Baharın müjdecisi Nevruz Bayramının başladığı gün, ramazan ayının birinci günü, tarihi bir dönemeç, 6 Mayıs 2019 Pazartesi… Yüksek Seçim Kurulu’ndan iftar saatinde gelen haber nedeniyle sofra başında oturanların yedikleri boğazlarında düğümlendi. Nevruzu kutlayacakların hevesleri ise kursaklarında kaldı.
YSK’nın, ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran 2019 Pazar günü yeniden yapılması’ kararının ayrıntıları belirmeye başlayınca da iptal kararı yurt çapında öfke seline dönüştü.
İstanbul Beylikdüzü’nde toplanan binlerce insana hitap eden Ekrem İmamoğlu, ‘YSK istifa’ sloganları atılırken şöyle dedi:
“Seçim güya Sandık Kurullarının oluşumu nedeniyle iptal edilmiş. YSK’yı kınıyorum. Anayasa Değişikliği Referandumu da, Cumhurbaşkanı Seçimi de aynı kurullarla yapıldı. O halde referandum da, Cumhurbaşkanı Seçimi de şaibelidir.
Bugün Türkiye’nin ekonomik olarak düştüğü durumu örtbas etmek için bir 45 gün daha kazanıp pisliklerini örtbas etmek için karar almış olabilirler. Ancak sevgiyle, saygıyla, demokrasiyle hakkımızı kazanacağız. Hep birlikte kazancağız göreceksiniz. Buradaki güzel insanlar, her şey çok güzel olacak, umudunuzu kaybetmeyin.”
***
AKP ve MHP’nin sabrı zorlayan itirazları sonucu günlerce süren yeniden oy sayımı işlemleri nihayet sonuçlanmıştı. Sıra bu 2 partinin YSK’ya olağanüstü itiraz başvurularına gelmişti. Bu nedenle gözler Yüksek Seçim Kurulu ve üyelerine çevrilmişti.
İktidar partisinin YSK üyelerine baskı yaptığı genel bir kanattı. CHP’li bazı yöneticilerin, YSK üyelerine yönelik ‘Eğer iptal kararı verirseniz Ankara Kızılay’da rahat dolaşamazsınız, herkes yüzünüze tükürür’ ve ‘Yüce Divan’da yargılanırsınız’ ifadeleri ise nahoş birer ‘gaf'tı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, “Gidelim millete, milli irade karar versin. Şaibenin ortadan kaldırılması hemYSK'yı aklayacaktır, hem de milletin gönlü ferah hale gelecektir. Şimdi biz burada YSK'nın vereceği kararı bekliyoruz” sözleri de ‘Reisin YSK üyelerine talimatı’ olarak değerlendirildi.
Süren tartışmalara ve Erdoğan’ın açıklamasına rağmen ‘YSK üyelerinin birer yargıç olarak hukuku gözeteceğini ve iptal kararı vermeyeceğini’ söyleyenler çoğunluktaydı.
Buna karşın ‘YSK’nın 4’e karşı 7 oyla iptal kararı vereceği’ tahmininde bulunup bunu tutturan köşe yazarları vardı. Ayrıca, Rahmi Turan gibi, iptalden bir gün önce, Sözcü’deki başyazısında, ‘YSK'nın muhterem üyeleri Erdoğan'ın bu sözlerinden sonra başka bir karar alabilirler mi? Ben bunu mümkün görmüyorum. Bu iş bitmiştir! İki ay sonra yeni seçime hazır olun!’ diye yazan ustalar da...
***
İptal kararı saat 20.00 sularında AKP ve MHP’nin YSK Temsilcileri tarafından dışarıya sızdırıldı. Bir süre sonra da AKP’nin temsilcisi Recep Özel kameraların karşısına geçip olanı biteni bir bir anlattı.
Daha sonra ise Yüksek Seçim Kurulu’nun yazılı açıklaması basın mensuplarına dağıtıldı.
Açıklamada, Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karar şöyle özetleniyordu:
a) Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine
b) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasının iptaline,
c) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin 23 Haziran 2019 tarihinde yapılmasına, oy çokluğu ile karar verilmiştir.
d) Kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirilmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir.
***
YSK’nın iptal kararının açıklanmasından sonra Siyasi Parti Genel Merkezlerinde hummalı bir faaliyet başladı. Partilerin üst yönetim organları toplandı, yapılan ilk değerlendirmeleri açıklamalar izledi. AKP ve MHP’nin açıklamalarında sevinç ve iyimserlik gözleniyordu. CHP ve İyi Parti’nin açıklamalarında ise ‘sandık darbesi’, ‘sivil darbe’ söylemleri ile Cumhur İttifakı Partileri ve evet oyu kullanan YSK Üyelerine yönelik ağır eleştiriler vardı.
CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Ekrem İmamoğlu’nu destekleyen diğer partiler, ‘iptal kararının doğurduğu sonuçlar, alınacak önlemler ve yürürlüğe konulacak eylemleri’ hafta içinde geniş katılımlı parti içi toplantılarda belirleyip, bunları partiler arası görüşmelerde masaya yatırma kararı aldı.
***
YSK’nın itirazları incelemesi sürecinde, ‘iptal kararı çıkarsa seçimin boykot edilmesi’ seçeneklerden biri olarak tartışılıyordu. Şimdi de bu seçenek tartışılıyor. Akademisyenlere göre ‘Türk halkında siyasi boykot kültürü gelişmemiş’. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sadece bir kez, 1955 yerel seçimlerinde CHP’nin kararıyla seçim boykot edilmiş, sandığa gidenlerin oranı yüzde 37 dolayında olmuş.
Bundan sonra neler olabileceğine ışık tutan söylemlere gelince… Ekrem İmamoğlu’na göre ‘boykot moykot yok’. İmamoğlu mağdur edildi daha yüksek bir oyla seçimi kazanacak. TKP, ‘boykot kararı alınmalı, bu olmazsa İmamoğlu’nu desteklemek için adayımızı geri çekiyoruz’ açıklaması yaptı. Saadet Partisi, DSP ve varsa diğer partilerin de adaylarını geri çekmeleri halinde yaklaşık 200 bin oy İmamoğlu’na kayabilir.
Böyle olunca da, seçime sadece 2 aday katılacak. AKP’den Binalı Yıldırım ile CHP’den Ekrem İmamoğlu kıyasıya yarışacak.
Bu ne anlama geliyor? Bir yanda AKP ve MHP’den oluşan Cumhur İttifakı (referandumda evet diyenler), diğer tarafta ise, başını CHP’nin çektiği, birçok partiden oluşan muhalifler (hayır diyenler). Bazı görüş sahiplerine göre, anayasa değişikliği referandumunda evet diyenler Binali Yıldırım’ın yanında, hayır diyenler ise Ekrem İmamoğlu’nu destekliyor. Peki, 16 Nisan 2017 tarihindeki Anayasa referandumunda İstanbul’daki oy oranları nasıldı: HAYIR: yüzde 51,32 ---- EVET: yüzde 48,68.
Yorumlar muhtelif gerçek ise tek ve yalın:
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.."
Milletin kararını eğip bükmeyin.
---
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com