BU MİLLET, SON 200 YILDIR BATI KARŞISINDA EZİLMİŞTİ. SİYASİ VE EKONOMİK OLARAK OSMANLI DÖNEMİNDE EZİLİRKEN CUMHURİYET'İN İLANI İLE BU EZİKLİKTEN BİRAZ OLSUN KURTULDU. 24 TEMMUZ 2020 GÜNÜ CAMİ’YE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ İLE BATI KARŞISINDA TÜRKLER BİR ZAFER KAZANDILAR; İŞTE BU YÜZDEN AYASOFYA’YA KOŞARAK GİDİYORLAR…
Osmanlı İmparatorluğu 1838 yılında Baltalimanı Anlaşması'nı imzaladı. Böylece Avrupa’nın sömürgesi oldu. 1 Yıl sonra da 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Hıristiyanların özgürlükleri güvence altına alındı. Bunu Avrupalı bankerler ve bankacılardan alınan borçlar izledi. Böylece Osmanlının ekonomik çöküşü de devreye girdi.
Avrupa dünya piyasalarına sanayi malları ile girerken Anadolu’daki Türk El Sanatları ile üretim yapan birçok işletme kapanmaya başladı. Tarım ürünleri ucuza alınırken kapitülasyonlar da yabancıların para kazanmalarına olanak sağlıyordu. Köylü borç harç içinde üretim yaptığından her yıl bu borçları da artardı. Bir dönem sonrasında ise borcunu ödeyemez hale gelince tarlaları Rum ve Ermeni tefecilerin veya derebeylerinin, ağaların eline geçiyordu. Osmanlı'da köylü, vergi ve borçlar içinde geçinemez yarı aç ve yarı tok yaşıyordu.
Osmanlı Devleti, Avrupa bankalarından borç para bulmak için istikraz yapıyordu. Yani borç alıyordu. Bu paraya karşılık yüzde 20-30 faiz ödüyordu. Ödeme konusunda aksilik çıkmasına karşılık da, yabancılara bir bölgenin veya şehrin gümrük gelirlerini garanti veriyordu.
Duyun-u Umimiye İdaresi ise Osmanlı'nın birçok gelirine el koymuştu. Sonuçta Osmanlı Devleti sürekli parasızlık içinde yaşıyordu. Bu durum 2. Abdülhamid zamanında da sürdü. İngiliz, Fransız ve Alman yanlısı paşalar ülkedeki Madenleri, Demiryolları- Gaz-Su ve Elektrik İşletmelerini istedikleri ülkelerin yabancı şirketlerine veriyorlardı. Osmanlı Ekonomik olarak tam bir sömürge olmuştu.
1908 Yılında Abdülhamid tahttan indirildi. İttihat ve Terakki Partisi iktidara geldi. Ekonomik tedbirler almaya başladı. Okullar açıldı. Askeriye Alman Subaylar tarafından ıslah edilirken, Türk işadamları sayısının arttırılması için çalışılıyordu. Gümrükler yükseltilip yabancı malların ülkeye girişi engellenirken, yerli sanayi için alınan tedbirler Batı’ya karşı bir çıkış oluyordu.
1914 Tarihinde 1. Dünya Savaşı başladı ve İttihat- Terakki Partisi savaşı fırsat bilip Kapitülasyonları kaldırdı. İngiltere ve Fransa buna itiraz etmediler ama Almanya çok kızdı. İstanbul’daki Alman Elçisi Osmanlıyı tehdit etti. Silah ve Yardımı durdurmak istedi. Bu noktada onlar da bu karara uymak zorunda kaldılar. Savaşı sonrasında Anadolu ve İstanbul işgal edildi.
Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra ise, Mustafa Kemal Atatürk 1923 yılında İzmir İktisat Kongresini yapacaklarını açıkladı.
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda yüzyıllarca Batı karşısında ezilen bu Millet, Ayasofya’nın Cami olması ile Batı’ya karşı ilk defa bir konuda başarı sağlamış oldu. O yüzden Ayasofya’ya namaz kılmaya koşuyorlar.
Olayın temeli ve özeti budur.
Osmanlı’nın Ekonomik olarak batışı 1838'den 1923 Cumhuriyetin ilanına kadar olan süreçtir. Bu konu da güvenilir bilgiler almak isteyenler ise Doğan Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim.