Bugünlerde sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar yaşıyoruz. Yıllardır yaşadığımız sorunların ve sıkıntıların temelinde eğitim olduğu gerçeğini bilmemiz gerekiyor. Bilmediğimiz için olacak ki eğitime gereken önemi ve önceliği vermiyoruz. Eğitim sisteminin anlamı ve amacı bilinmeli ve kaliteli eğitim ile öğrenciler öncelikle mutlu olacakları hayata hazırlanmalı ve başarılı olacakları mesleğe yönlendirilmelidir. “Günü kurtarma” adına gerçekleştirilen eğitimin başarısızlığından öğretmenler sorumlu tutulmamalıdır. Öğretmeni tanımadan, kim olduğunu bilmeden, görevlerini ve sorumluluklarını anlamadan ithamlarda bulunarak, laf söyleyerek, sıradan, basit görerek haksızlık yapmamak gerekir. Öğretmenlik mesleğinin önemini bilmeyenler kompleksli (aşağılık duygusu olan), aciz, bilgisiz kişilerdir.
İnsan yetiştirmek, insanı eğitmek dünyanın en zor ve en ağır işidir. Öğretmenler; aklıyla, bilgisiyle ve becerileriyle para kazanılan bir mesleğin mensuplarıdır. Eğitimin ağır yükünü taşıyan “emek” ve “fikir” fedaileridir. Bu emeğin içinde çalışmak, fedakârlık, sahiplenmek, sorgulamak, ilgi, sevgi, duygu, cefa, vefa, vicdan, ahlâk, anlayış, yaklaşım, görev ve sorumluluk... vs ne ararsanız vardır. Eğitim, bugün, bu düşünceler içerisinde olan idealist öğretmenler sayesinde ayakta durmaktadır. Eğitimde ilgi, sevgi, iletişim, anlayış, yaklaşım...vs gibi değerler çok önemlidir. İnsan olarak yaratılışımızdaki değerlerin sırrı olan düğümleri öğretmenler çözmektedir...
Bunları derken şunlar da aklıma geldi. "Öğretmenler ne iş yapıyorlar ki...? Öğretmen maaşları büyük yük..." gibi çok AĞIR sözler söylenmişti. Atatürk’ün, "Öğretmen maaşları milletvekili maaşlarından aşağı olmasın" demesi ve bizdeki 600 milletvekilinin maaşlarını -giderlerini de- düşünüldüğünde, aradaki anlayış farkını takdirlerinize bırakıyorum. Bu vesileyle öğretmeni ve öğretmenliği anlatmamın, tanıtmamın gerekli olduğunu düşündüm. Çünkü, ben de 30 yılı müdürlük olmak üzere 40 yılını eğitime vermiş bir öğretmenim. Sizlerle "zamanın elinden tutarak" eğitimin zaman tünelinde bir yolculuğa çıkarayım da bilmeyenlere öğretmeni anlatmış olayım.
SİZ; hiç, bir zamanlar kara önlüklü, beyaz yakalı, omzunda mendil takılı olan çocukların hayat hikayelerini dinlediniz mi? Eğitim maceralarının belgeselini biliyor musunuz?
SİZ; hiç, "öğretmenim" derken, titreyen sesle yüreğinizin söküldüğünü hissettiniz mi? "Öğretmenim, canım benim..." sözlerindeki anlamın ağırlığını ve sıcaklığını fark ettiniz mi?
SİZ; hiç, "size mektup yazdım, şiir yazdım..." denilmesindeki, ilginin ve sevginin anlatıldığı söz ile bir kitap yazılabileceğini biliyor musunuz? Yazılan eserleri okudunuz mu?
SİZ; hiç, okul boş iken duvarlarındaki sevinç çığlıklarının yankılarını duydunuz mu? Gülümseyen hayallerin yansımalarını gördünüz mü?
SİZ; hiç, moda olduğu için değil, gerçekten yırtık, sökük olduğu için yapılan yamaların yokluktan kaynaklanan desenler olduğunu fark ettiniz mi?
SİZ; hiç, oyun oynarken mağlubiyet yaşamasın, hep kazansın, sevinsin diye kaybetme numarası ile sanatkârlık yaptınız mı?
SİZ; hiç, kollarını açıp koşarak gelenlerin, gülenlerin, gül verenlerin, seslenenlerin hayatlarına mimar oldunuz mu?
SİZ; hiç, "hadi bir türkü söyle" dediğinizde, yanık nağmelerin okulu titrettiğini, yüreğinizi parçaladığını hissettiniz mi?
SİZ; hiç, kurduğu hayallere ulaşması, çocuksu dünyasını yaşaması için, niçin "hayallerime dokunma" demesindeki masumiyetin sırrını çözebildiniz mi?
SİZ; hiç, akan burnunun, dağınık saçının farkında olmadan muhteşem bir tablo görüntüsüyle bir şaheser olduğunu gözünüzde canlandırdınız mı? Yanaklarından titreyerek, süzülerek akan iki damla gözyaşının siyah-beyaz fotoğraflarını gördünüz mü?
SİZ; hiç, ayakların hasırlı, ellerin çatlak olmasının sebebini anlatan anılarını, koca dünyayı sığdırdıkları küçük yüreklerinden dinlediniz mi?
SİZ; hiç, uykusuz gözlerdeki mahmurluğu, mahzun ve manalı bakışlardaki yorgunluğu gördünüz mü? Gördüğünüzde nefesinizin düğümlerini çözebildiniz mi?
SİZ; hiç, yaya yürüdüğü patika yollarda, ayağına batanların acısını, okula ulaştığında hissetmediğini, yuvasına geldiğinde, karşılayanların tebessümüyle unuttuğunu fark ettiniz mi?
SİZ; hiç, soğuktan titreyen elin, ayazdan kızarmış yüzün, yırtık ayakkabıda morarmış parmakların, sevgi dolu bakışların sıcaklığında ısındığını biliyor musunuz?
SİZ; hiç, gaz lambasında, mum ışığında battaniyeye sarılıp ders çalışmanın sevimliliğini, yaptığı ödevinden "aferin" denilmesini beklemenin heyecanını, sobanın yanında kitap okumanın sıcaklığını anlayabiliyor musunuz?
SİZ; hiç, kalemi, silgisi, defteri bitenin üzüntüsüne teselli olup sevindirme mutluluğunu yaşadınız mı? ÇARESİZ bükülen, öne düşen başların mahcubiyetine, ÇARE SİZ oldunuz mu?
SİZ; hiç, okula geç kalmamak için koşarak gelmenin yorgunluğunu dizlerinizde, nefes nefese kalmanın bitkinliğini yüzünüzde hissettiniz mi? Her gün, "bir şey yemeden mi geldi acaba?" diye, siz tokken açlığınızı nefsinize sordunuz mu?
SİZ; hiç, naylon torbada, bez bohçada defteri, kitabı olan, yakacaklarını ve yiyeceklerini yanında taşıyan umut adımlarının yol hikâyelerini biliyor musunuz?
SİZ; hiç, adını unutmadığınız gibi, okul numarasını dahi hatırladığınız bir hafızanın neden ve nasıl oluştuğunu düşündünüz mü?
EVET, SİZLER, bütün bunların öğretmenle ilgili olduğunun farkında mısınız? Sizler, bugünkü imkânlara sahip olmanızın kıymetini ve kaynağını kimin sağladığını biliyor musunuz? Bir zamanlar bunların olduğunu, böyle imkân ve şartların öğretmenlerle yaşandığını hiç düşündünüz mü?
EVET, SİZLER, çirkin ve sevimsiz, yalan ve yavan olan dünyamızın öğretmenlerin yetiştirdiği bu çiçeklerle güzelleştiğini, bu kokuyla mutlu olduğumuzu; yorgunluğumuzun bizlere huzur verip rahatlattığını bilmeyeniniz var mıdır?
EVET, SİZLER, pek çoğunuz, her sabah, "ben işe gidiyorum" diye evden çıkarken ben, hiç "işe gidiyorum" demedim, "okuluma gidiyorum" diye, sevimli ve sıcak yuvama gittiğimi biliyor musunuz?
SÖZÜN ÖZÜ: Ben bir öğretmenin; sevgi sözcüklerinin anlamını, gizemli kokuların sırrını ben bilirim. Beni hala tanımadıysanız ve olumsuz düşünceler içerisindeyseniz inanın çok üzülürüm. "Hayat Bilgisi" dersini benim anlatmamı, anlamını bana sormanızı isterim. "İşte ben buyum" diyen özel ve güzel insanlara (öğretmenlerimize) selam olsun...