Atatürk, Türkün atasıdır, Türk’e lider olan başbuğdur. Türk olmakla övünen büyük devlet adamıdır. Asker olarak ömrünü cephelerde geçirmiş 14 madalyalı başkomutandır. Okumayı seven alimdir, bilgedir. Sözleri, 100 yıl öncesinden bugünlere ışık tutan bir fikir adamı olan hatiptir. Kısacası; Atatürk kimliktir, kişiliktir, kalitedir, karakterdir, kabiliyettir…

Dünya, pek çok lider yetiştirdi. Çoğu unutuldu. Çoğu da Lenin, Stalin, Hitler gibi nefretle anıldı, lanetlendi, kimisi de linç edildi.

Atatürk, Türk İstiklal mücadelesinin muzaffer kumandanıdır, yurdumuzun kurtarıcısıdır ve Cumhuriyet ile yeni Türk devletinin kurucusudur. Milletine hizmetleriyle kalplerde, gönüllerde müstesna bir yere sahip olan efsane şahsiyettir.

"Atatürk kimdir?" diye sorulduğunda verilecek pek çok cevap içerisinde "Son 100 yılın yetiştirdiği en büyük devlet adamı, demek yeterli olacaktır.

"Kim?" olduğu anlaşılmadıysa, o zaman, bir de şöyle söyleyeyim:

Atatürk demek; "Türküm" diyerek "millet olmak" demektir, "Türkiye" diyerek işgal edilmiş toprakları "vatan yapmak" demektir.

Atatürk demek; Türk milleti (Türküm diyenler) için onur ve gurur demektir

Atatürk demek; "Ötüken’den Anadolu’ya, Türkiye’den Turan’a giden yolda, tarihte ve coğrafyada var olan büyük (asil) Türk" demektir.

Atatürk demek; "milletin geleceğini kendi şahsi emellerinin üstünde görmek" demektir.

Atatürk demek; "muhtaç olunan kudretin damarlardaki asil kanda olduğunu bilmek" demektir.

Atatürk demek; "kudretsiz dimağların, zayıf gözlerin gerçeği göremeyeceğini anlamak" demektir.

Atatürk demek; "hür ve bağımsız olmak; hak, hukuk, adalet ve demokrasi istemek, insana kul olarak değil, Allah’ın kulu olarak insanca yaşamak" demektir.

Atatürk demek; "milli birlik ve beraberlik içerisinde ortak değerlerle birlikte olmak" demektir.

Atatürk demek; "gençlere değer vermek, çocuklara sevgi göstermek, kadınlara hak vererek onları üstün görmek" demektir.

Atatürk demek; "Ege’de zeybekle, Erzurum’da atabarıyla gönüllerde var olmak, el ele tutuşup milletine mutluluğu anlatmak" demektir.

Atatürk demek; "Fabrikalarda üreten işçi, tarlada traktör üstünde çiftçi" demektir.

Atatürk demek; "Samsun’a giden vapurla, azgın dalgalara aldırmadan Anadolu’ya var olma umudunu geleceğe taşımak" demektir.

Atatürk demek; "Amasya’da Ferhat’ın deldiği dağları sahiplenen cesur yürekli, demir bilekli yiğit" demektir.

Atatürk demek; "Sivas’ın soğuğuna aldırmadan, sıcak günler vaat eden samimiyet" demektir.

Atatürk demek; "yüzüstü sürünen, yoklukla ve yoksullukla aç yaşayan, yokuşlarda susayan milletin kaderinde, Ayağa Kalk Sakarya!.." demektir.

Atatürk demek; "en önde, at üstünde düşman üstüne yürümek, kar üstünde uyumak" demektir.

Atatürk demek; "hedef gösterdiği Akdeniz’e düşmanı sürmek, Yunan’ı denize dökmek (yüzme öğretmek)" demektir.

Atatürk demek; "mağdur ve mazlum milletlerin kurtuluşlarına da vesile olmak" demektir..

Atatürk demek; "eskileri ve imkansızlıkları bitirmek, medeni ve modern yapılanmayla yenilemek" demektir.

Atatürk demek; "yılmamak, yıkılmamak, yorulmamak" demektir.

Atatürk demek; "dünya milletlerinin hayran olduğu, kendilerinde eksikliklerini hissettikleri dolayısıyla, kıskandığı lider olmak" demektir.

Atatürk demek; "Sarı saçlım, mavi gözlüm neredesin, nerde..." diye ozanın telinde söz, yüreklerde köz, milletin gönlünde öz olmak demektir.

Atatürk demek; "Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında, cihanın görmediği destanlar yaratıyor, gelmiş geçmiş kahramanlara bedel, uçsuz bucaksız göklere hükmediyor... diyen şairin mısralarında şiir olmak" demektir.

Atatürk demek; "3997 kitap okumak, 11 kitap yazmak, 11 cephede savaşmak, 24 madalya ve 7 nişan sahibi olmak, 6 dil bilmek" demektir.

Atatürk demek; son nefesinde doktoruna bakarak ’aleykümselam’ demek ve öldükten sonra da yaşamak” demektir.

Atatürk demek; "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…! haykırışıyla hayat bulan asaletimizi yaşamak demektir.

Atatürk demek; Kuran-ı Kerim’in anlaşılması için tefsir ettirmek, Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu kurmak ve Türk Ocağını desteklemek, Türkün sembolü "Bozkurt’u" pek çok yerde kullanmak, her fırsatta Türk olmanın gururunu, milletine (soyuna, ırkına) hayranlığını ifade etmek, Ergenekon’dan çıkış tablosunu yaptırmak demektir.

Atatürk demek, Atatürk demek, Atatürk demek...Her şeyden önce mükemmel insan, idealist vatan ve millet sevdalısı" demektir...

Bütün bunlara rağmen, Atatürk’ü sevmeyenlerin olmasını, kötülemek isteyenlerin bulunmasını anlamış değilim. Niyetleri ve amaçları için inandırıcı, gerçekçi ve geçerli bir sebep de bulamıyorum.

"Osmanlıyı yıktı" diye düşünüyorlarsa; Osmanlı zaten çökmüştü, çürümüştü, bitmişti, yıkılmıştı, yoktu. İstanbul’un anahtarı İngilizlere teslim edilmişti.

"Dinle, din adamlarıyla uğraştı" diyorlarsa; O, dinimizi, peygamberimizi sever ve överdi. Günümüzde FETÖ misali, o dönemin din sömürücülerine, istismarcılarına fırsat vermedi. Dinin bir ibadet olduğunu, dinde siyasetin olamayacağını anlatmak istedi.

"İçki içerdi" deniliyorsa, günahını ve zararını bildiği tek keyfi buydu, belki de... Keşke içmeseydi de, milletine daha çok hizmet etmek için ömrü uzun olsaydı. Bunun bir nefret sebebi olması gerektiğini düşünmüyorum. Ancak bir bahane olabilir diyorum. Çünkü; kul hakkı, yalan, gıybet, kandırmak, tecavüz, cinayet...vs.’nin daha büyük haram ve günah olduğu bilindiği halde, bunları yapanların yanında, “alkol” çok masum kalır.

"İlke ve inkılaplarının (özellikle harf ve hilafet değişikliğinin) rahatsız ettiği" söyleniyorsa, bu yeniliklerin medeni ve modern bir Türkiye’ye anlayışına uygun olmadığını, yakışmadığını söylemek mümkün müdür?. Avrupa, yenilikleri sahiplenerek ve zamana ayak uydurarak kalkındı. Ayrıca, o kişiler unutmasınlar ki, bugünkü varlıklarını ve imkanlarını, her türlü haklarını Atatürk’e borçludurlar.

Atamızı özlemle aramak ve anlamak düşüncesi içerisinde olduğumuzun bilinmesini istiyorum.

Milletleri, milli ve manevi değerleri, tarihi şahsiyetleri değerli kılmaktadır. Atatürk, Türk millet için emsalsiz bir değerdir. Rabbimin, Türk milletine bir lütfudur. İnsanın kendi değerlerini inkâr etmesinden daha aciz bir durumunun olamayacağını düşünüyorum. Türk; nankör, vefasız, hayırsız ve vicdansız değildir.

Son yüzyılın büyük devlet adamı, lideri, önderi olarak dünyanın hayranlığını kazandığı pek çok ülkenin veciz sözlerinde olması, ders kitaplarında okutulması, heykelinin dikilmesi, adının verildiği yerlerin bulunması Atatürk sevgisinin bir ifadesidir. "Benim tek olağanüstü yönüm Türk olarak yaratılmamdır. Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır" sözü her şeyi anlatmaya yetmektedir.

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü anlıyoruz, özlüyoruz; aradığımızın ve sahiplendiğimizin bilinmesini istiyoruz. Ahlak, vicdan, vefa adına Ata’mızı anlatacağız; çünkü unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.