Yıl 2020, Her yılın 19 Mayıs günü gençlere 1919'u anlatmak gerekir. Çünkü, bu bayramın gençlere armağan edilmesi anlamlı olmalı.

Bugün, millet olarak, milli bayramımız olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mızın 101. yılını kutluyoruz.

Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da yaktığı kurtuluş meşalesi, gençlerin elinde, sarsılmaz iradeleriyle günümüzü aydınlatmaktadır.

19 Mayıs 1919, kurtuluşumuzdan haberdar olduğumuz, yeni bir devlet kurmanın ilk adımını attığımız tarihtir.

Sevgili gençler,

Atatürk'ün sizlere armağan ettiği bu bayramın anlamını ve Atatürk'ü anlamak gerektiği gerçeğini de bilmelisiniz.

Tarihi değerlere ve şahsiyetlere haksızlık yapmamak gerekir.

Türk olarak muhteşem tarihimiz, olağanüstü olaylarla yazdığımız destanlarla doludur.

Bu destanlarımızın kahramanları olan Türk büyükleri, bizlerin, bu günlerde bayram yapmamıza vesile olmuşlardır.

Bu günler, milli duygularımızı coşkuyla yaşadığımız; tarihi ve kültür değerlerimizi yeni nesillere aktardığımız, milli ruh ve şuuru yaşamalarını sağladığımız müstesna günlerdir.

Hanlık-hakanlık ile Orta Asya'da başlayan Türk tarihi, imparatorluk olarak Selçuklularla Anadolu'da, Osmanlılarla üç kıtada hüküm sürmüştür.

Nizam-ı alem davası ile dünyaya nizam veren; hak, hukuk, adalet dağıtan Osmanlı İmparatorluğunun, 1900'lü yılların başında tarihi varlığını tamamlamış olmasını fırsat bilen düşmanlar, vatan topraklarını işgal ettiler.

1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı'na katılmak zorunda kaldık.

1. Dünya Savaşı'ndan 1 yıl sonra, 18 Mart 1915'te Çanakkale Zaferi'nin kazanılması milletimizin kurtuluş ümidi oldu.

Bizler, "her türlü imkansızlıklara rağmen nasıl kazandığımıza" şaşırdığımız, savaştığımız devletlerin "nasıl kaybettiklerini" hâlâ anlayamadıkları, sırrı çözülememiş bir mucize destandır Çanakkale...

Bandırma Vapuru'nda Qsmanlı'nın enkazı yüklüydü. İş çoktu, yol uzundu, dalgalar çetindi ama aydınlık ufuklara umut taşıyan gönüller engellere, zorluklara, sıkıntılara aldırış etmiyorlardı.

Milletin yüreğinde kurtuluş ümidi taşımasını sağlayan bu zaferi,19 Mayıs 1919'da Samsun sahillerinden haykıran Atatürk, Erzurum, Amasya ve Sivas'ta yapmış olduğu kongrelerle, Anadolu'nun kuru ve kıraç topraklarını canlandırdı.

Üzeri kül tutmuş yüreklerdeki milli ruh ve heyecanın ortaya çıkması için, külü üfleyerek altındaki koru alevlendiren Atatürk ve silah arkadaşları, yurdun kurtarılması adına savaşılması gerektiği gerçeğini ortaya koydu.

İmkansızlıklar içerisinde verilen mücadelenin unutulmaması için, o günler, bayram olarak kutlanmaktadır.

19 Mayıs 1919, "vatanımızın ve milletimizin kurtuluşu için savaşacağız",

23 Nisan 1920, "meclisimiz var, millet olarak yaşıyoruz",

30 Ağustos 1922, "zafer, Türk Milleti’nindir, kurtuluşumuz gerçekleştirilmiştir",

29 Ekim 1923, "krallık, imparatorluk, saltanat, kominizim, faşizm değil, insan hakları ve demokrasi için ‘cumhuriyet’ yönetimini kabul ediyoruz.” anlamında, tarihi gerçeklerin belgelerini bizlere, bayram olarak armağan etmişlerdir.

Kurtuluş Savaşı yıllarında, milletimizi yok etmek düşüncesiyle "tarihimizi", vatanımızı işgal ederek "coğrafyamızı" değiştirmek isteyen düşmanların bu niyetlerini, yeni nesillere aktarmak, milli bayramlarla mümkün olmaktadır.

Yeni nesil, atalarının kendileri için verdikleri mücadelenin imkân ve şartlarını göz önünde bulundurarak ders alır, tarihine ve atasına sahip çıkmış olur.

Bütün dünya milletlerinin kabul ettiği, yüzyılın en büyük devlet adamı, lideri, önderi, askeri, hatibi ve fikir adamı, Türk'ün atası, büyük Türk Atatürk'ü ve bu topraklar uğruna canlarını feda eden şehit atalarını unutmama ve sahiplenme duyguları milli bayramlarla yaşanmaktadır.

Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğu, milli bayramlarımızda daha iyi anlaşılmaktadır..

Milli ruh ve şuurla eğitim vereceğimiz, bu duygu ve düşünceyle yetiştireceğimiz nesillerin istiklalimiz ve istikbalimiz olacağı unutulmamalıdır.

Sevgili gençler,

"Niçin bayram yapıyoruz?" sorusuna göğsümüzü gere gere cevap vereceğiniz, onur ve gurur duyacağınız günler yaşamanız dileğiyle bayramınız kutlu, gönlünüz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun.

Başta büyük önder Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmet dualarımla anıyorum, saygılarımı ifade ediyorum. Minnet ve şükran duygularımla vadediyorum...

SÖZÜN ÖZÜ: Kökü mazide olan atinin evlatları, kurtuluşumuzun ve kuruluşumuzun koruyucuları olacaklardır. Tarih ve kültür değerlerini manevi ruhla ve milli şuurla sahipleneceklerdir. "Kudretsiz dimağların, zayıf gözlerin hakikati kolay göremeyeceği" unutulmamalıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.