Yaşam eğri yol, dik yokuşlar, çileler, güçlükler, acı ve gözyaşları ile bezenmiştir çoğunlukla.
Eğri yolları seçenler, öncelikle ülkesine, toprağına hain, açık ve sinsi provokatörlerdir. Sonra çalıp çırpmaya, sömürmeye dayalı çıkarcılar, kapkaççılar gelir.
Ve arkasından da hazır yiyiciler ve tufeylileri görürsünüz yan gelip yatmayı seven parazitler..
Hepsi beyni yıkanmış ve menfaati için ölümü göze alan hain ve sinsilerdir. Tek damla alın teri dökmeden hırsızlığa dayalı kestirme yol arayanlardır. İnsanlık adına inşa edilmiş gönül mabetleri de yoktur. Ruletin her dönüşü, seçtiğim sayıda durmalı anlayışındaki kumarbazlardan daha kötü yolları seçenlerdir.
Bunların en başındakiler vatanlarını satan uşaklardır. Kirli bedenlerini toprağın dahi kabullenemeyeceği.
Sonra Yoksulun cebinden meteliği, ağzında çiğnemekte olduğu lokmayı çalma yöntemlerini geliştiren onursuzlar gelir.
Açıktan görülen hainler yüzlerce günahsızı katledip ölmeyi göze alırken, böyleleri asla bedenlerini yormaz, helal kazanç için niyet ve emek sarf etmezler. Hınzır ve köşe dönmeci çıkarcılardır.
Kazandıklarını sandıkları kirli servetlerini, YURDUNU ve YURTTAŞLARINI soyma, depremde dahi öldürme politikası üzerine inşa etmişlerdir..
Necasetin (pislik, canlı gübresi) toprağa, fidana, ekim alanlarına sağladığı yarar, onların haksız yoldan kazandıkları kirli servetin yanında ONUR NİŞANINA layıktır.
Son guruptakilerse, tufeyliler ve boş gezen haytalardır. Üretmeyen, çalışmayan, disiplinize edilemeyen, bu yönde eğitilmemiş ya da eğitilememiş olanlar.
Ne kadar çok çeşitli tiplerdeler değil mi?
Oysa bir ülkenin şahlanması, hiç olmazsa payandasız ayakta kalması DÜRÜST, ÇALIŞKAN ve ONURLU bireyler sayesinde ancak olanaklıdır.
Bir 3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü'nü daha geride bıraktık;
Üst üste Dünya şampiyonlukları kazanmış, yad eller semalarına şanlı bayrağımızı çektiren kahraman AMPUTE FUTBOL, PARALİMPİK YÜZME ve TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL takımlarımız geliyor aklıma..
Dünya ve ülkemiz sanatçılarının dilindeki türkülerin sahibi, sevgi ve barış ustası AŞIK VEYSEL gibi,
METİN ŞENTÜRK’ler, CEMİL MERİÇ’ler, EŞREF ARMAĞAN’lar gibi,
İnsanlara ilham vermek ve onlara yol göstermek için birçok konuşma yapan ve birçok kitap yazan görme özürlü, Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı STEVİE WONDER gibi,
Beş aylıkken doğuştan glokom teşhisi konan ve bir futbol kazasında 12 yaşında görme duyusunu yitiren İtalyan tenor, söz yazarı, besteci ve albüm yapımcısı ANDREA BOCELLİ gibi,
Amerikalı piyanist, müzisyen, ritim ve blues ustası RAY CHARLES gibi..
O bahsettiğim “dürüst, başarılı ve onurlu” insanlar geçiyor aklımdan.. Sevgiyle, hayranlık ve saygıyla..
Dünyadaki nüfusun yüzde 15’i olan 1 milyar engelli sayısı içinde, üstün başarı elde eden bu insanlara hem saygı duyuyor hem de selam duruyor tüm insanlar..
Yan gelip yatan, bomboş gezen siliklere göre ANITLARI dikilen; Bilim, edebiyat, sanat ve spor alanlarında sayısız ödüller kazanmış bu insanlar, ülkelerinin ve tüm dünya atmosferinin parlayan yıldızlarıdır.
Timurlenk, Abraham Lincoln, Roosevelt, Stephan W. Hawking, Helen Keller, Edison ve daha nice nice dünyaya ve ülkemize nam salmış ENGELSİZ ENGELLİLER.. Bunların içlerinden, sevgi ve barış karşıtı olanları dışlasak dahi diğerlerini saygıyla selamlıyor, tüm insanlar..
Sevgi ve saygıyla..
Değerli Müdürüm güzel yazınz için teşekkürler, kaleminize sağlık,. İyi ki arsınız. Saygilarimla