İktidar partisi AKP..
22 senedir tek başına ve son 2 seçimdir de MHP desteği ile iktidar olan AK PARTİ yine iktidarda. 2001 senesinde patlayan büyük ekonomik kriz ve sonrasında gelen Kemal Derviş’in İMF ile 24 ocak kararlarını daha güçlendiren anlaşmaları yapması sonrası devam eden ekonomik kriz yüzünden, vatandaş değişim istedi ve AKPARTİ'yi tek başına iktidar yaptı.
AK PARTİ bir siyasi programı olmadan iktidar oldu. Kemal derviş ve onun müsteşarı FAİK ÖZTRAK’ın İMF istekleri doğrultusunda yaptıkları anlaşmaları ALİ BABACAN ile uyguladılar.
Özelleştirmeye hız verildi. ŞEKER PANCARI-TÜTÜN-PAMUK gibi tarım ürünlerimize üretim kotası koyan İMF ile özelleştirmelerin hızlanması konusunda anlaştılar.
Adına da REFORMLAR HIZLANDIRILACAK diyerek milleti kandırdılar.
REFORMUN anlamı da şu idi; Cumhuriyet kazanımlarının en önemli değerlerini sat ve elden çıkar.
Üretim yapmak ürün satmak devletin işi değil yutturmacasını 24 ocak kararları alınırken TURGUT ÖZAL’ın dediği, devlet basma, ayakkabı satmaz nutukları ile milletin beynini yıkadılar.
AK PARTİ hazır olan bu programı uygulamaktan başka bir şey yapmadı.
24 Ocak Kararları, ANAP sonrası gelen tüm iktidarlar tarafından uygulanmaya devam edildi. 2001 senesinde İMF ile yapılan KEMAL DERVİŞ anlaşmaları da 24 ocak kararlarının daha ağırlaştırılmış hali olarak devam ettirildi ve halen de devam ettiriliyor.
En yoksul döneminde ülke ekonomisinin gelişmesi için bölgelere göre planlama yaparak cumhuriyetin ilk 15 senesinde fabrikalar kuran, ekonomisinde bütçe fazlası veren bu ülke, şimdi borç batağında.
Bu hale gelmemizdeki nedenleri bilmez isek sorunları karşı mücadele de edilmeyeceğini herkes anlamalıdır.
Sorunları çözecek olanın da AKP gibi serbest piyasacı, devletin üretim, denetim ve kontrol anlamında olmadığı bir düzeni isteyen hiçbir parti bu sorunu çözemez.
Mevcut iktidar ve destekçisi MHP olmak üzere -RAKİBİ OLAN İTTİFAKTAKİ CHP- İYİ PARTİ- DEVA PARTİSİ- SAADET PARTİSİ- DEMOKRAT PARTİ ve GELECEK PARTİSİ de, var olan değerleri sat- üretme ve borç al programı olan partiler.
DARBELERE KARŞIYIZ diyen DARBE ANAYASASI'nın 2/3'ünü değiştiren iktidarlar 1980 DARBESİ'nin en önemli mirasını yok etmek ile nedense ilgilenmiyorlar. Nedense benim saf ve temiz milletim takım tutar gibi takılmış patilerin peşine, her seçimde kim partide lider olursa olsun benim partim diyerek oy kullanıyor.
Oy verdiği kişinin partiye getirdiği programı okuma ve sorgulama gibi düşünce maalesef yok toplumumuzda.
Tüm bunları sorgulamadığımız sürece ileride gelecek çeçimler dede inanın iyi olmayacağız.
Ekonomik bağımsızlığını kaybeden bir ülke siyasi bağımsızlığını da kaybeder. Doğuda SURİYE topraklarında Kürdistan adı ile Büyük İsrail Devleti kurmak için 60.000 Kişilik YPG-PKK-PYD ordusu kuran AMERİKA, Aynı zamanda Yunanistan sınırımızda da sürekli yığınak yapmaktadır.
Ekonomik bağımsızlığımız kısmen var, tamamen yok. Olanı da kaybetmemiz demek ülkenin SİVAS'tan itibaren bölünmesi demektir.
22 Senedir devam eden bu serbest piyasacı ekonomide;
1- Devletin kendisi tasarrufa önem vermesi gerekirken aksine her kurumda israf almış başını gidiyor. En başta CUMHURBAŞKANLIĞI’nda çok sayıda aşırı yüksek maaş ve ilave imkanlarla lüks içinde yaşayan bürokrat sayısı oldukça çok. Yine haddinden fazla var olan makam uçakları.
Bir an önce bürokrat sayısı azaltılmalı- Makam araçları satılmalıdır.
Uçakların sayısı en fazla 2 ye indirilmeli ve fazlalıklar satılmalıdır. Gerek duyulursa TÜRK HAVA YOLLARI UÇAKLARI ZATEN EMRİNİZDE.
2- 12 EYLÜL DARBESİ mirası 24 OCAK Kararlarının devamı olan KEMAL DERVİŞ, ALİ BABACAN VE MEHMET ŞİMŞEK’İN uyguladığı model bugünlere getirdi ülkeyi ve borç yükümüz bu kişiler sayesinde arttı.
- Madem darbe hukuku ve darbelere karşısınız 24 OCAK KARARLARI ile acımasızca getirilen SERBEST PİYASA EKONOMİSİ modelinden vazgeçilmelidir.
- Devlet üretime öncülük edecek yatırımları doğrudan kendisi yapmalıdır. Tıpkı Cumhuriyetin kurulması ile yapılan DEVLETÇİ VE KAMUCU karma ekonomi modeli uygulanmalıdır.
- Üretim yaparken batmış ve gayri faal duruma düşen hazır üretim tesisleri devlet kontrolünde yeniden üretime başlatılmalıdır.
5 Temmuz 2023 Bugün alınan kararlar tamamen vatandaş aleyhine..
Haziran ayı sonuna göre memur-emekli ve diğer çalışanların maaşlarını belirler tüm hükûmetler.
Nedense HAZİRAN ENFLASYON ORANLARI HEP DÜŞÜK ÇIKAR. Geçmişte olduğu gibi bugün de ENFLASYON oranları düşük ilan edildi. Bunun anlamı şudur. Herkes başının çaresine baksın. Seçim yatırımı olsun diye emekli maaşı minimum 7.500 TL oldu. Sonrasında gelen zamlar zaten emekli maaşını kısa sürede bitirdiği gibi bugün itibarı ile yapılan zamlar enflasyon açıklandığı gün çok ciddi sorunlar getirecektir. Halka yansıtılan her zam, kim iktidar olursa olsun oy eksikliği olarak yansıyacaktır. Maalesef ülkede iktidardan farklı çözüm önerisi ve modeli olan muhalefet yok ki..
Ana Muhalefet partisi yönetimi bu bugünlerin baş sorumlusu.
Neden mi?
Çünkü CUMHURİYETİ kuran ve DEVLETÇİ, HALKÇI modeli savunan parti, artık serbest piyasacı olduğu gibi, ATATÜRK DÜŞMANLARI ile kol kola bile girdi.. Rotasını terk eden partinin yönetimi olmak üzere, bunlara isyan etmeyen tüm parti teşkilatları da sorumlu diye de düşünmemek elde değil..
(Devam Edecek)