Gazeteci Yazar Reha Ören, Söz Gazetesi'ndeki köşesinde çok iddialı ve cesur bir makale yayınladı.
Siyasileri ve partileri yerden yere vuran Ören, eğitim sistemine de çok açık bir dille eleştiride bulundu; "Tükürmeli böyle eğitimin ervahına! Hangi parti programında var. Türk çocuklarını eğiten ABD komisyonunun iptali? Var mı içlerinde Fulbright’i yırtıp atacağım diyebileni?.."
Reha Ören'in yazısını "sıra dışı ve önemli" bir paylaşım görerek okuyucularımıza sunuyoruz, okuyabilirsiniz;
.....
Partiler ve Siyasiler Emperyalizmin emrindeler: Onlar Haindirler
" Başlık çok mu iddialı oldu?
Hayır, az bile gelir!
Nedeni herkesin anlayabileceği kadar alenidir.
Karşımıza çıkıyorlar.
“Halkçıyız”, “Milliyetçiyiz”, “Vatanseveriz”, “Sizi biz kurtaracağız”, “Sıkıntılarınız bitecek”, daha da ileri gidenler başımıza ‘Atatürkçü’ ve utanmadan bir de ‘Devrimci’ kesilecekler.
Sıkılmadan, utanmadan yalan söyleyip, yalanın siyasetini, siyasetin yalanını meşrulaştırıyorlar.
Bizde parti dededen toruna miras gibidir. “Irahmetli dedem de bilmem neciydi” der övünür dururuz.
Parti programını okumak gibi bir zahmete asla ve kat’a katlanmayız.
Gereksiz külfet gibidir bizim için!
Siyasilerin söylemlerine değil, parti programlarını okumak gerekir..
Ki elzemdir.
Zira söylem geçici program bakidir
*
Siyasi partilerin programlarına bakın.
Hangisinde Tansu Çiller’in Anadolu Türklüğünün başına bela ettiği, küresel emperyalizmin önünü açarak Tek Taraflı Gümrük Birliği Anlaşmasını yırtıp atacağız yazılı?
Pamuğu, şekeri söktün neden? AB ‘de toplam ürün fazlası var. O yüzden. Yunan pamuğu gelmezse tekstil fabrikaları şalter indirecek tümden.
Ne diyor siyasiler?
“Köylüyü kalkındıracağız”
Halt etmişsin sen!
İktidar bir gecede 48 bin küsur köyü mahalle yaptı.
Mahallede tavuk bile besleyemezsin. Yassak!
Tavuk bile besleyemeyen köylüyü nasıl kalkındıracaksın?
Üç beş tane feodal toprak ağasını mı kalkındıracaksın?
Onlar zaten kalkınmış ve milletin başına bela olmuşlar.
Kimi vekil, kimi bakanlık ile onurlandırılmışlar.
Nasıl da böğürüyorlar:
“Ülkeyi böldürtmeyiz”
Bırak palavrayı, Kalkınma Ajanslarının Programına bir bak.
Eyaletler sisteminin geçiş süreci.
Ertuğrul Kürkçü ile Nadire Mater’in AB hibesi paralarla dayatması değil mi?
Adında milliyetçi olan partinin lideri ne diyor? “100 il, bin ilçe olacağız”
Atatürk’ün kurduğu parti lafını bilmem nereleri sıkıştığı zaman ağızlarına alan, sözde muhalefet lideri ne diyor:
“Yerel yönetimlere özerklik şartının önündeki şerhi kaldıracağız”
Al sana federasyon.
Al sana ABD. Anadolu Birleşik Devletleri
Taaa 1896’da alınan ABD Kongresi Gizli Oturum maddelerinin işleyiş süreci.
Hani böldürtmeyeceklerdi ülkeyi?
Ahh, şu kerametleri kendilerinden menkul olan solcu müsveddeleri “Halklara özgürlük” diye yarım asırdan beri sol elleri havada bağırdılar.
Şimdilerde: “Ülkeyi bölüyorlar ey halkım” diyerek timsahın gözyaşları akıtmaktalar.
Milliyetçi geçinen sağcılar zaten “Kahrolsun komonizm” diyerek ülkeyi parsel parsel ABD’ye sattılar!
“Türk lirasına değer kazandıracağız”
Yalanın katmerli daniskası.
Yahu şu anda ülkede ve uluslararası kambiyo sisteminde Türk Lirası diye bir para birimi var mı?
Yok. Ya ne var?
Çapari oltasının iğnesine benzeyen abuk sabuk bir işareti olan Yeni Lira var.
Sen önce Türk Lirasını yürürlüğe sokacağını söyle.
Programında yok ki…
“Bütçe açık vermeyecek”
Al sana katmerli bir yalan daha…
Aç bakalım, okuyalım programını ‘Denk Bütçe’ diye bir madde var mı?
Yok.
Denk bütçe yoksa nasıl ve neyle kapatacaksın cari açıkları?
Gazi Paşa’dan sonra eğrisiyle doğrusuyla bir tek Necmettin Erbakan denedi.
Küresel Sistem tarafından çok uzun bir süre sümen altı edildi.
Bacasız fabrika Dolar getirecek!
Buyrun buradan yakın. İster cigaranızı, isterseniz bilmem nerenize kına yakın!
Küresel emperyalizm Gazi Paşa’nın başlattığı sanayi ve ağır sanayi hamlesini engellemek için bir ‘Bacasız fabrika’ formülü üretti. Bizim emperyalist uşakları mal bulmuş mağribi misali sarıldı.
Sahillere turist gelecekti, ülkeye dolar girecekti.
Yaktılar, yıktılar güzelim sahilleri, beton mezarlıklara çevirdiler. Onunla da yetinmediler leb-i derya kıyıları üç kuruşa vatandaşlık adı altında peşkeş çektiler.
Bu ülkede üretilen ne varsa dışardan ithal ettiler. Utanmadan “Daha karlı oluyor” dediler.
Ya Fulbright’a ne demeli?
Eğitim sistemi allak bullak. Her sene değişen sınavlar, eğitimcileri bile şaşkına çevirdiler.
Yarış atına döndü memleketin çocukları. Umutları yıkıldı, boyunları bükük kaldı vatan evlatları.
Üniversite mezunu “Cumhuriyet kaç yılında kuruldu?” sorusuna “Şıkları neydi?” sorusuyla cevap veriyor, bunun adına eğitim diyorlar.
Tükürmeli böyle eğitimin ervahına! Hangi parti programında var. Türk çocuklarını eğiten ABD komisyonunun iptali?
Var mı içlerinde Fulbright’i yırtıp atacağım diyebileni?
Ben göremedim, gören varsa gelsin beri.
Makbul İsrail tohumu…
Hangi partinin programında yerli tohumun desteklenmesi var.
Zamanın Türk İsrail Dostluk Derneği Başkanı olan AKePe milletvekili ‘Kaliteli tohum’, ‘Patentli tohum’ aldatmacasıyla GDO’lu, piç İsrail tohumlarını soktu ülkeye.
Ceza kestiler yerli tohumdan nafakasını üreten zavallı köylülere…
Bu vekil yıllar sonra ödüllendirildi Bakanlık taltifiyle…
Laiklik haa!
Sözde muhalefet partisi CeHePe lideri, zora geldiği zaman ağzından düşürmüyor Cumhuriyetin laiklik ilkesini.
Söylem gereği.
Şer’i eğitim verecek Diyanet Akademisi Yasası nasıl geçti?
20 CeHePe’li ve dört İyi Partili vekillerin desteğiyle.
Türk halkı şimdiye kadar karşılaşmamıştı ihanetin böylesiyle…
“Parti grup kararıydı” cümlesi yer aldı parmak kaldırarak Diyanet Akademisi’ni onaylayan vekillerin sözlü savunma ifadelerinde…
*
İmdiii, gelelim sadede.
Yukarıda yazılı maddeleri sayfalar dolusu çoğaltabilirim.
Hatta kitap halinde bile neşredebilirim.
Son paragrafta “Özelleştirme” vurgununa değinmek isterim.
Biliniz ki ‘Özelleştirmeden yana olan bütün partiler ve siyasiler, atanmışı ile seçilmişi ile biliniz ki haindirler.
Milletin değerlerini önce emperyalizmin yerli işbirlikçilerine, sonra uluslararası kartellere peşkeş çektiler.
Bu kararların altına imza atanlar ne milliyetçi, ne halkçı, ne vatansever, ne devrimci değildirler.
Onlar emperyalizmin hizmetindeki emir erleridirler.
Bırakın saygıyı onlar hakareti bile hak etmediler…
*
Ne millet ne halk, onların umurlarında bile değil.
Onlar için memleket sadece şahsi çıkarları demek.
Vatanı satmak onlar için yeni gelir kaynakları francala ekmek!
Size düşen görev asılsız söylemlere inanmak değil, parti programlarını incelemek...""
.....