Korkunun ecele faydası yoktur. Yedi düvel birleşse de üstümüze gelse yine de kaderin önüne geçemeyecekler.
Alçaklıkta Birleşik Devletler de bir araya gelse Türkiye üzerinde oyun üstüne oyun oynasalar yine de kaderin önüne geçemeyecekler.

Güney doğuda bir kürt devleti kurma düşüncesiyle kahpeleri şımartıp da bu milletin üzerine, bu milletin ordusuna, bu milletin polisine, bu milletin sokakta yürüyen vatandaşına saldırıp her gün binlercesini şehit etseler dahi kaderin önüne geçemeyecekler.

Bu millet bir gün kaldığı yerden yoluna devam edecektir.
Yine bu dinin bayraktarlığını yapmaya devam edecektir.

 
1517 yılında Cennet mekan Yavuz Sultan Selin Han’ın Türkiye’ye getirdiği İslam Aleminin liderliği yine kaldığı yerden devam edecektir. Kutsal emanetler hala burada ve İstanbul’da Allah’ın lütfu inayetiyle koruma altında tutulmaktadır. İstanbul’un düşman işgali altında olduğu yıllarda bile ona el sürmeye kimse cesaret edememiştir. İslam Alemi’nin Liderliği gibi ulvi bir kadroyu kimse doldurmaya cesaret edememiştir. Tekrar liderliğe sahip olmanın basit basit yolları var. Onları uygulamamız yeterli olacaktır.

Geçmişimize sahip çıkmak,
İmanımıza sahip çıkmak,
Bu millete sahip çıkmak...

 
Büyük Türk şairi Yahya Kemal Beyatlı Aziz İstanbul adlı eserinde şöyle bir kıssadan bahsetmektedir.
 
“..Büyük mimar Hilmi Şenalp, inşa edilmekte olan Osmanlı tipi bir cami için Aşkabat’ta bulunuyordu. Yardımcıları ile yolda gederken önlerine bir şâb-ı emred (henüz sakalları çıkmamış genç) çıktı. Ve bunlara bir sual tevcih etti.
-Ağabekler… Siz, Türkiye’den mi geldiniz ?
-Evet
-Size bir sual sorabilirem mi, dedi
-Evet
-Türkiye’de hatun kişiler başlarını örtirler mi
-Evet, tabi
-Bacaklarını örtirler mi
-Evet
-Vallahi ağabekler, kusura bakman  ama siz doğru söylemirsiğiz. Men telefizyon seyredirem. Siz ruslaşmışsığız. Halinize bakirem, sizden hiç ümitvar olamıyrem. Lakin düşünürem ki, “Mukaddes Emanetler” hala sizin elinizde. Cenab-ı Hak birilerine ruhsat, fırsat verip de onları elinizden aldırmadı. Hem de İstanbul bir keresinde düşman işgali altına düşmüş olduğu halde. Demek, siz yine bir gün ecdad gibi adamlar olacağsınız ki, onlar sizde kaldı. O günü boynumu egmiş beklirem.."
 
Bizler de boyun eğerek değil gayrete gelerek tekrar eski günlere dönmenin çabasını vermeliyiz bi-iznillah.
 
Lakin bu dünyanın lideri olmak, halifesi olmak o kadar kolay değil.
Sözde Osmanlıcılık değil Özde Osmanlıcılık lazım.
Ömründe bir kere olsun İkindinin sünnetini terk etmeyerek İstanbul’un fethinde Camiye dönüşen Ayasofya’da ilk Cuma namazını kıldıran Fatih gibi olmak gerekir. Kur’ana ve Sünneti seniyyeye hilafsız riayet gerekir.
 
Gündüz harareti 40 derecenin üzerinde olan Sina Çölünü geçerken “Hişt ses etmeyin önde Resulullah yürüyor” diyecek kadar keramet sahibi olup kutsal emanetleri Mısır seferi sonucunda İstanbul’a getirirken günde bir hatim indiren hafızların arasında olan Yavuz gibi olmak gerekir. Kalbi ve düşüncesi Allah sevdasıyla bütünleşmesi gerekir.
 
Kendi parasıyla bir adam tutup her gün kapısında “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var “ diye bağıttıran bir Abdulhamit olmak gerekir. Gurura, kibire kapılmadan, milletin parasını çar çur etmeden, bir tek kuruşun hesabını vermede huşu sahibi olmak gerekir.
 
Yaradan öyle her isteyenin her isteğini kabul eder mi ?
Siz ne kadar samimisiniz,
Siz ne kadar günahsızsınız,
Siz ne kadar bağlısınız..?

Kulları kandırmak kolay da, içimizden geçenleri dahi bilen Yaradan’ı nasıl kandıracağız.
 
Yaradan nurunu tamamlayacaksa elbet de bu vasıfları taşıyan kulunu da bu ümmeti Müslüman’ın başına gönderecektir.
İşte o zaman hilafet kaldığı yerden devam edecek.

Yoksa, hile ile hurda ile,
İslamı bilip de yaşamamakla,
Görüntü Müslümanlığı vermekle,
Adaleti ve kul hakkını ayaklar altına almakla,
Hilafetin geleceğini zannetmeyin.
 

Verelim bin gayret ile bir selam
Hükmü ilahiyle gelecek İslam
Ey kulum kendini düzelt diyor Rab
Bu sancak yüksekte durur vesselam.

(Dermanî)
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.