İyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bıraktık.
Bütün acı ve ıstıraplar da geçen yıllarla birlikte gömülsün artık maziye.
Yeni yılın ülkeme ve milletime huzurlar getirmesini diliyorum.
Huzurun var olması biraz da kendi ellerimizde.
Düşüncelerimizi yerli yerinde kullanmamızdan geçiyor.
Olaylara daha objektif bakıp,
Daha rantabl yanaşmasını bilmemiz gerekiyor.

Yıl 1981. Mesleğinin sayılı avukatlarından biriydi Osman Sabahattin abi. Bir fıkra anlatmıştı bu yıllarda. Meslekleriyle ilgili ;
Avukat babanın oğlu da avukat olmuştu. Stajını tamamlamış. İlk imtihanını vermek için bir davaya girmişti. Mahkeme sonucunu babasına anlatıyor ;
Babacığım, senin yıllardır bitiremediğin bir davayı bu gün sonlandırdım.
Aferin oğlum. O dava seni okuttu. Ağabeyini, kardeşlerini okuttu. Ama  sen onu bir çırpıda bitirdin. Aferin,
Bu fıkrayı nasıl yorumlarsanız yorumlayın. 
Başlıktan anlaşılacağı gibi bu milletin huzur ve refahı, bu meslek grubuna geçim hakkı vermez. 

Aslında bu mücadele ;
İnsanların iyi bir birey, iyi birer vatandaş olarak yetişmesini sağlamak için mücadele eden öğretmenlerle,
Toplumda olumsuzlukların oluşmasından geçim sağlamaya çalışan avukatlar arasında geçmektedir.
Bu ülkenin düzelmesi için gayret gösterenler sefalet içinde yaşarken,
Bu ülkenin düzensizliğinden geçim sağlayanların lüks ve refah içinde olması manidardır.
Türkiye Barolar Birliği'nin verilerine göre 2016 yılında 95 bini geçmiş durumda. Bu işe TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da isyan ederek “Avukat sayısındaki kontrolsüz artışa acil bir önlem alınmazsa ileride çok sayıda avukatın işsiz kalabileceği” uyarısında bulunuyor.
Bu feryat sanki adalet bakanlığının koridorlarında yankılamış gibi.  
Bu feryad-ü figana cevap verir biçimde  bu ülkenin Adalet bakanlığı çıkıyor insanlara müjde veriyor. Sanki avukatlara iş alanı yaratabilmek adına  “5 yıl içinde 174 cezaevi yapılarak 100 bin 182 kişiye hapisanelerde yer açılacak” diyor.  İnsanların hayatlarının karartılması, geleceklerinin ipotek altına alınması bu ülkenin adalet bakanı için bir müjde olarak algılanıyor.

Adalet Bakanlığının verilerine göre bu ülkede toplam 361 cezaevi bulunuyor.
Ve bu cezaevlerinde kalan mahkum sayısı 184 bin 494 kişi.
Cezaevi başına düşen mahkum sayısı 511 kişi.  
Cezaevi başına düşen avukat sayısı da 263 avukattır. 


Bunlar kişisel olarak özgürlüklerini yitirmiş kişiler. Ya maddi olarak yok olan insanların sayısı ! 
Adalet Bakanlığı verilerine göre son yıllarda icra ve iflas dosyalarında adeta patlama yaşanıyor.
Sadece 2015’te icra dairelerine gelen icra (esas) ve iflas dosya sayısı 7 milyon 284 bin.
Bu yılın sonunda oluşan  İcra dosyası 23 milyona ulaşırken, devam eden icra ve iflas davası sayısı da 15 milyona yükselmiş.


Ayrıca bu meslek grubunun öneri ve teklifleriyle yalana meyleden bir grup da türetilmektedir.
Haklı olanın hakkının yendiği,
Suçsuz insanların suçlandığı, 
Dürüst olanların yanlışa itildiği,
Bir toplum yapısının oluşmasına sebebiyet verilmektedir.

İnsanlar madden ve manen bir çöküntü içerisine çekiliyor.
Sadece resmi olarak faaliyet gösteren şirketlere ve kişilere danışmanlık yapmanın dışında,
Karı-koca iyi bir evlilik yürütse, boşanma olmasa,
Esnaf aldığı malın parasını, verdiği çekin-senetin bedelini ödese, icra takibi olmasa,
Komşu komşuyla iyi geçinip kavga etmese,
İnsanlar bir hiç uğruna adam öldürmese,
İnsanlar birbirlerinin malını mülkünü çalıp yağma etmezse,
İnsanlar birbirlerinin malına, mülküne, canına zarar verip de karakolluk olmazsa,
İnsanlar araçlarını kurallara riayet ederek kullansa, kaza yapmasa, hata yapmasa,
Velhasıl insanlar insanca bir yaşamın içinde bulunsalar,
Söyler misiniz bu avukatlar nasıl geçinecek.

Yaradan’ın “İsrâ suresi" 32. Ayette ki: 
“Zinaya yaklaşmayın (ona zemin oluşturacak davranışlardan uzak durun) ! Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.)"  ikazını bertaraf eder şekilde, gözlerini ve ruhlarını karartmış bir şekilde “zinaya uğrayan kadın tecavüzcüsüyle evlendirilsin" teklifini bu milletin yüce meclisine sunanlar da yine bu avukatların olduğunu unutmamak lazım. 

Kanunları tesis edenler ve 5 yıllık kalkınma planları yapanların dikkatine sunmak istiyorum.
Bu ülkede avukatlık bu milletin özüne ve yaşamına ters düşen bir meslek grubundan bir tanesidir.
Bu meslek grubunun tarihe gömülmesi yönünde bir çalışma içerisine girmeleridir.
Bu yönlendirme ülkemizin en çok ihtiyaç hissettiği eğitim ve öğretim alanına yöneltilmelidir.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın müreffeh bir Türkiye oluşması yönünde çalışmalar yapacak biçimde alt yapılarının hazırlanması gerekir. 

Milli Eğitim Bakanlığının 2015-2016 verilerine göre ;
61.201 okulu,
921.389 öğretmeni,
15.714.748 öğrencisi bulunan bu alanda okul ve öğretmen kapasitesi artırılarak öğrencilerin daha rahat ve daha uygun bir ortamda hazırlanmalarına zemin hazırlanmalıdır.
Bu millete asıl müjde bu olacaktır.
Bu milletin cezaevleri ve hapishaneleri kapandığı gün bayram olacaktır.
Ne düzen bozulacak,
Ne de huzur kaçacaktır.

.....

Dünyası kararan hayatı anlar
Ne gönül yıkılsın ne yansın canlar
Ya Rab mutluluğa varan bu yolda
Ne duvarlar kalsın ne de zindanlar.

(Dermanî)


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.