Kibir bulunan kalpte Allah korkusu bulunmaz. (Abdullah Tüsteri )

İnsan “Hiçlik” noktasına varmak istiyorsa,

Kibirden mutlak surette arınması lazımdır.

İşte bu nokta için Gilbert Wels “Herkesin kendini bir şey sandığı yerde, hiç kimse bir şey olamaz“ diyor.

Aksi takdirde hiçlik noktasını aşan kibir sahibi insan yer yüzünde yalnız kalır.

Kibir insanı yalnızlığa mahkum eder” (Hz. Ali)

Yaradan da İsra suresinin 37. Ayetinde ;

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin” buyuruyor. Zira bir damla sudan yaratılmış fani varlıklarız bizler. Geriye dönülecek bir yolda yürüyoruz. Bu nedenle mütevazi olmak durumundayız.

Hazret-i Mevlânâ Hazretleri ;

Hak dostu bir velînin kölesi olmak, pâdişahların başlarına taç olmaktan çok daha iyidir.” buyurmuştur.

Zira padişahların başındaki taç, bir müddet ihtişam içinde saltanat sürse de neticede fânîliğe mahkûmdur. Fakat bir Hak dostuna yâr olanların, hikmet dolu îkaz ve irşadlarla nâil olacakları saâdet ve saltanat ise ebedîdir. Bu sırrı keşfedenler iki cihan güzelliğini yakalamış insanlardır.

Hazret-i Ömer şahsî gelirinden bir kısmıyla bir adam tutmuş, saçlarına ak düşene kadar bu adama her sabah sistemli şekilde, “Ya Ömer ölümü unutma, mahşeri unutma” diye bağırtmış, ahiretle arasına bu cümleyi köprü yapmıştı.

İşte bu şuur ve idrâk içinde olan Osmanlı sultanları da, devletin kuruluşundan yıkılışına kadar, maaşlı askerlerine her Cuma selâmlığına gidip gelirken yüksek sesle:

Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” diye söyleterek, kendilerine yapılan mânevî îkazların bu şeklini resmîleştirme yoluna bile gitmişlerdir.

Öyle ki bu cümleleri Hakkın huzuru olan cami girişlerine de sembol olarak astırmışlardır.

https://www.yeniasya.com.tr/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2017/07/20/z11111.jpg

Sultanahmet Camii kapısındaki alçak zincirler huzur makamına girişteki ilk adım olarak ifade edilir ve ‘Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var’ sözünün sembolik hali olmuştur.

Enaniyet zinciri’ olarak da adlandırılan bu zincir, mabede girenlerin başını eğerek camiye girmelerini sağlıyor ve Allah’ın huzurunda herkesin eşit olduğu duygusunu veriyor. İnsanlara enaniyet ve benliklerini kapının önünde bırakmaları gerektiğini, çünkü birazdan Allah’a en yakın olan secdeye gideceklerini hatırlatıyor.

Padişahın gurura kapılıp adaleti terk ederek zulme yönelmesi sadece kendine değil devletin varlığına da bir tehditti. Çünkü insan gurura saplanırsa hatasını görmez. Kendisini öven düşmanına dost, hatasını söyleyen dostuna ise düşman kesilir. Böylece etrafını yağcılar, mehdiyeciler, dalkavuklar sarar. Çevresinde çıkar grupları kümelenir ve zamanla bunların sebep olacağı olumsuz neticeler bir bir alınmaya başlanır..

Kendini ebedi zannedip gurura kapılanlara yine Fatih Sultan Mehmet’in sözü ile cevap verelim ;

Dünya devleti ebedi değildir. Fani cihanda hiç kimse de ölümsüz değildir. İnsanların dünyada nefesleri sayılıdır ve ölümsüzlük kapısı kapalıdır

Devletleri yıkan tüm hatanın altında, nice gururun gafleti yatar” diyen Büyük fetihler sultânı Yavuz Sultan Selim Han, cihan çapındaki zaferleriyle mağrur olmamış, dâimâ nefsine galebe çalarak hakîkî zaferin, ancak ilim, irfan ve hikmet ehli zâtların irşâdıyla gönül âleminde meydana geleceğini idrâk etmiş bir pâdişah idi.

Camilerde kendi adına okutulan hutbelerde “Hâkimü’l-Haremeyn” unvanı karşısında ürpertiler geçiriyor, dayanamıyor kendini secdeye atıyor, sonra melûl-mahzun doğruluyor ve hutbedeki hatibe, “Hâkimü’l-Haremeyn değil, Hadimü’l-Haremeyn” (Mekke ve Me­din­e­’nin hizmetkârı anlamında) diy­e­rek kendi kendini Harem-i Şerif’in hizmetkârı ilân ediyor. Kendi sultanlığını da bakın nasıl izah ediyor;

Padişah-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş;

Bir velîye bende olmak cümleden alâ imiş!..

Dünyaya hükmeden sultanlar kendilerini kibirden gururdan arındırmışlarken bizlere ne oluyor ki bir gururun, kibirin içinde kaybolup gidiyoruz. Kibir Şeytanın emaresidir. Kibir yüklenen insan artık şeytanlaşmış demektir. İmam Gazali ;

Bilinmelidir ki sebebi nefsin azgın arzuları olan her günahın affedilmesi beklenebilir; fakat sebebi kibir olan günahların affedilmesi beklenemez; nitekim şeytan, kibir sebebiyle başkaldırdığı için affedilmemiştir” diyor.

Etrafınızda başkalarını hor gören küçümseyen insanlara bir bakın. Gözüne perde inmiş, kendinden başka kimseyi beğenmez. Kendi geldiği yeri unutmuş, elde ettiği güçlerini kibirine bürünerek aynı noktaya gelmek isteyenleri küçümser bir tavırda ifadeler sarf ediyor. Kendinden başka hiç kimseyi önemli görmez. Sadi Şirazi hazretleri bu tür insanlar için

Kendini beğenmiş adam, gözüne gururu perde olduğu için kendisinden başkasını göremez” buyuruyor.

Allah bizleri kibirden ve gururdan arındırsın. Yoksa akıbet çok kötü olur. 

Hz. Ömer (RA);

Kibirle haddini aşanı Allah yerden yere çalar” buyuruyor.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.