Son günlerde medyada fikir beyan eden politikacıların geçmişte kameralar önünde tam tersini savunduklarını belgeleyen birbiri ardına paylaşımlar alıyoruz. Politika çok hızlı kan kaybediyor. Hayrete düşüyoruz. İktidar kanadında ve muhalefet kanadında politika vitrininde konumlanmış, bu yolla yıpratılmayacak politikacı yok gibi görünüyor. Bu halin üzerinde durup uzun uzun düşünmek gerekir.

Kanaatimce, zaten çökmüş durumda olan politika itibarı bu yolla, birbirlerini itibarsızlaştırmaya çalışan politikacılar marifetiyle çok daha beter çöküntüye uğruyor. Politika mesleğini seçenler, rakiplerine karşı avantaj elde etmeye çalışırken düpedüz kendi mesleğinin de altını oyuyor. Buna karşılık rakipleri de aynı şekilde itibarsızlaştırma eylemine güçlü kanıtlarla katkı yapıyor.

İçine düştüğümüz bu sürecin en önemli nedeni ülkemizde politika kültürünün ilkesiz kişilerin hakimiyeti altında olmasıdır. Politikacı, sağlam ve içselleştirdiği fikirleriyle değil, günün geçer akçesi ne ise ona övgüler düze düze toplumda merkeze doğru ilerlemeye çalıştığı için geçmişi çelişkilerle dolu bir vaziyettedir.

Türkiye'de politika ortamında ve seçmen nazarında ilkeli insanlar itibar bulamıyor. Seçmen dalkavukça vaatlerde bulunan politikacıya itibar ediyor. Politikacı için en pratik yükselme aracı güçlü sözüm ona kanaat önderlerinin gözüne girmeye çalışmak, seçmene dalkavukluk yaparak seçilmenin yolunu aramak ve bulmak.

Bugün birçok önde gelen politikacının geçmişte birçok parti gezmiş kişiler olması gerçeğin bir başka boyutudur. Aynı anda birçok tarikatın ve/veya cemaatin mensubuymuş pozu takınarak politika yapmış birçok kişi var. Politika tepe kadrolarının parası olana yakınlaşmaya çalışması, ortamı iyice kirleten bir başka çirkinliktir. Seçimlerde listelerin ön sıralarında yer alabilmek için dünyanın parasını veren adayları birçok itiraflarından dolayı kamuoyu tanıyor. Şahsiyet ve kültürel olarak zayıf bir kişi politika merdivenlerinde tepeye yükselebilirse yanına liyakatli insanları istemiyor. Onlardan korkuyor. Etrafına dalkavukları topluyor. Diğer bir husus, herhangi bir konuda esaslı bir ihtisası olmayan sıradan kişilerin politikada yırtıcı bir üslupta rol aramasıdır. Milletvekili olabilmek için her partiden tekliflere açık olduğunu açık açık söyleyen birçok STK başkanı olduğunu herkes biliyor, görüyor.

Bu şartlar altında Türkiye'de politika, Türkiye'nin düşmanlarının cesaretini son haddine artırıyor. Wikileaks belgelerinden, Amerikan elçilerinden randevu alıp gözüne girmeye çalışan ne kadar çok kişi olduğunu unutmamak gerekir. Dün Devlet Bahçeli'yi yere göğe koyamayan bugün tersine yerin dibine batıran kişiler pek bol olduğu gibi, dün RTE'nin gözüne girmek için kapısından ayrılmayan, ne emrederse yapan bugün ise tam tersine başka partiye gidip oradan eski partisini topa tutan birçok kişi var. Dün RTE'yi yüz kızartıcı ithamlarla suçlayan kaç parti başkanının bugün yandaş haline geldiği kamuoyunun çok yakından bildiği bir gerçek. Aynı durum CHP cephesinde de geçerli.

Son günlerin en etkili suçlaması FETÖ'cülük suçlaması. Bu kurnazlık bugünlerde IYI PARTİ'nin kan kaybetmesine yol açıyor ama buna rağmen taraflar geri adım atmıyor. Rakip partiler de kavgayı körüklüyor.

Türk kamuoyu politikanın bizzat politikacılar tarafından itibarsızlaştırılmasının ağır bir fatura hazırladığını bilmelidir. Faturanın önümüze gelmesi çok bekletmeyecek gibi görünüyor.

www.ibrahimokur.com.tr

www.ibrahimokur.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.