Bazen “Ben çok yoruldum" diyorsunuz ya; saygı duyuyorum bu söyleminize...
Yakından tanıyanlar bilirler; benim bedenden daha ziyade ruh gibi bir yaşantım vardır. Her anımı geleceğimi düşünerek, tasarlayarak geçirirken, çoğu zaman anı yaşamayı unuturum. Oysa Çingenelere aşığımdır, yarını hiç merak bile etmeyip anı yaşadıkları için...
Hani siz benden bazen bir şeyler umuyorsunuz da umduğunuzu bulamıyorsunuz ya… Hah işte! O zaman bilin ki; yardıma ihtiyacınız yoktur. Siz, o sıkıntıyı yardımsız atlatırsınız. O an yanınızda olamadığım için bana kızın ama şunu da bilin ki; o an yanınızda olmamamın sebebi, yarın karşılaşabileceğiniz daha büyük sıkıntıları ortadan kaldırmak, o sıkıntılarla baş edebilecek imkânları yaratmak içindir.
Benden korkmayın, kendinizden korkun.
Siz yoksanız, ben yoğumdur.
Korkmayın, ölüm tek kişilik bir olaydır.
Yalnız olmak, yalnız ölmenin sadece ve sadece provasıdır. Provalar oyuncu için önem arz eder ama seyirci asıl oyunu izler ve her zaman akılla, yürekle oynanan oyunu alkışlar. Oyununuza başkalarını dâhil etmek için değil de akıl ve yüreğinizi dâhil etmek için çaba harcayın. Unutmayın; etrafınızda ne kadar çok insan olursa olsun, hayat tek kişilik bir oyundur ve o oyunun bir tek başrol oyuncusu olur. O oyuncu sizsiniz.
Oynayın ama kendinize oynayın.
Başkasına oynanmış bir hayat ne kadar çok alkış alırsa alsın oyuncusunu tatmin etmez. Tatmin olmayan bir oyuncu da oyunu bırakır.
Bırakmayın, bıkmayın, istemeyin, beklemeyin; yaşayın..
Yaşayın ki; görsünler.
Görmüyorlar mı?
Bırakın görmesinler…
Zaten onlar için değil, kendiniz için yaşamıyor musunuz?
Facebook zaman tünelimde anılarda rastladım bu yazıma… Anlık ilgimi çekince sizlerle de paylaşmak istedim.
Paylaşımın altına da sanal dünyadan tanımış olmama rağmen insanlığına kefil olabileceğim, Balıkesir’de ikamet eden, hem duygu ve hem de mücadele insanı, örnek aile babası, adam gibi adam Ayhan Aygün kardeşim, bir yorum yapmış.
Ayhan kardeşimin yorumunu da aldım bu yazıma;
“Bir bireyin kendini bulabileceği bir makale, her ne kadar kendimiz için yaşamak istesek de hayatına etken olarak direkt ya da dolaylı birçok neden mevcut bireyci düşüncelerin ötesinde... Temele ve detaya indiğinde o faktörleri de hayatımıza imza olarak attıran biziz... Ben demek zor şimdilerde…”
Benim o yoruma verdiğim cevabı da aynen aldım yazıma; "Bizin içinde, gizli öznedir ben.. Biz; bencillerden değil benlerden oluşur. Sağlam benler, sağlam bizi oluşturur. Bunu biz biliyoruz, birbirimizi bildiğimiz gibi... Bizim, bilinmeye ihtiyacımız da yok ama dileğimiz odur ki; bizi bilen benler çoğalsın.”
Yorum da cevap da şıktı…
"Evet, bizi bilen benler çoğalsın…"