İsrail’in 1 yıldır Gazze’de yaptığı katliamlara ABD başta olmak üzere tüm Avrupa Devletleri de destek veriyorlar. İsrail yeni hedef olarak Lübnan’ı seçti. Çünkü büyük düşmanları Hizbullah burada yaşıyor ve üsleri var. Hizbullah’ı ve şehirleri bombalayarak Lübnan’ı hırpalıyor. Bunun sonucunda Lübnan’a girerek, toprak kazanmak niyeti de bellidir. Bu proje İsrail’in elinde varsa bedelinin ağır olacağını, kara savaşlarında çok fazla asker kaybedeceğini biliyor. O yüzden hava gücüne güvenerek bombalıyor.
Son günlerde İsrail’in yeni hedefinin Türkiye olacağını söylüyorlar. Bu bir algı operasyonudur. İsrail’in Arzı Mevud Planları var ama o planları Türkiye üzerinde kolay kolay uygulayamaz. Çünkü Türkiye Ortadoğu’da ABD’nin müttefiki ve İncirlik Üssü nedeniyle önemli bir ülke. Ayrıca İran ile sınır komşusu olduğundan mesela Malatya Kürecik Üssü’ndeki füzeler, İran’dan gelecek füzeleri yok etmek üzere konulduğundan, bunlardan ABD’nin vaz geçmesi söz konusu olamaz.
İsrail, ABD ile bir olup Türkiye’ye saldırırlarsa.. O zaman Türkiye NATO’dan çıkar. Rusya ile yakınlaşır. ABD’nin karşısında olur. İsrail’in Güvenliği için Türkiye ayakta durmak ve Lojistik Sağlamak konularında el altında olması gereken bir ülkedir. Sonuçta İsrail’in “Arzı Mevud” hayali, bir hayal olarak kalacaktır.
URFA HZ İBRAHİM’İN KENTİ’DİR.
Musevilik İnancında Hz İbrahim kutsal bir peygamberdir ve Yahudiler soylarının ondan geldiğini kabul ederler. Hz İbrahim’in eşi Sara’nın oğlu İshak’tan gelirken, Müslümanlar da peygamberin diğer eşi Hacer’in oğlu İsmail’den geldiklerini düşünüyorlar. Sonuçta babaları bir anneleri ayrı olan iki kardeşten gelirken düşmanlık üst düzeyde sürüyor. Kolay kolay da bitmeyecektir.
‘Vadedilmiş Topraklar’ düşüncesini tüm Yahudiler kabul etmiyorlar. Brooklyn bölgesi cemaati hahamlarından Chim Lefkowits de bu konu için "Gerçek Yahudilik ile Siyonist ideoloji asla bir araya gelemez" diyordu. Çünkü Siyonizm, 'Tarihî İsrail Toprakları' olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Yahudilik ‘kendilerine vadedilen topraklarda’ bile olsa dini kurallara uyarak yaşamayı gerektiriyor ve Yahudilikte ‘insan öldürmek’ yasak.
Siyonist Yahudiler ise ‘Am Hasagula’ diye isimlendirdikleri bir üstünlük anlayışına sahip. Hasagulaların bu anlayışının kaynağı ise “Seçilmiş Irk” Yalanının Hahamlar tarafından uydurulması ve bu görüşün yüzlerce yıl boyunca insanlara söylenmesidir.
Arz-ı Mev'ud'a göre en az Kudüs kadar önemli diğer şehir ise Türkiye’de yer alıyor. Urfa, bilhassa Harran neredeyse Kudüs’ten bile önemli. Öyle ki bugün Urfa'dan İsrail'e giden Yahudilere "Urfalis" deniliyor. Tora'da geçen Arz-ı Mev'ud'a göre, bu topraklarda işlenen bütün günahlar affedileceği için bu topraklar elde edilene kadar her türlü zulüm hak görülüyor.
“Yahudi kutsal kitaplarında (Tevrat/Torah/Tora) Vadedilmiş Topraklar kavramı, İbrahim’e ve onun soyundan gelenlere (İshak ve Yakup’un soyuna) Tanrı tarafından verilen bir vaat olarak yer alır. Yahudilikte bu topraklar, İbrahim ile yapılan ahdin bir parçasıdır ve İshak soyunun hak sahibi olduğu kabul edilir. Ancak Yahudi kutsal metinlerinde bile bu vaadin kimler tarafından sahiplenileceği ve hangi sınırların geçerli olduğu konusunda bazı belirsizlikler var.
İbrahim’e vaadedilmişse O’nun soyundan olan İsmail’in burada hakkı yok mudur? Yaratılış kitabında sınırlar Mısır Irmağı’ndan Fırat Nehri’ne kadar geniş bir alan olarak tanımlanırken, Sayılar kitabında bu sınırlar daraltılarak Kenan Diyarı'na özgü bir şekilde belirtilir. Bu durum, Yahudi kutsal metinleri arasında dahi sınırlar konusunda bir tutarsızlık olduğunu gösteriyor.
Yahudi geleneğinde, Vadedilmiş Toprakların elde edilme şartları vardır. Örneğin, Yahudi halkının Tanrı’nın emirlerine uyması gerektiği, aksi halde bu toprakların ellerinden alınabileceği vurgulanır. Bu görüş Yahudi teolojisinde bir tartışma konusudur. Kur’an’da Vadedilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud) terimi açıkça geçmez. Bunun yerine İsra Suresi'nde Kudüs ve çevresi ‘mukaddes belde’ olarak tanımlanır.
İsrail’in her ne kadar askeri ve Nükleer gücü olsa bile Türkiye ile savaş kendisine çok zarar verir. Türkiye, Rusya ve İran ile bir güç birliğine girdiğinde karşısında yeni bir düşman bulacaktır. O yüzden telaşlanmaya gerek yok. Ancak, askeri gücümüzü modern silahlar ve savaş uçakları ile güçlendirmeye devam etmeliyiz.
Bir yalanı çökertmişsiniz yine hocam.
Tebrikler...