Şeyh Süleyman Türbesindeki Osmanlı beratları da onun silsilesinin Uludere’de devam ettiğini göstermektedir:
I. Berat
SULTAN MUSTAFA OĞLU SULTAN MAHMUD
Sahip olduğu nişanı pek yüce, Ulu makamı Sultanlık ve parlak tuğrası cihanı tutmuş Hakan'ın emri şöyledir:
Karacaşehir kazasına bağlı Kelbburnu köyünde bulunan merhum Şeyh Süleyman isimli zatın…………. tekke şeyhi olan Derviş Mehmet ölüp yerinin boş kalması sebebiyle makamına hak sahiplerinden olan oğulları, iş bu yüce Hakanlık imzası ile Derviş Abdülkerim, Derviş Süleyman, Derviş Ali ve Derviş Mustafa layık olduğu için kendilerine müştereken BERAT-I ŞERİF’in verilmesi hususunda Mevlana Derviş Ali'nin arz etmesini uygun görüp emr-i humayunu verdim.
Ve buyurdum ki: Bugünden itibaren bahsi geçen tekkenin ahirete göçmüş şeyhleri yerine müştereken tekke şeyhi olup üzerlerine düşen görevleri hak ile yerine getirdikten sonra eskiden olduğu gibi yine tekkede hak sahibi olarak vakfedenin ruhu ve devamı ömrü için duaya devam etsinler.
Buna da hiç kimseler engel olmaya kalkmasın ve emre herkes uysun.
1 Recep
Tarih1153 Hicr
Mahmut I ( 1143- 1168)H
(1730- 1754)M
Not: Sultan I. Mahmut'un Şeyh Süleyman Türbesi için vermiş olduğu Berat'ın bugünkü Türkçeye çevirisidir.
II. Berat
SULTAN MUSTAFA OĞLU SULTAN MAHMUD
Sahip olduğu nişanı pek yüce, Ulu makamı sultanlık ve parlak tuğrası cihanı tutmuş Hakan'ın emri şöyledir:
Karacaşehir kazasına bağlı Kelburnu köyünde bulunan merhum Şeyh Süleyman isimli zata ait olup tekke şeyhinin ölümü ile yerine hak sahiplerinden: Derviş Abdülkerim, Derviş Süleyman, Derviş Ali ve Derviş Mustafa müştereken Berat'ı Şerife ile mutasarrıf olmuşlardır.
Tahta çıkış vesilesi olarak kendilerine Berat'ı Şerif'in verilmesi ve önceki beratta olduğu gibi adı geçen şahıslara emr-i humayun'un teslim edilip bugünden itibaren bahsi geçen tekkenin eskiden olduğu gibi gerekli hizmetlerinin görülmesi ve yine müştereken kendilerine sorumluluk yüklenen bu şahısların, vakfedenin ruhu ve devamı ömrü için duaya devam etmeleri, bu hususta başkalarının müdahaleye yeltenmemeleri ve herkesin emre uyması arzumuzdur.
Tarih 1168 Hicri
I. Mahmut( 1143- 1163)H
( 1730- 1754)M
Not: Sultan I. Mahmut'un Şeyh Süleyman Türbesi için vermiş olduğu Berat'ın bugünkü Türkçeye çevrilişidir.
Bu beratlar ve türbede bulunan diğer beratlar İtburnu köyündeki kabrin Şeyh Süleyman Hazretlerine ait olması ve silsilesi açısından önem arz etmektedir.
“Beştaş Tekkesi'nin kalıntıları ise İtburnu (Uludere) Köyü'nün
Köyün girişindeki beş Selçuklu akıncısı (öncü askerler) mezarlarından tülbent bağlı ikisi hatun kişilere aittir. Bu tespit o dönemde ve daha öncesinde Türklerde kadın savaşçıların olduğunu vurgulamaktadır. Köklü bir tarihe sahip Uludere’nin ilk ismi Uc Bölge anlamına gelen İtburnu ile bilinmektedir. Ayrıca köyde Anadolu Selçukluları döneminde yapılmış bir Alaaddin (Alaeddin) Cami’nin bulunduğu bilinmektedir. Bugün cami iç duvarındaki “Berat”da bunu teyit etmektedir:
Tuğra
(Sultân Mahmud bin Mustafa el-Muzaffer daima)
Sadeleştirilmiş Metin
Alameti mübârek şanı yüce Sultan'ın ve Tuğrası cihanı kaplayan, aydınlatan hakanın emri budur ki, Karacaşehir kazasına bağlı kelb-burnu ( Uludere) nâm köyde olan, merhum Sultan Alâ’addin Cami-i Şerif'in gönüllü olarak hatipliğini yapan Ebu’l Kasım isimli şahsın başka diyarda olup, hizmetinden ayrı olduğu için görevden alınması. Yerine hak sahiplerinden, Molla Mustafa isimli kimsenin her bakımdan uygun ve müstehak görülmesi. Ebu’l Kasım'dan alınan bu hizmetin Molla Mustafa'ya verildiğine dair berat yazılması için Kadı vekili Mevlana Mehmet Sabri'nin müracaatı üzerine bu berat'ın( padişahın belgesinin) kendisine verilmesi. Bugünden sonra da Molla Mustafa'nın varıp bahsedilen camide hatiplik görevine başlaması ve hizmetinin gereğini yerine getirmesi, vakıf sahibinin ruhuna ve devletin ömrünün devamına dua etmesi. Bu konuda görevden alınan Ebu’l-Kasım ve dışarıdan başkalarının kendisine müdahale etmemesi gerektiğinin bilinerek sultan'ın mübarek alametine( Tuğra) İtimat olunmasının tavsiyesi.
Hicr 29 Zilkade 1147 (Miladi 23 Nisan 1735)
İstanbul( Berat'ın yazıldığı yer )
Günümüzde bu tarihî cami yerine yeni bir camî inşa edilmiştir. Fakat ismi sadece Uludere camii olarak verilmiştir. Halbûki Anadolu’da önemli yerleşim yerlerinde Alaaddin camiileri bulunmaktadır. Selçuklu devlet adamları tarafından Sultan Alaaddin adına yaptırılan bu camilerden birkaçının ismini zikretmek gerekirse: Konya, Ankara, Niğde, Sinop, Eskişehir, Uludere/İtburnu, Antalya Uluborlu vd’dir. Tarihî hafızamız açısından Uludere/İtburnu’nun, bu özelliklerinin de ele alınması gerektiği unutulmamalıdır.
.....
.....