MEB, okullarda ilk dersin konusunu “Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi” olarak belirledi. Derste şu hususlara değinilmelidir:

1. Çanakkale Savaşı, Türklerin millet ve devlet olarak var olma mücadelesidir. Emperyalist saldırıya karşı vatan savunmasıdır.

2. İsrail, Filistin milletine soykırım uyguluyor ve Filistin milleti, Müslüman olsun veya olmasın, iktidarda Hamas veya başkası olsun, soykırımın karşısında olmalıyız. Mesele her şeyden önce Çanakkale Savaşı’ndaki gibi bir milletin var olma mücadelesidir.

3. Filistin’in direnişi, sadece Filistin halkına zulmü önlemek için önemli değildir. Bu direniş, emperyalizmin Ortadoğu’ya daha fazla yerleşmesini de önlemektedir. Bu bakımdan emperyalizmi gerileten her husus, o ülkede laik veya antilaik kim olursa olsun desteklenmeli ki emperyalizmin ülkemiz üzerindeki planları da boşa çıkabilsin. Emperyalizmin gerileyişi, mazlumların ilerleyişidir. Atatürk de bunu bildiği için milli mücadele esnasında emperyalizme karşı Araplarla birleşmeyi, konfederasyonu düşünmüştür. 1934’te Sadabat Paktı’nı kurmuş, 1937’de Suriye Başbakanı Cemil Mardam ile Fransa’yı dışlayan görüşmeler yapmıştır.

4. Filistin’in, kendisini İsrail’e karşı savunmakta karşılaştığı zorluklara değinmek gerekir. Filistin, İsrail’e karşı kendi içinde birliğini sağlamakta zorlanıyor. Sebeplerinden biri Filistin’in dinsel anlayış temelinde bölünmesi. Dinin, devleti ve toplumu yönetmesini isteyenlerle istemeyenler yıllardır orada mücadele halinde. Bu, Filistin halkının birbirine bir tutkal gibi yapışmasını belli ölçüde önlüyor. Hatta ülkemize bile Hamas’ın dinsel anlayışına bakarak Filistin’in yanında olma konusunda tereddüt yaşayanlar var.

5. Dolayısıyla laikliğin, halkın bir millet olarak birliğini, yani milli devleti pekiştirdiğini ve ortak mücadeleyi daha tereddütsüz hale getirdiğini görüyoruz.

6. Müslüman dünyanın Gazze için neden pasif veya etkisiz kaldığının esas sebebinin bilimde, millet olmada eksiklikten kaynaklandığı görülmelidir. Müslüman dünya kadar din, mezhep savaşlarının olduğu coğrafya yok. Bilime önem vermeyen toplum askeri ve ekonomik alanda güçlenemez.

7. Toplumu belli bir dinsel anlayışı uygulamaya zorlamak yerine dinin siyasete alet edilmesinin önüne geçmek gerekir ki bilimde, dayanışmada ilerlenilsin.

8. Müslümanlar arasında birlik fikri gerçekçi değildir. Ümmet değil millet çağındayız. Dünya Hıristiyan, Müslüman, Budist, Yahudi gibi ümmet halinde değil milli devletler halinde örgütleniyor. Dahası devletler sınıfsal, çıkarsal anlayışla yönetiliyor dinsel birlik algısıyla değil. Bu bakımdan İslam birliği mümkün değil. Araplar millet halinde örgütlenmek istemeseydi Osmanlı’ya isyan etmezdi. Bu, Arap karşıtlığı değil, her toplumun millet ve devlet olarak örgütlenme isteğini tespittir. O halde dinsel fikir ayrılıklarını bireysel, vicdani boyutta tutarak, milli birliği, milli devleti pekiştirelim.

9. Emperyalizm geriledikçe, bağımsızlık, emek, laiklik mücadelesi büyür. Emperyalizme karşı mazlumların dayanışmasını örelim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.