Çok şey mi istiyor halkımız ?
Sabahları güler yüzle birbirleriyle selamlaşarak/merhabalaşarak işlerine gitmek istediklerinde.
Neyin bedeli bu yaşadıklarımız?
Biz Osmanlı imparatorluğunun torunlarıyız. Nerede başı sıkışan olursa yardımına koşan. Bu gün de koşuluyor gücümüz nispetince. Sadece din kardeşlerimize değil bütün insanlığa ! 

Terör ülkemizin bir gerçeği değildir. Yok edilmesi gereken bir gerçektir.
Son günlerde ok yaydan çıkmış, bıçak kemiği delmiş vaziyettedir. 

Hala siyasiler yok duvarı mavi mi boyasak, sarı mı olsa, yoksa yeşil mi derdindeler. Söylemler ilkokul çocuklarınkine dönmüş durumda.

Halkımız Aptal değil ey siyasiler !
Sadece devlete bağlılık ve saygıdan kaynaklanıyor suskunluk. 
Söylesenize yaşadığımız coğrafyada bizim yöneticilerimize verilen destek hangi ülkede var? Hangi ülkede tanklara elleriyle tırmanıp devletine/yöneticisine sahip çıkıldı? Kayıtsız/koşulsuz destek varken neden coğrafyamızda hala İsrail’in çıkarına gelişiyor olaylar ?

Canla başla görev yapan emniyet mensuplarımız, ordumuz/askerlerimiz neden rahat bir nefes alamıyorlar? Neden ağıtlar yakılıyor ülkemizde, şehitlerimizin haberleri yürekler dağlıyor, anneler yanan yüreklerini gözyaşlarıyla söndürüyorlar, neden? Neden emin belde olamadı Türkiye’miz? 

Mazlum ülkelerden sessiz çığlıklar yanaklarından sevinç gözyaşlarının akması için bizi beklemiyorlar mı? Hep yüreğimiz dağlanırdı ismi anılınca Kudüs-Filistin-Halep-Bağdat-Bosna…derken. Şimdi ülkem mahsun oldu.

Kobani-Sur-Şanlıurfa-Başbağlar-Muş-Kayseri…Neler oluyor ?..
Dedelerimizin askerlik yapmaya gittikleri Suriye elzem bir halde. Dünyanın en büyük hesapların yapıldığı, çok bilinmeyenli denklemlerin uçuştuğu Suriye. 

Hani Suriye kardeş ülke ya, gittik oradayız tank ve toplarımız ve Mehmetçiğimiz ile. Ecdadımız olsaydı bir uçtan bir uca barışı sağlayana dek ilerler, mazlumun yanaklarından akan sevinç gözyaşlarını görünce dururdu.
Türkiye zor günler yaşıyor, bu gerçek. Ancak 15 yıldır aynı iktidar aynı muhalefet siyaset sahnesinde. 

Dünyanın neresinde olursa olsun atılmış bir adımın mutlaka bir sonraki adımı vardır.
“Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir”, der Winston Churchill. Yani bu kısa sözün tefsiri “İsrail ne isterse günümüz dünyasında o gerçekleşir” demek.  
Bizim inancımız ise “Onların dağları yerinden oynatacak organizasyonları olsa da biliniz ki kuvvet ve kudret sahibi Cenabı Allah’tır,” (İbrahim-46) der.

Televizyon ekranlarında üç-beş bakan çıkıyor, asık suratlarla terörü lanetliyor, ertesi gün yine olay tekrar oluyor..
Canlar gidiyor/canlar yanıyor.
Halkımız ekranlarda güleç yüzlere hasret kaldı, daha ne kadar asık yüzlerle çıkılacak halkın karşısına? Hani ayette soruluyor ya “O çocuğa hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda” (Tekvir-9),

Ne demeyi düşünüyorsunuz ey siyasiler, ey iktidar, ey muhalefet !.. 
Suriye’ye El BAb’a girmedi mi ordumuz ? Girdi..
İçinizde bir tane delikanlı yok mu şu soruyu soracak ?
Siz seçilmiş siyasetçiler, parti ayrımı yapmadan soruyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden neden haykırmıyorsunuz !
“Kandile Türk Bayrağını Dikelim” diye? 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.