Geçen haftaki yazımda ‘Mart’ın Sonu Bahar ayak sürüyerek geliyor’ demiştim. Ancak iş ayak sürümekten çıktı. Özellikle Ankara ve İstanbulu’un üzerine sürüklenen kara bulutlar bu iki büyük ilde baharın yolunu tıkamaya başladı.
Kesin olmayan sonuçlara göre bazı illerle beraber Ankara ve İstanbul’da da 31 Mart 2019 Yerel Seçimini kaybeden AKP, önce geçersiz oyların incelenmesini, ardından da tüm oyların sayılmasını istiyor. Gerekçeyi ise, AKP’nin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz şöyle açıklıyor:
“298 sayılı Kanun, Sandık Kurulu Başkanları ve kurulun bir üyesi kesinlikle kamu görevlisi olacak diyor. Demek ki mülki idare listeyi hazırlıyor ve seçim kurulu bunları belirliyor. Videoyu Oynat
Mülki idarenin içinden 1 540 kişi alıyor. Bunun dışında 642 kişiyi sandık başlarına yerleştiriyor. Toplam sandık sayısı 1093. Verilen sayı 3 bin 124. Seçim kurulu 642 kişiyi dışarıdan yerleştiriyor. Bu sayılar Maltepe ilçesindendir. Büyükçekmece’de 3 bin 71 kişiyi teslim ediyor, bunlardan sadece 760 kişi alıyor 284 kişiyi dışarıdan alıyor. Çok garip. Oysa kanun o listeden yapılmasını istiyor. Belirlenen listenin içinde kaymakamın gönderdiği listede olmayanlar var. listede memur olmayanlar, il dışından olanlar, ilçe dışından olanlar ve görev yapamayacaklar (TSK personeli) olanlar var. Belediye işçileri var. Bu kadar şey üst üste nasıl gelir? Bütün ilçelerde var ve rakamlar var. Bunun adı şaibe olmaz da ne olur?
Biz diyoruz ki sandık başlarında kaydırmalar var ve normal değil. Bu kadar ince işçiliği çıkarmak kolay mı? Biz, ‘Sandığın başında bir şeyler oldu’ diyoruz. En yetkili kişiyi belirlerken bu kadar usulsüzlük yapılmışsa, bunun adı nedir? Bunun adı şaibedir. Ama şöyle de diyebiliriz; organize bir usulsüzlük var. Organize bir suistimal var. Hata ötesi. Nereye elimizi atsak, elimizde kalıyor. Araştırdıkça vahim verilere ulaşıyoruz. Birileri çok özel planlamış diye düşünüyoruz.”
AKP’li Yavuz, örgüt işi diyerek isim vermeden ‘FETÖ’yü işaret ederken, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ise, “Büyükçekmece hariç, tüm oyların sayımına ilişkin talebimizi reddeden İl Seçim Kurulu kararlarına karşı bugün YSK’ye itiraz ettik. Büyükçekmece’de ise seçimin iptaliyle ilgili bir talebimiz var” ifadelerini kullandı.
***
Peki, bu konuda son kararı verecek olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ne durumda?
CHP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, ‘Kurul’un işleyişine ilişlin şunları iddia ediyor:
“YSK, bu seçimde tribünden ancak seyredebiliyor. Ama ihtiyaç anında hemen sahaya girip golü atıyor. İhtiyaç yok ise tribünü hiç terk etmeden, seçim kurulu hâkimlerinin kararlarına karışmıyor. İstanbul’da adeta seçim yeniden yapılıyor ve YSK sadece seyirci. seçim iş ve işlemlerine hiç karışmadığını izliyorum.
Oysa 31 Mart 2019 seçimi için YSK’de yaklaşık dört ay seçimin dürüstlük ve güven içinde yapılabilmesini teminen kararlar ve genelgeler hazırlandı. Seçmenlere, sandığın tapusu olan ıslak imzalı sandık sonuç tutanağını ve sandığın namusu olan oy sayım döküm cetvelini (çetele) alırsınız merak etmeyin dendi. Kim dedi; YSK Başkanı Sayın Sadi Güven. Ayrıca bu tutanaklar, seçimden sonra YSK web sitesinde görülecek ve seçmenler, verdikleri bu oyun 2014 yılından bu yana olduğu gibi takipçisi olacaklar dendi…Peki bugün ne oldu? 31 Mart seçimi için Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ve kararların hepsinin ‘çöp’ oldu.
YSK karar ve genelgelerine göre yapılan ve AKP dışında şaibeli bulunmayan seçimin, hangi hukuki ve maddi gerekçelerle sakatlanmaya çalışıldığını anlamak ve anlatmaya çalışmak, olsa olsa halin icabına aykırı.”
***
Sadece Ankara ve İstanbul’da değil, yurdun birçok yöresindeki itirazlarda çifte standart uygulamakla suçlanan Seçim Kurulları ve YSK’ya CHP Sözcüsü Faik Öztrak da sık sık uyarıda bulunuyor:
"Hukuk güvenliği sandık güvenliğinin teminatıdır. Kurulu uyarıyorum. Yaptıklarınızla milli irade hırsızlığının önünü açan bir kurum haline geliyorsunuz. YSK’ya itiraz elbette haktır. Ancak, hukuki dayanağı olmayan itirazlar ve bunların kabulü seçimi şirazesinden çıkarır…
Sandık başındaki görevlilerin şerh düşmemesine rağmen iktidar tekrar sayım istemiştir. Bu hukuki değildir. Bunu ben değil YSK’nın 2014 yılında Mansur Yavaş için aldığı karar söylüyor. Şimdi ne oldu da bu karar değiştiriliyor? Sadece 2014’teki karar da değiştirilmiyor. Balıkesir’de Millet İttifakının söylediği talepler kabul edilmezken Cumhur İttifakı’nın istekleri kabul ediliyor…
Anlaşılan seçim kaybedilince bu durum için planlamış bir senaryo seçim akşamından itibaren yürürlüğe konulmuştur."
.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminde rakibi Binali Yıldırım’ı geride bırakan Millet İttifakının CHP’li adayı Ekrem İmamoğlu ise çifte çağrı yapıyor:
.
“YSK'ya sesleniyorum. Tarihi bir sorumluluğunuz var, bu sorumluluğunuzu yerine getirdiğiniz takdirde Türkiye rahatlayacak, nefes alacak. Hepimizin gözü kulağı YSK'da. Siz de kararı alırken, tüm hassasiyetinizle, tüm adalet duygunuzla, çifte standart yaratmayacak doğru bir karar verme hususunda 82 milyonu rahatlatacak bir karar bekliyoruz.
Bir an önce bu seçimin bitmesi lazım. Girdiğiniz yol doğru bir yol değildir. Devlet büyüklerimize sesleniyorum, 2023'ün Haziran'ına kadar yetki alanlara sesleniyorum, Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; bu sürece katkı sunun. Ben İstanbul'u çok iyi yöneteceğim. İstanbul adına bu kadar iyi ikili kimse olamadı diyecekler. Ben bu şehri barıştırmaya geliyorum. İstanbul'un aleyhine bir şey düşünebilir miyim?"
***
Uygulanan takvime göre bu hafta ilk üç gün (Pazartesi, Salı, Çarşamba) Yüksek Seçim Kurulu itirazları alacak. Ardından itirazları incelemeye başlayacak olan YSK, son sözü söyleyecek.
MANSUR YAVAŞ TAMAM, EKREM İMAMOĞLU İSE ‘ARAF’TA
YSK Ankara’daki 13 ilçede tüm oyların yeniden sayılmasına ilişkin AKP’nin talebini reddetti. Böylece, Mansur Yavaş’ın mazbatasını almasının önündeki engel kalktı. Bunun da, AKP’nin ‘Ankara’yı verelim ama İstanbul’u asla’ dediğine ilişkin iddiaları doğrular nitelikte olduğu öne sürülüyor.
Bu hafta, 'Yüksek Seçim Kurulu’nun, hakkındaki iddiaları boşa çıkaracak kararlar alması, böylece yerel seçimin sonuçları konusundaki ihtilafların son bulması, seçim yarışındaki haksız rekabetin ve yaralayıcı dilin sürdürülerek borç yükü altındaki belediyeleri devralan başkanların işlerinin zorlaştırılmaması' en büyük dileğimdir.
---
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com