Bu olaylara bila istisna her gün tesadüf edebilirsiniz.
Yolda yürürken size teğet geçen bir insan,
Parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı sizin ayaklarınızın dibine fırlatarak,
Karşıdaki markete dalıyor.
İşi gücü ne, bir yol süpürücüsü gelsin onu oradan alsın, gibisinden.
Hani bu arkadaşlar evinde böyle yapıyor ya!
Arkalarında bir toplayanları var ya..
-
Esnaf, eline süpürgesini almış,
Sizin geçişinizi hiç umursamadan,
Görevini yapan bir insan bilinciyle,
Kapının önünü süpüre süpüre getirip,
Kaldırımın kenarına yolun içine bırakıyor.
Hiç düşünmüyor ki, bu pisliği bir rüzgar biraz sonra tekrar buraya atacak.
Onun için onu toplayıp çöp kutusuna atayım gibi bir düşüncesi yok.
İnsanlar ne diyecek : Adamın kapısının önü tertemiz !
-
Manavın önüne yaklaşıyorsun,
Kasalarını 2-3 metre dışarıya taşacak şekilde koymuş.
Yolun karşısına kaldırımın kenarına da güzelce istif yapmış.
Tam ikisinin ortasına da dikilmiş ahbaplarıyla sohbet ediyor.
Yol verirse geçersiniz.
Yol benim derse sittin sene beklersiniz gayri.
Ya da kavgayı göze alacaksınız.
Adamın anlayışı olsa zaten böyle bir düşünceye girişmez. Kaldırımı işgal etmez.
-
Ara sokağın girişine geldim.
Karşı kaldırıma çıkacağım, önüme bir araba park etmiş.
Neyse geçtim.
Arkamdan bir ses yükseliyor,
“Şu arabaları görüp de şunlara ceza yazacak bir adam yok mu bu memlekette"
Döndüm baktım, kaldırımları su kolileriyle kapatmış,
Yolun önüne su kasalarında koyup başka araç gelip de buraya park etmesin diyerek,
Yolu işgal etmiş bir esnaf. Dönüp ;
- Hemşerim o kaldırım girişini işgal etmiş, sen de hem kaldırımı hem yolu işgal etmişsin. Senin bir şey demeye hakkın var mı? diye sorunca cevap hiç gecikmedi.
- Ama ben iş yapıyorum hemşerim!!!
Allah Allah, bu ülkede iş yapmak kaldırımları işgal etmeye vesile midir?
Herkes nalıncı keseri gibi kendisine yontmaya alışmış.
Karınca gibi bulduklarını kendi yuvalarına çekme gayreti içindeler.
Bu aynı zamanda oranın zabıtasının iş yapmadığının sosyal göstergeleridir.
-
Yolumuza devam ediyoruz.
Derken yolumuz istasyonun kenarından geçiyor.
Havada tatlı bir esinti var.
Tam hayal kurulacak bir zaman ve mekan.
Birden kafama bir şey düştü, oradan da yere.
Baktım yanan bir izmarit.
Başımı kaldırdım ikinci katta bir levhada şunlar yazıyordu ;
“...Belediyesi park, bahçe ve temizlik müdürlüğü"
Belediye çalışanları bile kendi temizleyeceği pisliği yolun ortasına atıyorsa gerisini düşünün gayri.
Kafamı kaldırıp yukardakiler bağırdım;
Bu mereti içiyorsunuz da münasip bir yer bulamadınız mı da milletin kafasına atıyorsunuz.
Anlayacağınız bencil olan insanların diyarında hayal bile kurmaya gelmiyor.
Siz altın hayali kurarken başınıza taş yağabilir vesselam..