Her 5 Haziran’da dünya çevre gününü kutlarız.
Bu tarih,1972’de Stockholm’de yapılan dünya Çevre Konferansında kabul edilmiş. 48 senedir kutlama yapıyoruz yani..
Acaba çevre problemlerinin çözümünde 48 santim mesafe alabildik mi? Hayır, mevcut problemlerin üstüne dağlar gibi yeni problemler yığdık.
Uluslararası anlaşmalar imzaladık. Pırıl pırıl bir dünya için, mükemmel metinler hazırladık. Harika tebliğler yayınladık.
Ama ne yaptıysak, dünyayı kirlenmekten, doğayı perişan olmaktan kurtaramadık.
5 Haziran geldi mi, nutuklar atarız dünyada, etkinlikler yaparız, göstermelik temizlik hareketlerine girişiriz. Bu sarfettiğimiz güçlü eforu, doğayı koruyacak projelere yöneltsek var ya, şimdiye kadar büyük mesafeler alır, belki de fosil yakıtlar dediğimiz petrol, doğalgaz ve kömüre çoktan veda ederdik.
Temiz enerjinin sadece lafını ediyoruz yıllardır. Güneş enerjisi ile rüzgar enerjisi projelerini yeni ele almaya başladık. Oysa 30-40 yıl önce dünyanın gündemine gelmişti temiz enerji. O zaman bassaydık düğmeye ve yatırımlara başlasaydık, bugün daha temiz bir dünyada yaşıyor olacaktık.
Bilim adamları, insanlığın doğayı tahrip etmeden yaşama imkanlarını buldular ama, bunları bir türlü hayata geçiremediler. Dünyanın patronları petrolü, doğalgazı, kömürü tüketmeden, temiz enerji projelerini başlatmak ve hızlandırmak istemiyorlar. Başta Amerika olmak üzere güçlü ülkeler, kaynakları tam tüketmeden enerji ekonomisinin değişmesine vize vermiyorlar.Para ile insanlığın geleceği çatışma halinde yani..
Ormanların yanması, dünyada oksijenin azalması, deniz, göl ve nehirlerin kirlenmesi, tarım alanlarının ve içme sularının zehirlenmesi, havanın solunuma zararlı hale gelmesi filan kimsenin pek umurunda değil.
Kanser patlamış, ölümcül hastalıklar artmış, insanlar müthiş bir felakete doğru koşar adımlarla gidiyorlar ama, temiz enerji fosil yakıtların önüne geçemiyor hala..
Amerika bir bıraksa, dünya ısınmayı güneş enerjisiyle çözecek. İhtiyacı olan elektriği rüzgar enerjisinden sağlayacak. Bu ne demektir biliyor musunuz, ekonomik devrim gerçekleşir dünyada. Otobüs, kamyon ve otomobiller, tüm askeri ve sivil araçlar, uçaklar ve gemiler elektrikle çalışır. Evler, binalar, fabrikalar elektrikle ısıtılır ve soğutulur. İçlerindeki buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinası, elektrik süpürgesi, televizyonlar filan güneş panelleriyle devreye girer.
Barajlar, termik ve nükleer santraller tarihe karışır belki. Rüzgâr enerjisinin düğmesine basıldı mı dünyada, eski çamlar bardak olabilir. Gerçi yavaştan bir hareket başladı temiz enerjiye doğru. Ama çok yavaş, dikkatli ve dengeleri koruyucu bir hareket..
5 Haziran dünya çevre günlerini nutuk atarak geçirmek yerine, proje üreterek ve bunları hayata geçirecek adımları atarak kutlamalıyız. Örneğin temiz enerji girişimlerini desteklemeli, hızlandıracak gayretler sarfetmeli ve ortak akılda buluşmanın yollarını aramalıyız. Ormanları akıllıca korumalı, alanlarını iyice arttırmalı, dikim seferberlikleri ilan etmeliyiz. Silahlı Kuvvetler ile Üniversiteleri bu seferberliğe ortak etmeliyiz.
Doğayı kirleten plastik torba, poşet ve pet şişe imalatını durdurmalı, eskiden olduğu gibi file, bez torba ve cam şişe kullanımını teşvik etmeliyiz. Sanayi, kimyevi ve tıbbi atıkları denize ve akarsularımıza dökmemeliyiz. Çöplerimizi doğaya yığmamalı, kanalizasyon sorununa acil çözümler üretmeli, ilgili kurumları harekete geçirmeliyiz. Zehirli tarım ilaçlarıyla toprağı kirletmemeli, içme sularına zarar vermemeli, erozyonla mutlaka mücadele etmeliyiz.
Dünya çevre koruma bilincini arttırmalı, eğitime önem vermelidir. Bu konuda okullardan ve medyadan iyice yararlanmalıdır. Dünya televizyonları çevre sorunlarına fazla duyarlı davranmıyor. Hele bizim yazılı ve görsel basınımız, bu konuda çok cimri. Magazin haberlerine ayırdıkları yer ve zamanın onda birini çevreye tahsis etseler, Türkiye’de çok şey değişir.
Doğa can çekişiyor. Bunu tüm dünya görüyor ve kabul ediyor ama, etkili ve yaptırıcı önlem almak yerine caydırıcı bir politika tercih ediliyor. Zaman doğanın, dünyanın ve insanlığın aleyhine çalışıyor. 'Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete' mantığını terketmek lazım. Hala yapabileceğimiz çok şey var. Doğanın tahribatına el ele verip karşı çıkarsak, bütün çevre sorunlarına güçlü bir zincirle karşı koyarsak ve laf yerine akılcı projeler üretirsek, bu kötü gidişi durduramasak bile frenleyebiliriz.
Her 5 Haziran’da daha iyi nutuk atmak, daha güzel mesajlar yazmak ve gösterişten öteye gitmeyen etkinlikler yapmak yerine, yeni ve cazip çevre projeleri hazırlamak, bunları hayata geçirecek çalışmaları başlatmak ve projelere kaynak yaratacak sponsorları temin etmek daha yararlı bir kutlama yolu olur.