Kim nerede duruyor ne yapıyor?
Orman yangınları turnusol Kağıdı oldu.
Bu konuda hükümetin ve bürokratların iddia edildiği gibi bir su-i taksiri hatta istismarı varsa günün sonunda ortaya çıkar veya muhalefet partilerinin bu konuda milletin menfaatine değil olaydan kendileri adına bir sonuç çıkarmak hesabına girip girmediği milli birlik ve beraberliğe hizmet edip etmedikleri ülke düşmanlarının ekmeğine yağ sürüp sürmedikleri NET OLARAK ortaya çıkacak ve millet kusurlu olanlara dersini verecektir. Ancak gün HESAPLAŞMA günü değil gün BİRLİK BERABERLİK günüdür. Gün yangına ve yangını çıkaranların karşısında dim dik durma günüdür. Ülke düşmanlarını cesaretlendirme günü değildir.
YANGIN ÇIKARANLAR, DESTEKLEYENLER YARGILANMALI EN AĞIR CEZAYA ÇAPTIRILMALIDIR. ORMANLARLA BİRLİKTE MİLYONLARCA CANLI YANMAKTADIR BU İNSANLIK SUÇUDUR.
Gelelim meselenin değerlendirmesine;
İktidar ne yapıyor, muhalefet neyin peşinde?
Muhalefet, THK uçakları hangarda bekletiliyor diyor. İktidar THK kurumu kendini yenilemedi çağa ayak uyduramadı diyor. Ve hükümet 2018'den bu güne yangın söndürme kapasitemizin yüzde doksan arttırıldığını orman içlerinde su havuzları inşa ettiklerini orman yangınlarında uçağa nazaran helikopterin sekiz kat daha fazla verimli olduğunu iddia ediyor. Muhalefet bunları hiç dinlemiyor "sineğin kanadından yağ çıkarma" peşinde olmamalı. Bir anda 125 yerde yangın çıkarmak rüzgarı ve iklimi hesap etmek üst aklın işi olduğunu anlamak için daha ne olması lazım?
Ne hazindir ki muhalefet yangınları çıkaranları ve arkasındaki parlemento ayağına hiç temas etmiyor. Etmiyor, çünkü millet ittifakının çok önemli ortağı bu ortaklık zarar görsün istemiyorlar.
Öte yandan vatan düşmanları bütün güçleri ile Türkiye'yi dünya kamuoyu nezdinde çaresiz durumda göstermek derdinde. Çok ilginç bir şekilde muhalefetin söylemleri ile uluslar arası TROLLERİN ifadelerinin örtüşmesi neyin hesabının yapılmasıdır?
Dünyada savaş yöntemleri çok değişti, çok çeşitlendi. Umulmadık alanlar savaş alanı savaş meydanı haline getiriliyor. Şu anda orman yangınlarında olduğu gibi. Sosyal medya alanlarında da "Türkiye yanıyor hükümet yetersiz" demek, yangınları "oteller bölgesi ve yerleşim alanlarında çıkararak yakmak TURİZME darbe ve HALKA hayatı zehir etmek değil midir? Çekinmeseler açıktan kutlama yapacaklar. Bu millet hainlerin heveslerini gırtaklarında bırakacaktır. İnancımız tamdır.
Millet olarak feraset ve idrakli davranmak milli birliğe dirliğe zarar vermemek zorundayız.
Almanya'ya sığınmış ve Alman devletinden ÖDÜL ALMIŞ Can Dündar PKK'nın yangınları üstlenmesine sinirlenmiş ve tweeti silmelerini istemiş, "tam hükümeti düşürüyorduk siz can simidi oldunuz" diye PKK'ya kızmış!
Hainlik böyle bir şey tamam da buna rağmen YANGINLAR ÜZERİNDEN HÜKÜMETE SALDIRI İLE NE AMAÇLANIYOR? İdrak etmek zorundayız.
Olan olaylar kimin işine yarıyor ve arkasında kimler var öncelikle buna bakmalı tabiki sonrasında devlet görevlilerinin bunlarla mücadelesindeki noksanlıklar ve uyarılara sıra gelsin.
Şu andaki durumumuzu anlatan güzel bir örnek.
Bir deneme yapılmış:
Eşit sayıda kara ve kızıl karıncayı bir kavanoza koyup hareketlerini izlemişler. Karıncalar gayet sakin bir şekilde birbirine zarar vermeden hareket etmiş. Sonra kavanozu silkelemişler. Bir de bakmışlar ki iki grup karınca birbirine saldırıp öldürmeye başlamış çünkü birbirini düşman bellemişler. Oysa gerçek düşman, kavanozu silkeleyendir.
Toplumsal hayatta aynen böyledir. İçinde bulunduğumuz şu dünyada kavanozunu silkeleyenler, aileleri parçalayıp yuvaları dağıtıyorlar, kardeşleri soğutup birbirinden koparıyorlar, fitne-fesat ile eş, dost ahbapları birbirinden uzaklaştırıyorlar.
Velhasıl, dünyanın her yerinde her gün savaş, çatışma ve kavga rutin hale geldi.
Birbirimiz ile dalaşmadan, kin nefret etmeden önce "kavanozu kim silkeledi?" diye sorup kaynağını kökünden kurutmazsak kıyamete kadar bu durum devam eder.
Bugünlerde Türkiye'deki özellikle yerleşim yerlerinde yangını çıkaranlar, halk ile hükümeti birbirine düşman edip devleti yıkmaya teşebbüs ediyorlar.
Türkiye'nin birtakım hain medyası ile muhalefet grupları da asıl düşmana karşı "devlet yangını söndüremiyor" kışkırtması yapıp halkı galeyana getirmek için olanca gücüyle düşmana sadakatlarını sergilemekle meşgul. Halk bu oyunlara gelmemeli ve birlik olup "kavanozu silkeleyenleri" tanımalı ve kökünü kurutmaya çalışmalıdır.
Türk milletninin, yangın çıkarma taktik ve teknik bilgileri, rüzgar ve bölge potansiyeli gibi bilgilerle onlarca yangın çıkaranlara karşı birlik ve beraberlik ile karşılık vermesi vatanseverlik gereğidir.
Millet olarak şunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Etrafımız düşman unsurlaca çevrilidir ve Türkiye'ye diz çöktürmek istenmektedir buna fırsat vermemeliyiz ABD Dereağaç'ta 400 tank Yunanistan'da uçak filoları konuşlandırdı. Öte yandan Afganistan'da kullandığı Afgan asıllı paralı askerleri Türkiye'ye taşımaktadır. Önümüzdeki günler daha başka yöntemler deneyebileceklerini aklımızdan çıkarmadan her şeye hazırlıklı olmalıyız. Türkiye var olma yok olma etkisizleştirme mücadelesinin içindedir. Bu millet Çanakkale'de canlarını verdi 15 temmuz'da canlarını verdi ve her daim can vermeye hazır bir millettir. Ancak savaş taktikleri değiştirildiği her yol denendiği için "YAPILAN PROVAKASYONLAR KİMİN İŞİNE YARIYOR ARKASINDA HANGİ GÜÇLER VAR onu anlamak topyekûn her ferdin ve kurumun vatan görevidir.
Her sıkıştığınızda "vatan elden gidiyor" moduna giriyorsunuz gibi bir yanılgıya lütfen düşmeyiniz.
DÜNYA YENİDEN DİZAYN EDİLİYOR, Türkiye'nin "YENİ DÜNYA"da yeri olmasını istemiyorlar.
Orman yangınları turnusol görevi yaptı.
İktidar yaptıkları ile muhalefet duruşu ile vatan hainleri dört koldan saldırmaları ile.
Onun için aziz milletimizin ferasetine ve idrakine sesleniyoruz.
Aman dikkat!
Kalın sağlıcakla
Vesselam
Yazınıza birşey demiyorum, sizi devamlı okuyan bir okuyucu olarak, görüşlerinizdir saygı duyarım ancak,Bu millet sadece Çanakkalede ve 15 temmuzda canlarını vermedi, kurtuluş savaşı, Kore savaşı, Kıbrıs harekatı da var. Bu yaklaşımınız çok manidar ve üzücü. Keşke bu detayın benim anladığım gibi gibi anlaşılabileceğine dikkat etseydiniz, ya da ekleyebilseniz, vesselam