Eskiler “Her şey zıddıyla kaimdir” der.

Gece ve gündüz gibi,

Sıcak ve soğuk gibi,

Zengin ve fakir gibi,

Mutlu ve mutsuz gibi.

Hiç kimse bu sözün ifade ettiği manayı anlamak istemez.

Ya da verdiği anlamı kendi yaşantısına yüklemek istemez.

Ama yaptığın işi bir gün gelip yaşayacakmış gibi hareket edeceksiniz.

Hazırlıklı olacaksınız.

Aksi takdirde bir yıkıma uğrar,

Bir felakete sürüklenebilirsiniz.

Hani dünya bir imtihan dünyası ya.

Bakara suresi 155. Ayette;

“Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!..” buyurulmuyor mu?

İnsanlar bunlarla bir imtihana tabi tutulacağını anlamak istemiyor gibi.

Bunun anlamı,

Sen mutluluk vermek istedikçe bir başkası sana mutsuzluk verecektir.

Sen bir başkası iyi olsun dedikçe, o kişi senin kötü olmanı isteyecektir.

Tam da “Besle kargayı oysun gözünü” cinsinden.

..

Yalnızlığın zor olduğunu biliyorsanız,

Sevdiğiniz insanları yalnız koyup bir yere gitmezsiniz.

Hele hele onların en zor gününde bırakıp hiç gitmezsiniz.

Açlıkla hastalıkla baş başa koymazsınız.

Ama insanoğlu nankördür.

Çiğ süt emmiştir.

Yaradan bunu Kitabı Kur’anda izah ediyor.

İnsan öyle bir nankördür ki, başına gelen bir musibetten ötürü Rabbinin bütün nimetlerini unutuyor.” (Adiyat suresi 6.Ayet)

Ama yalnızlığın ne olduğunu yaşamadan unutan bu insanlar,

Bir gün sizi yüz üstü bırakıp giderler.

Bu iki tarafın da imtihanıdır.

Kim ne yapacak görelim.

Öyle bol keseden atmakla olmuyor.

..

Bugün gurbete çalışmaya giden ailelerin çocuklarında bunu sıklıkla görebilirsiniz.

Babasında gördüğü ayrılığı unutur. Ama eşine bu acıyı yaşatır.

An gelir eşini ortada yüzüstü bırakır gider.

Çünkü onun mayasında “Vefasızlık” duygusu hakimdir.

Size yaşattığı acının farkında bile değildir.

Kendi yaşadığı ayrı günleri bu gün birlikte olarak giderebileceği inancındadır.

Vefasızlık duygusunu işleyen kişi ise hunharca kendi evladının duygularını sömürür.

Bu kişi işin farkındadır.

Kendisini sahip olduğunu zannettiği zenginlikle avutmaya,

Kendi çocuğunu da uyutmaya çalışır.

Ama bu bir imtihandır.

Herkesin amel defterine ayrı ayrı yazılır.

Bu işin içinde “Gayretullah’a dokunan” bir hal olur ise yandı gülüm keten helva.

Yaradan Ankebut suresi 2.-3. Ayette ne buyuruyor;

“İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? And olsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; keza O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.”

Evet, yalanlar ve yalancılar bir gün mutlaka ortaya çıkarılacaktır.

Allah indinde bu hesap gerçekleşecektir.

..

Demircinin oğlu demirci,

Sarrafın oğlu da sarraf olur derler.

Ancak gerçek hayata indiğinizde bunu istisnai olarak görüyorsunuz.

Bu ifadeye göre "Sarhoşun oğlunun da sarhoş olması" gerekirdi ki,

Nice sarhoş babalardan nice cevher evlatlar oluşmuştur.

Tam da Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin dediği gibi;

“Harabat ehlini hor görme zâkir

Defineye malik viraneler vardır”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.