Akbelen’in Kara Talihi..
Akbelen ve Akparti,
Bakmayın isimlerinin “Ak” olduğuna.
İkisi de kararmış durumda.
Birisi talan edilmekten, diğeri zulüm etmekten.
Birinin yeşilliği kararmış, diğerinin ruhu kararmış.
Kıyametin koptuğu yer.
Ülke değerlerinin heder edildiği yer.
Bir yandan yangınlar, bir yandan ağaç kesimleri.
“Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki ağacı dikin”
Diyen bir Peygamber var.
“Ormanlarımdan bir dal koparanın boynunu vururum”
Diyen bir Fatih var.
..
Gel gör ki,
Müslüman olduğunu söyleyen bir parti ile
Milliyetçi olduğunu söyleyen bir parti,
Ülkeyi yangın yerine çevirdiler.
Irmağının akışına ölürüm diyen MHP’lilerin hiç birisi ortada yok.
Ülke Suriyelileştirilirken bir tane MHP’li karşı gelmiyor.
Ülkenin hazinesi boşaltılırken, MHP’liler kayıplara karışıyor.
Yemyeşil cennet gibi bir yer yakılıp yıkılırken oraya gelip bakan bir tane MHP’li yok.
Neden Bilge Liderimiz “Irmağının akışına ölen” kurtlarını da toplayıp destek için gitmez.
Hadi atın sloganlarınızı;
“Bayrak inmez, Ezan dinmez, Vatan bölünmez”
Ama talan edilir. Kimse gıkını çıkarmaz.
Aynı durum Hatay ve Antakya’da da devam ederken gözlerden kaçırılan bir şey var burada.
Ülke bir kaosun içine çekilirken bu ülkenin Milliyetçileri sessiz duruyor.
Ülkenin yeşilliği yok edilirken akan ırmağına kuru kuru ölünmez.
Öyle eskilerin dediği gibi ;
“Guru guru gadanı alam, takır takır gurbanın olam”
Hamasetle iş yürümüyor.
Bu zamana kadar laftan başka ne üretti Bilge liderimiz.
Onun arkasında yürüyenler de onun yolunda gidiyor. Belen’e sahip çıkamayanlar mı kuracak Turan’ı?
Kur’an Enbiya suresi 45. Ayette şöyle der;
“Ama ne kadar uyarılsalar da sağırlar çağrıyı işitmezler”
..
Sahil kesimlerinde ki orman yangınlarıyla
Madenlerin çıkarılması uğruna ağaçları kesip,
Jandarmayı ağaçları koruyan köylünün karşısına dikip
Ormanları talan ediyorlar.
Hem de “Peygamber ocağı” dediğimiz askerleri araya kalkan koyarak.
Kendi kendime soruyorum;
“Bunlar Peygamber Ocağının askerleri mi? Ülkeyi Yunan’dan kurtaran O Mehmetçikler mi?”
Bu vatan onların da çocuklarına bırakacakları vatan değil mi?
Tamam, görev yapıyorsunuz ama o da bir yere kadar.
Brütüs’e sormuşlar.
Sen Sezar’ı çok severdin, o bıçağı nasıl vurdun, dediklerinde,
“Roma’yı daha çok seviyorum” demiştir.
Sizin hiç mi vatan sevginiz yok.
Bu vatanı size emanet edenler böyle mi bıraktı.
Sanki onlar beyaz atlarına binmiş uzaklara gitmişler.
Onun yerine Halkına biber gazı sıkan bir nesil gelmiş.
Eskiden Devlet köylüden ormanı korurdu.
Şimdi köylü devletten ormanı korumaya çalışıyor.
Hem de muhafazakâr bir parti olduğunu söyleyen bir partinin, muhafazakâr olmayan bir rantiyeciye işi havale etmesiyle.
..
Ülkede talan edilmedik bir şey kalmadı.
Ne maddi değerler,
Ne manevi değerler,
Kayda değer hiçbir değer kalmadı.
Sokaklarda emniyet ve güven kalmadı.
Gündüz gözüne sokak ortasında tabancasını çeken adam öldürüyor.
Yaya geçidinde adam hiç frene basmadan yayanın üzerine basıp geçiyor.
Sadece sokaklar değil, güvenilir yer kalmadı neredeyse.
Eğitimi altüst ederek gençleri bile talan ettiler.
Üniversite imtihanında 100 bin öğrenci sıfır çekiyor.
Bu zamana kadar görülmemiş bir şey.
Zannetmeyin ki bu ülke sahipsiz,
Zannetmeyin ki bunun hesabını soracak yok.
Bunu yapanlar bir gün tarih önünde ve Allah indinde hesabını vereceklerdir.
..
Bunu yapanlar “Allah” adını kullanarak ülkeyi bu duruma getirdiler.
Zannetmeyin ki böyle yapmakla bu ülkeyi yok edeceksiniz.
Türkiyeliyiz deyip de Türkiye’yi mahvetmeye çalışanlar dikkat!
Tarih sahnesine baktığınız zaman bu ülke her zaman “Kendi külleri içinde” yeniden doğmuştur.
Bu ülkeye ve bu ülke insanına zarar veren kim var ise,
Bir sonraki gelen nesil bunların hesabını tek tek sormuştur.
Düşmanlığınız Atatürk’e ise,
Biliniz ki Atatürk’ü tarih sahnesine çıkaran bu millettir.
Gün gelir bu yolda yürüyen bir kahramanı daha tarih sahnesine çıkaracaktır.
İnanmayanlar “Tarihin tozlu raflarında duran tarihi gerçekleri” alıp bir daha okur.
Türk’e kefen biçenler, hep kendileri kazdıkları mezara girmişlerdir..