özel tüp bebek
Kişiye özel tüp bebek uygulamaları hakkında bilgi veren Özörnek, “Başarıyı getiren en önemli unsurlardan biri tüp bebek uygulanacak çiftin öncelikle tek tek ele alınması ve sadece o çifte uygun olan tedavi sisteminin ortaya konulabilmesidir. Doğru tanı ve kişiye özgü tedaviler beraberinde yüksek başarı getirmektedir. Tıp dünyası bizim de uzun süredir üzerinde durduğumuz ve uyguladığımız bir kavramı öne çıkarıyor.
Tüp bebekteki başarıyı artırmak ve tedavi maliyetlerini düşürmek için artık ’çiftlere özel tedavi’ uygulanıyor. Kişiye özel tedavilerde hastanın yaşı, vücut kütle indeksi, yumurtalık rezervi ve hormon değerlerine göre hastalar için özel tedavi protokolleri hazırlanır. Çiftin evlilik süresi, varsa daha önce yapılan tedaviler ve sonuçları, geçirdiği hastalıklar, ameliyatlar, jinekolojik ameliyatlar sorgulandıktan sonra muayene ile rahim ve yumurtalıklar değerlendirilmelidir. Çifte hangi ilaçların kullanılacağını, uygulanacak ilaçlara cevaplarını, yumurtaların hangi sıvılar içinde geliştirilmesinin daha iyi sonuç vereceği yapılan tetkikler ile anlaşılabiliyor. Artık neredeyse çiftlere tedavinin yüzde kaç başarı sağlayacağını bile daha ilk görüşmede yapılan tetkiklerle söyleyebiliyoruz. Deneme yanılma yöntemi yerine, değerlendirmenin iyi yapılması gerekir. Bir çiftin tedavi sonucu gebe kalma oranı ancak embriyo transferi sonrasında doktor tarafından söylenebilir” dedi.
Başarı ve mutluluk artıyor maliyet azalıyor
Özörnek şöyle devam etti:
“Üremeye yardımcı tedavi yöntemleri uygulanmaya başlandığından buyana tedavi protokolleri, kullanılan ilaçlar, embriyoloji laboratuvarı ve kullanılan araç gereçler yıllardır değişmiş ve gelişmiştir. Oldukça hızlı gelişim gözlenen bu alanda en önemli amaç yüksek gebelik oranlarına ulaşmaktır. Tüp bebek tedavisinin maddi açıdan çiftleri düşündüren bir tedavi şekli olmasını uygulamayı yapan hekimler olarak biz de arzu etmiyoruz. Kullanılan tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinin neredeyse tamamı ithal edilmektedir ve bunların maliyeti oldukça yüksektir. Aynı zamanda tedavi esnasında kullanılan ilaçlar da maliyete etki yapmaktadır. Günümüzde daha yeni ve kolay uygulanabilir ilaçlar üretilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda “hasta dostu” dediğimiz tedaviler ortaya çıkmıştır. Kişiye özel tedavilerdeki amaç daha iyi kalitede yumurta geliştirip gebelik oranını artırmak ve bazı hastalarda gözlenen yumurtalıkların aşırı uyarılması ile sonuçlanan yan etkilerden kaçınmaktır. Tedavi protokollerindeki bu değişim sonucunda daha az ilaç kullanıldığı için maliyet de azalmaktadır. Aynı zamanda tedavi süresinin daha kısa süreli olması ve daha az hastane ziyareti bu düşük maliyete katkı sağlamaktadır.”
Avrupa’ya göre tedavi masrafları daha az
Tüp bebek uygulamalarında Türkiye’nin Avrupa’da ilk 5, dünya sıralamasında ise ilk 7’de yer aldığını belirten Özörnek, “Amerika ve Avrupa ile karşılaştırıldığında Türkiye’de çok daha uygun maliyette ve aynı başarı oranlarında tedaviler gerçekleştiriyoruz. Tedavi süresinin (yaklaşık 10-15 gün) kısalması yurt dışından fazla sayıda insanın merkezlerimize başvurusunu açıklamaktadır” diye konuştu.
Üreme Sağlığı Ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, son dönemde yenilenen genetik testlerin, embriyo, yumurta ve sperm dondurma işlemlerindeki gelişmelerin, mikro akışkanlı çip uygulaması, serum tedavisi gibi çalışmaların Avrupa ve ABD ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de uygulanmakta olduğunu ifade etti. Bütün bu gelişmelerle en kaliteli embriyoyu en uygun zamanda ve koşullarda transfer ederek maksimum gebelik şansını elde etmeyi hedeflendiği belirten Özörnek, “Türkiye’de 1990’lı yıllarda özel sektörün de büyük katkısıyla çok başarılı tüp bebek merkezleri oluşturuldu. Yasal boşlukların giderilmesi bir yana kullanılan yeni teknolojiler sürekli takip edilerek geliştirildi.”
Yaşanılan süreçte doktorların eğitim ve deneyimleri arttığını ifade eden Özörnek, “Laboratuvar personelinin eğitimlerine ağırlık verildi. Türkiye yaklaşık 35 yıl önce başlatılan ilk tüp bebek uygulamasından bu yana çok önemli gelişmeler gösterdi. Günümüzde ülkemizdeki pek çok merkez dünyanın dört bir yanından gelen hastalara tüp bebek tedavisini dünya standartlarında üstelik çok daha uygun maliyetle ve yüksek başarı oranları ile sunmaktadır. Tüp bebek tedavisindeki gelişmeler sonucunda hem anne ve baba olma şansı arttı hem de çoğul gebelik gibi istenmeyen sonuçlar kontrol altına alındı. Yeni gelişmeler ilerleyen kadın yaşına rağmen anneliği ve sperm azlığı ve hatta yokluğu durumlarında bile babalığı mümkün kılıyor” diye konuştu.
Özörnek, kısırlık probleminin ülkemizde neredeyse her 5 çiftten birini ilgilendiren önemli bir sosyal, psikolojik ve ekonomik problem olduğunu söyledi. Son yıllarda kadın ve erkeğe ait problemlerin çoğunun tedavisine olanak sağladığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özörnek, “Buna rağmen sorunu yaşayan çiftler, kendilerine özel olarak planlanmış tedavilere ulaşmakta ve başarılı sonuç elde etmekte önemli zorluklar yaşayabilmektedirler. Bazen de kendileri için çok önemli olan zamanlarını boşa harcamakta, lüzumsuz tedavilerle paralarını ve ümitlerini kaybetmektedirler. Önemli olan kişilerin dürüst, istismardan uzak ve bilimsel olarak doğru yaklaşımda bir merkezden hizmet alabilmeleridir. Tüp Bebek tedavisi hem zahmetli hem de maliyeti göz ardı edilemeyecek bir yöntem. Çiftler çocuk sahibi olma yolunda hedeflerini ve rotalarını doğru belirleyemezler ise hem maddi hem manevi kayıp yaşıyorlar ve en önemlisi çocuk sahibi olma şanslarını kaybedebiliyorlar.
Tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya aday çiftlerin çok iyi bir şekilde değerlendirildikten sonra kendilerine özel yani ’butik’ uygulamaları içeren bir tedavi protokolüne alınmaları gerekiyor” dedi.
Gebe kalma şansı
Özörnek, “Bir yıl süreyle hafta iki kez birlikteliğe ve herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanılmamasına rağmen gebe kalınamaması infertilite (kısırlık) olarak tanımlanır. Gebe kalma şansı birliktelik süresinin artması, ilişki sıklığı ve çiftin yaşı ile doğrudan ilişkilidir. Öte yandan kadına ve erkeğe ait sorunlar (yumurtalık rezervi, rahim içi yapışıklıklar, sperm sayısı ve kalitesi, varikosel) Herhangi bir doğum kontrol yöntemi ile korunmayan çiftlerin yaklaşık yüzde 20-25’inde ilk bir ay içinde, yüzde 60’ında 6 ay içinde ve yüzde 80-85’inde 1 yıl içinde gebelik oluşmaktadır. Geriye kalan yüzde 15-20 çiftte ise infertilite problemi ile karşılaşılmaktadır.”
Kişiye özel tüp bebek
Kişiye özel tüp bebek uygulamaları hakkında bilgi veren Özörnek, “Başarıyı getiren en önemli unsurlardan biri tüp bebek uygulanacak çiftin öncelikle tek tek ele alınması ve sadece o çifte uygun olan tedavi sisteminin ortaya konulabilmesidir. Doğru tanı ve kişiye özgü tedaviler beraberinde yüksek başarı getirmektedir. Tıp dünyası bizim de uzun süredir üzerinde durduğumuz ve uyguladığımız bir kavramı öne çıkarıyor.
Tüp bebekteki başarıyı artırmak ve tedavi maliyetlerini düşürmek için artık ’çiftlere özel tedavi’ uygulanıyor. Kişiye özel tedavilerde hastanın yaşı, vücut kütle indeksi, yumurtalık rezervi ve hormon değerlerine göre hastalar için özel tedavi protokolleri hazırlanır. Çiftin evlilik süresi, varsa daha önce yapılan tedaviler ve sonuçları, geçirdiği hastalıklar, ameliyatlar, jinekolojik ameliyatlar sorgulandıktan sonra muayene ile rahim ve yumurtalıklar değerlendirilmelidir. Çifte hangi ilaçların kullanılacağını, uygulanacak ilaçlara cevaplarını, yumurtaların hangi sıvılar içinde geliştirilmesinin daha iyi sonuç vereceği yapılan tetkikler ile anlaşılabiliyor. Artık neredeyse çiftlere tedavinin yüzde kaç başarı sağlayacağını bile daha ilk görüşmede yapılan tetkiklerle söyleyebiliyoruz. Deneme yanılma yöntemi yerine, değerlendirmenin iyi yapılması gerekir. Bir çiftin tedavi sonucu gebe kalma oranı ancak embriyo transferi sonrasında doktor tarafından söylenebilir” dedi.
Başarı ve mutluluk artıyor maliyet azalıyor
Özörnek şöyle devam etti:
“Üremeye yardımcı tedavi yöntemleri uygulanmaya başlandığından buyana tedavi protokolleri, kullanılan ilaçlar, embriyoloji laboratuvarı ve kullanılan araç gereçler yıllardır değişmiş ve gelişmiştir. Oldukça hızlı gelişim gözlenen bu alanda en önemli amaç yüksek gebelik oranlarına ulaşmaktır. Tüp bebek tedavisinin maddi açıdan çiftleri düşündüren bir tedavi şekli olmasını uygulamayı yapan hekimler olarak biz de arzu etmiyoruz. Kullanılan tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinin neredeyse tamamı ithal edilmektedir ve bunların maliyeti oldukça yüksektir. Aynı zamanda tedavi esnasında kullanılan ilaçlar da maliyete etki yapmaktadır. Günümüzde daha yeni ve kolay uygulanabilir ilaçlar üretilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda “hasta dostu” dediğimiz tedaviler ortaya çıkmıştır. Kişiye özel tedavilerdeki amaç daha iyi kalitede yumurta geliştirip gebelik oranını artırmak ve bazı hastalarda gözlenen yumurtalıkların aşırı uyarılması ile sonuçlanan yan etkilerden kaçınmaktır. Tedavi protokollerindeki bu değişim sonucunda daha az ilaç kullanıldığı için maliyet de azalmaktadır. Aynı zamanda tedavi süresinin daha kısa süreli olması ve daha az hastane ziyareti bu düşük maliyete katkı sağlamaktadır.”
Avrupa’ya göre tedavi masrafları daha az
Tüp bebek uygulamalarında Türkiye’nin Avrupa’da ilk 5, dünya sıralamasında ise ilk 7’de yer aldığını belirten Özörnek, “Amerika ve Avrupa ile karşılaştırıldığında Türkiye’de çok daha uygun maliyette ve aynı başarı oranlarında tedaviler gerçekleştiriyoruz. Tedavi süresinin (yaklaşık 10-15 gün) kısalması yurt dışından fazla sayıda insanın merkezlerimize başvurusunu açıklamaktadır” diye konuştu.
Üreme Sağlığı Ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, son dönemde yenilenen genetik testlerin, embriyo, yumurta ve sperm dondurma işlemlerindeki gelişmelerin, mikro akışkanlı çip uygulaması, serum tedavisi gibi çalışmaların Avrupa ve ABD ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de uygulanmakta olduğunu ifade etti. Bütün bu gelişmelerle en kaliteli embriyoyu en uygun zamanda ve koşullarda transfer ederek maksimum gebelik şansını elde etmeyi hedeflendiği belirten Özörnek, “Türkiye’de 1990’lı yıllarda özel sektörün de büyük katkısıyla çok başarılı tüp bebek merkezleri oluşturuldu. Yasal boşlukların giderilmesi bir yana kullanılan yeni teknolojiler sürekli takip edilerek geliştirildi.”
Yaşanılan süreçte doktorların eğitim ve deneyimleri arttığını ifade eden Özörnek, “Laboratuvar personelinin eğitimlerine ağırlık verildi. Türkiye yaklaşık 35 yıl önce başlatılan ilk tüp bebek uygulamasından bu yana çok önemli gelişmeler gösterdi. Günümüzde ülkemizdeki pek çok merkez dünyanın dört bir yanından gelen hastalara tüp bebek tedavisini dünya standartlarında üstelik çok daha uygun maliyetle ve yüksek başarı oranları ile sunmaktadır. Tüp bebek tedavisindeki gelişmeler sonucunda hem anne ve baba olma şansı arttı hem de çoğul gebelik gibi istenmeyen sonuçlar kontrol altına alındı. Yeni gelişmeler ilerleyen kadın yaşına rağmen anneliği ve sperm azlığı ve hatta yokluğu durumlarında bile babalığı mümkün kılıyor” diye konuştu.