Dünyanın parlayan yıldızı Türkiye’nin önlenemeyen yükselişi ile başlayan Kızıl Elma’ya yolculuğunun hikayesi…
İbn-i Haldun, “Coğrafya Kaderdir” diyor.
Kader ağını örmekte mazlum milletlerin hamisi milletimizin ve ülkemizin layık olduğu yere yolculuğunu başlatmıştır diyebiliriz.
RUSYA ile TÜRKİYE’NİN COĞRAFYA KADER BİRLİĞİ vardır.
Rusya, Türk Cumhuriyetleri ve Asya Ülkeleri Rusya’nın içinde MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ VAR ve Rusya’nın topraklarının büyük bölümü özerk müslüman Türklerin elindedir.
Pek çok kıymetli maden ve petrol Türk bölgelerinden çıkmaktadır. Rusya ile birliktelikler Rusya içinde yaşayan müslümanların da lehine olacaktır.
Rusya’dan bağımsızlığını elde etmiş Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Azerbaycan Türk devletleri ile birlikte düşünüldüğünde dağılmadan önceki SSCB’ye ait toprakların nerede ise yarıdan fazlası Türklere aittir ve nüfus ise yarıya yakındır.
Onun için diyoruz ki her iki tarafınında lehine olacaktır.
Birinci bölümde ABD ve AB ülkeleri ile ilişkilerimizi ele almış ve bütün dünyayı sömürdükeri gibi Türkiye’ye de iki yüzlü hiç de dostane tavır göstermediklerini yazmıştım.
İkinci bölümde ise Çin konusunda yaptığım uyarılarımı diğer ülkeler içinde yapıyorum.
İlişkilerimizde karşılıklı dostane olarak, ÜLKE MENFAATLERİ VE EŞİTLİK İLKESİ ne sadık kalmak esas olmalıdır.
Ne aldatılan ve ne de aldatan olmayacağız.
Bu ülkelerle ilişkilerimizde yaşanılan tecrübeler den ders çıkarmalıyız.
Ne ABD ne AB ve Rusya nede ÇİN ve de diğerlerinin emperyal heveslerine ve ülkemizi sömürmelerine fırsat vermemeliyiz.
Türkiye’nin Rusya ile yakın ilişkisi ÇİN, Türkiye İPEK YOLU projesi çerçevesinde karşılıklı fayda ve eşitlik ilkesi ile hem Asya ülkeleri ve hemde bölgemiz ülkeleri için çok önemli partner ortak olabilirler.
Türkiye dünyada önemli bir yere ve konuma sahiptir.
ABD, AB ve NATO için nekadar önemli ise bundan böyle Rusya için ve Çin içinde çok önemlidir.
Aynı şekilde Türkiye içinde Rusya ve Çin bir o kadar önemlidir.
Nasıl Çin ile İPEK YOLUnu konuşuyorsak kardeş Asya ülkeleri, Malezya otuz milyon nufusu ile Endonezya ise üç yüz milyona yakın çoğunluğu müslüman nüfusu ile gelişmekte olan dünyanın önemli ekonomileri arasına girmiştir ve her iki ülke ile de BAHARAT YOLUnu hayata geçirebiliriz.
Ticaretimizi ise dövize bağlı olmadan sürdürebiliriz.
Ayrıca D-8 hedefine uygunluğu bakımından da çok önemlidir.
Türk milleti gerçek gücünü, değerini ve interlandını bilmek zorundadır!
Ümmet şuuru ve bilinci oluşturularak İslam ülkeleri ile birlikler oluşturmak çok önemlidir, eninde sonunda kurulmalıdır/kurulacaktır.
Ancak yakın gelecekte İslam ülkeleri diye ifade edilen ülkelerle işbirlikçi yöneticileri iş başında iken birlik kurmak hayaldir ve kurulsa da “güçsüzlerin ittifakı” olmaktan öteye gitmez.
Türkiye, Türk cumhuriyetleri ve halkı müslüman ülkeler ile bir araya gelmeli, Rusya ile de ilişkilerini geliştirmelidir.
Rusya ile ilişkilerini geliştirmesi her iki ülkeyide DÖVİZ ihtiyacı olmadan ticaretlerini sürdürmelerini sağlayacak diğer ülkelerede örnek olacaktır.
Bütün bu hizmetlerin daha teknik ve daha planlanmış olarak yürütülebilmesi için, “DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI (tekrar) KURULMALIDIR.
Ülkemizin liderlik, önderlik yapmasının yanında, bundan böyle Ekonomik, Sosyal, Ticari Sına-i kalkınmasını sağlıklı ve KOORDİNELi VE PLANLI yapabilmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Türkiye’nin ekonomik işbirliği FAİZ VE DÖVİZ SARMALINDAN kurtulacak organizasyon ve tatbikatlar ile velhasıl günün şartlarının gereği ittifakları yapması çok önemlidir.
Türkiyenin döviz ihtiyacının en önemli kalemi “Enerji” olduğu düşünüldüğünde Türkiye için Rusya ile ilişkilerinin ehemmiyeti daha da anlaşılacaktır.
Maddi kalkınma ve manevi kalkınma birlikte sürdürülmelidir.
Yüksek ahlakı ve MANEVİYATI öncelemeyenler MEDENİYET inşa edemezler.
ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT diyeceğiz!
ADİL DÜZEN yüksek ahlak ve maneviyat sahiplerince kurulabilecektir.
Yeni Adil Dünyayı Kuracağız.
Kurmak zorundayız.
Ancak Türkiye’nin silkinmesi gücünün farkına varması ve SATRANÇ tahtasında ÖNGÖRÜLEMEYECEK hamleleri yapması ile mümkün olacaktır, olmalıdır.
Gücü, kerameti kendinde vehmeden devletin gücünü kendi gücü sanan mirasyedi bürokratlarla ve hamasetle olmaz.
İhlaslı samimi vatanperver milletin malında gözü olmayan, Emaneti gözü gibi koruyan, gözü ve gönlü tok serdengeçti; İMAN, AHLAK, HİDAYET, FEREGAT, FERASET sahibi insanlarla olacaktır.
Hakkın gücü, haklının gücü, hakka dayananın gücü, hak için çalışanın gücü bütün güçlerin üzerindedir.
Türkiye bölgesinin ve Dünyanın parlayan, yükselen yıldızı olmaması için hiçbir neden yoktur.
Buna inanmak ve buna uygun davranmak ve gereği için çalışmak kaydıyla.
Libya ile Türkiye bundan sonrası için çok derin ve anlamlı ittifaklar kurabilir diğerleri onu takip edebilir.
Artık ayrılıklara bir son verelim diyebilirler aramızdaki ayrılıkların Yemen‘i, Suriye‘yi, Irak‘ı, Libya‘yı perişan etmiş olduğunu oralarda yaşayan halk gördü ve idrak etti.
Birlikten güç doğduğunu ve Türkiye’nin şemsiyesi altında bulunmanın ne kadar değerli olduğunu yaşayarak gördüler.
Daha yakın birliktelikler pek çok ülke halklarının rüyasıdır.
Neden olmasın.
Bu hedef ve sorumluluklar düşünülürken, akıldan çıkarılmaması gereken önemli konuda: Ülkelerin zenginliğinin yegane ölçüsü “para-banknot” olmadığıdır.
Ülkeler insan kaynakları, medeniyeti, yer altı ve yer üstü zenginlikleri birikimleri olduğu gibi tarihin içinden süzülmüş geçmişleri de zenginlikleri arasındadır.
Ve Türkiye Dünyanın en zengin devletlerindendir.
Yeterki bize biçilen rolü değil “rol biçen, kendi hikayesini yazan” olduğumuzu hatırlayalım ve değerlerimizin farkında olalım.
Mazlum milletlerin umudu aziz milletimiz, aziz devletimizdir.
İslam ümmeti Türk milletinin cihan şümul davası emrolunduğu Hakkın hakimiyetini tesis etmektir.
Umutları boşa çıkarmayacağız.
KIZIL ELMAYA yolculuğımuz başlamıştır.
Karanlıklar aydınlığın habercisidir.
Gök gürlemekte, şimşekler çakmaktadır.
Kadir’i mutlak ALLAH (cc) tır.
Hükmüne razı olmalıyız.
Vira Bismillah...
Vesselam.
(Son)