Bodrum hayli tenha. Millet seçimlerin bitmesini bekliyor. Otel, tatilköyü ve apartlar sinek avlamıyor ama, öyle eski yıllar gibi de dolu değil…
Yabancı turistin ilgisi, bilinen sebeplerle giderek azalıyor. Rezervasyonlara bakılırsa, Orta Avrupa müşterisi rotayı rakip ülkelere çevirmiş. Bize gelenler, paraları değer kazandığı için tatilini ucuza getirmeye çalışanlar.. Paralı turistin Türkiye iştahı, üst üste yaptığımız yanlışlar yüzünden iyice düşüyor gibi…
Bodrum’un bu tablosuna akıllıca, bilgili ve iyiniyetle yaklaşmaya çalışan bir genel arzu var. Belediye Başkanı değişikliği, yeni başkanın karar ve dinamizmi, bu durgun dönemi değerlendirmeye ilişkin çabalar, iyiye ve doğruya yönelmenin bir işareti gibi görülüyor. Yeni Başkan Ahmet Aras, kentte yaşayan deneyimli bürokratların, akademisyen ve çevrecilerin, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine büyük değer veriyor. Elde kalem kağıt dolaşıyor, yarımadada ayak basmadık yer bırakmıyor ve faydalı görüşleri hayata geçirmek için hemen not alıyor. İlk defa kalem kağıtla dolaşan ve halka bilinçli dokunan bir yönetici görüyoruz. Allah bozmasın, böyle giderse Bodrum’un yıllardır çözülemeyen sorunları hafifleyebilir.
Biz hemen her şeyin çabuk düzelmesini isteyen bir toplumuz. Ama kimsenin elinde sihirli değnek yok. Ayrıca bu işler boyacı küpüne daldırıp çıkarmakla hallolmuyor. Biraz zamana ihtiyaç var. Seçimden bu yana 2,5 ay geçti. Bu süre içerisinde acil işlerin çoğu düzelmedi ama, bir bölümü de ele alındı işte.
Bir yandan yollar düzeliyor, diğer yandan altyapı çalışmaları sürdürülüyor. Altyapı çalışmaları çok nankördür; millet farkına varmadığı için, bir şey yapılmıyor sanıyor. Oysa denize birkaç merkezden dökülen (haydi kanalizasyon demiyeyim) pis suların önlenmesine çalışılıyor. Denizlerimiz büyük bir kirlilik tehditi altında, biz kalkmış plajlardaki şezlongları dert ediniyoruz. Yahu önce denizlerimizi temizleyelim, şu pis suların şehir merkezindeki kötü görüntüsünü ortadan kaldıralım, turistlerin burunlarını kapatarak sahilde dolaşmalarını önleyelim, ondan sonra şezlonga da bakarız, şemsiyeye de…
Ama Belediye Başkanı bir tık ilerden bakıyor sorunlara ve tümünü kucaklamaya çalışıyor. Plaja da bakıyor, kanalizasyona da.. Otellerdeki doluluk oranını arttırmaya ve sezonu uzatmaya da bakıyor, kentteki kaliteyi yükseltmeye de.. Kaçak yapılaşmayla da boğuşuyor, inşaat yasağıyla da.. Nazar değmesin Bodrum’un Ekrem İmamoğlu’su da "Ahmet Aras" gözünü budaktan sakınmıyor.
Geçenlerde bir araya geldik ve üzerine yürüdüğü sorunları ve sıkıntıları öğrenme imkanım oldu.
Öncelikle şunu söylüyor.
"Kimsenin menfaati Bodrum’un menfaatinin önüne geçemez"
Bu konuda en küçük bir taviz vermesi söz konusu değil. Adeta "Benim kimseye eyvallahım yok. Kendime, karakterime ve dürüstlüğüme güveniyorum" diyor. Ve devam ediyor;
"Bodrum’da turizm yapacağız. İnşaatla turizm çekişiyor, hatta savaşıyor. Bundan turizmi galip çıkaracağız. Büyük şirketlerle, holdinglerle sorunumuz var. Allahtan bazılarını mahkeme kararı durdurdu. Mesa, Epik, Four season, şimdi öyle duruyor. Diğer inşaatlara yasak getirdik. Uymayanlara da formülümüz var. Polis ve Jandarma bana yardımcı olursa, hemen çözerim problemi. Kimsenin gözünün yaşına baktığımız yok. Beton mikserleri, pompalar hala geziyor şehirde. Bunlara ceza kesemiyorum. Ama ne olursa olsun, sezonda bunlara izin vermeyeceğim. Mikserler, pompalar gezdikçe, ben Bodrum’da nasıl turizm yaparım? Öyle inşaatı yap, usullere ve kurallara uyma, büyük para kazanmaya çalış. Öyle yağma yok artık…’’
Ahmet Aras gürültüyle de mücadelede kararlı. Gece yarısından sonra gürültü yapmadan da eğlenmenin mümkün olduğunu söylüyor. Dünyadan örnekler veriyor. İşletmeler 24.00’den sonra kapalı mekan müziğine geçebilirler. Sabaha kadar çalışabilirler, ama kimseyi rahatsız ve tedirgin etmemeleri, tatile gelenleri huzursuz kılmamaları şart. Gürültüde ısrar eden işletmelere önce 36, sonra 70 ve 105 bin lira ceza kesiyorlarmış. Bu yüzden Ahmet Aras’ı tehdit edip, kararından döndürmeye çalışıyorlarmış. Askerlikten geldi, umurunda değil Başkanın, öyle 'hayttt'la 'hoytt'la korkacak biri değil…
İspanya’da gürültüyü 9 yılda zor çözmüşler. Bodrum’da bir aya kalmaz çözüm gelir. Sohbetten bunu anladım. Gümüşlük ve Yalıkavak’tan da yoğun gürültü şikayetleri geliyormuş.
"Sorunu mutlaka halledeceğiz" diyor Başkan.
Şimdiye kadar 36 kaçak yapıyı yıkmışlar. Önce tebligatları yolluyorlar, sonra yıkıma gidiyorlarmış. Bazıları kendileri yıkıyormuş kaçakları. Hele bir sezon bitsin, o zaman daha bir kararlılıkla sürecek yıkımlar. Ahmet Aras bu konuda şöyle diyor;
"2 B’den araziyi almışlar, 2 milyona kaçak villa yapmışlar, biz yıkmaya gelince de garibanla uğraştığımızı söylüyorlar. Garibanla değil, Bodrum’un sırtından yasalara aykırı servet sahibi olanlarla uğraşıyoruz..’’
Bu sohbette iki de önemli haber aldım. Birincisi Paşa Tarlası'ndaki ilçe Tarım Müdürlüğü ile Öğretmenevi taşınacak, Umurca’da bir okul yapılacak, boşalan 15 dönümlük yere de bir arkeoloji müzesi inşa edilecek. İyi ve güzel haberler bunlar…
Sohbetimizi Ahmet Aras’ın şu sözüyle noktaladık..
"200 bin kişinin rahat ve huzur içinde yaşayacağı bir Bodrum’u mutlaka ve kısa sürede yaratacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.."