BURSA ARENA / Haber Merkezi
Prof. Dr. Öner Günçavdı, "Politik hatalar nedeniyle 128 milyar doları heba ettik. Bu rezervi tükettiğinizde istemediğiniz IMF’nin eline düşersiniz. Dışarıdan kaynak bulunamayacağı için büyüme düşer; kur, faiz, işsizlik artar." dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, Türkiye ekonomisinin kötüye gittiğine dikkat çekerek “Şu anda Türkiye, 2001 krizinin koşullarında” dedi.
İşsizlik, yoksulluk ve gelir eşitsizliğinin sonunun felaket olacağını vurgulayan Günçavdı, yıl sonunda işsizliğin yüzde 30’u, enflasyonun yüzde 17’yi aşacağını, dolar kurunun da 9-10 TL bandına çıkacağını ifade etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 128 milyar dolarlık rezervinin akıbeti ile ilgili de Günçavdı, “Bu rezervleri heba ettiğinizde ekonominin gelecekte borçlanma kapasitesini de düşürdünüz demektir. 128 milyar dolar, Türkiye ekonomisinin payandasıdır. Basit bir muhasebe hesabıyla bunun büyüklüğü anlaşılmaz. 128 milyar doların heba edilmesi, bugün görmediğimiz büyük maliyetlere maruz bırakacak bizi” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Öner Günçavdı ile ekonomideki son gelişmeleri ve 128 milyar doları konuştuk.
- Türkiye ekonomisi nereye gidiyor?
Ekonomi kötü ve kötüye gidiyor. 2008’den sonra Türkiye’de reformlardan geriye dönüş oldu. Peş peşe yapılan seçimler nedeniyle 2015’e gelindiğinde artık ekonomi yoruldu. Türkiye, 2013’ten itibaren iç talep ve dışarıdan borçla büyüme trendine girdi. Bu, sürdürülebilir bir büyüme değil. Türkiye, 2020’de 1.8 büyüdü ki bu çok büyük maliyetle elde edilen bir büyümedir. Yoksulluk ve eşitsizliği artırma pahasına yakalanan bir büyümeydi. Bugünkü 128 milyar dolar da bunun bir sonucu. Yani ekonomi büyütmek için ben bunu harcadım diye çıkıyorsun ortaya, iyi de kimin kanalıyla büyüyorsun, kimlere veriyorsun o parayı? Bu başlı başına bir gelir dağılımı sorununu beraberinde getiriyor. Değmezdi. Yüzde 1.8 büyüdük, başımız göğe mi erdi? Hiçbir problemimiz çözülmedi. Büyümüşüz ama işsizlik, kur, enflasyon artmış. Şu anda Türkiye, 2001 krizinin koşullarında.
MALİYETLİ BÜYÜME DÖNEMİ
- Yani bundan sonrası daha mı zor olacak?
Türkiye gereken adımları atmadığı takdirde bundan sonra düşük büyüme oranlarına maruz kalacak. Maliyetli bir büyüme dönemine girildi. 128 milyar dolar yanlış bir alanda tartışılıyor. 128 milyar doların en büyük etkisi, bugün görmediğimiz büyük maliyetlere maruz bırakacak bizi. Borçlanma faizlerimiz yükselecek. Rezervi olmayan bir ekonomiden bahsediyoruz.
Acilen gelir dağılımını düzeltmeye, yoksulluğu azaltmaya dönük kaynak ve metot arayışlarına girmeliyiz. Gelir dağılımı ve işsizlik, Türkiye’nin en önemli problemlerinin başında geliyor.
IMF’NİN ELİNE DÜŞERSİNİZ
- 128 milyar doların ne tür bedelleri olur?
Türkiye’nin kısa dönem borçlanması açısından ekonomiyi çok korumasız bırakıyor. Bir şirket, dününün distribütörüne mal verirken teminat mektubu ister. Bu da onun gibi bir şeydir. Ülkenin yüksek rezervi olduğu zaman dışarıdan döviz bulma ihtimali kolay olur. Bu parayı heba ettiğinizde ne olur, istemediğiniz IMF’nin eline düşersiniz. En büyük etkisi bu olur. Kaynak bulunamayacağı için büyüme oranlarını etkileyecek. Maliyetler artar, faizler yükselir; kur, enflasyon artar. Şu an bıçak sırtında gidiyoruz. Geçmişte gördüğümüz o refah dönemi artık bitti.
- Bir çıkış yolu yok mu?
Kısa dönemde sorunlara çözüm beklemiyorum. Yapısal olarak Türkiye’yi, ekonomiyi, siyaseti bir dönüşüme tabi tutmak gerekiyor. Bu yapıyla gitmez. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, etkin iktisadi karar almanın önünde büyük bir engeldir. Böyle devam edersek sürdürülebilir büyüme elde edemeyiz. İşsizlik büyük sorun.
128 MİLYAR DOLARIN BEDELİ AĞIR OLACAK
- 128 milyar dolar neden yanlış alanda tartışılıyor? Ekonomi yönetimi de topu birbirine atıyor, ne diyeceksiniz?
Bir hükümet, ekonomi politikalarını kullanmakta özgürdür. Ancak bu rezervin kullanım şekli öyle siyasi bir mesele değildir, kanunlar vardır. Rezervi harcamışsındır, bedelini seçimde vatandaşa verirsin. Merkez Bankası’nın bir görev zararı söz konusu. Ucuzdan dolar satarsanız bu Hazine’ye zarar yazar. Bu zarar ciddi bir konu. Bir Merkez Bankası rezervleri böyle harcanarak gelecekle ilgili endişe yaratmaz mı? Bu rezervler yabancıya bir güvence için orada durur. Rezervleri yüksek tuttuğunuzda yurtdışında daha düşük maliyetle daha fazla kaynak bulabiliyorsunuz.
Maalesef şunu tartışmıyoruz: Neden bu kadar rezervin heba edilmesine ihtiyaç duyuldu? Kuru 6.80 TL’de tutmaya çalıştınız, bugün 8 lirayı aşmış. Demek ki bu müdahale başarısız olmuş.
Yanlış bir politika izliyorsunuz, piyasa bunu cezalandırıyor. Bunu gizlemek için de TCMB’nin ve Türkiye’nin geleceği için son derece önemli olan 128 milyar doları sırf Cumhurbaşkanı’nın “Faiz enflasyonun nedenidir” teorisinin ispatı ve hataların görünmez kılınması için harcıyorsunuz. E ne oldu, kur daha da arttı. Allahtan dıştan bir şok yemiyoruz, yersek ne olacağımız belli değil.
TCMB rezervlerinin iki kaynağı vardır: Biri ihracat gelirleri, diğeri Merkez’in piyasadan döviz satın alması. Türkiye’de piyasanın derinliğine bakıldığında bu rezervin tekrar oluşması 10 yıldan fazla zaman alır. 128 milyar doları küçümsememek lazım. Politik hatalar nedeniyle 128 milyar doları heba ettik. 128 milyar dolarla neler yapardık diye tartışmalar var, işte şu kadar köprü hastane yapardık diye. Maliyet bunların ötesinde. Bu rezervleri heba ettiğinizde ekonominin gelecekte borçlanma kapasitesini de düşürdünüz demektir. Bu 128 milyar dolar, Türkiye ekonomisinin payandasıdır. Basit bir muhasebe hesabıyla bunun büyüklüğü anlaşılmaz.
BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
- Yüzde kaça çıkar işsizlik oranı?
TÜİK’in son açıkladığı geniş tanımlı işsizlik yüzde 26’ya çıkmış, bu veri bile başlı başına felaket senaryosu. Eskiden insanlar umudunu yitirdiği için iş aramıyordu ama artık bıçak kemiğe dayandı, iş aramaya başladılar. İşten çıkarma yasakları bugün bitse yüzde 30’u aşar diye endişe ediyorum.
Bundan sonra maalesef toplumun her kesimi bir maliyetle karşılaşacaktır. Önce bugüne kadar çok fazla maliyete kalmış kesimler korunmalı. İnsanlara umudu aşılayabilmeniz için önce onlara bir gelir kaynağı vermeniz lazım.
- Yıl sonu enflasyon, kur öngörünüz nedir?
Enflasyonun çok fazla düşürülebileceğini düşünmüyorum. Şu andaki durum devam etse bile yıl sonu enflasyonu yüzde 17’ler seviyesinde olur. Bunun üstüne çıkma ihtimali çok yüksek. Dolar kuru tahminimiz 9-10 TL civarında. Ama hükümet birkaç ay sonra seçime gidiyorum, faizi düşürüyorum derse tahminimizin de üstüne çıkabilir.
YOKSULLUĞA ÇÖZÜM ŞART
- Kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) sona erdi. Ücretsiz izindekiler günlük 47 liraya geçinmek zorunda, işsizlik vahim boyutlara geldi. Bunun sonu nereye varır?
Hiç düşünmeden direkt söylüyorum, felaket olur. Hükümet, KÇÖ’yü bitirmekle dehşet bir hata yaptı. KÇÖ’nün eşitsizlik, yoksulluk üzerinde çok büyük etkisi var. Eşitsizliği gini katsayısıyla ölçüyoruz. 1’e yaklaştıkça eşitsizlik artıyor, 0’a yaklaştıkça düşüyor. Gini katsayısı pandemi öncesinde 0.40’lar seviyesinde. Pandemide herhangi bir destek verilmeseydi gini katsayısı 0.55’e çıkacaktı. KÇÖ sayesinde 0.47’de kaldı.
Pandemi öncesinde de nüfusun yüzde 13’ü yoksuldu. Hükümet pandemide hiç tedbir almasaydı bu oran yüzde 30’a çıkacaktı. Ama KÇÖ sayesinde yüzde 21 oldu. 16 milyon insan yoksul. Ahlaki olarak bu insanlara haklarını vermek gerekiyor. İşverenler gayri ahlaki şekillerde çalışanları işten çıkarıyor.
Şimdi 2023’te seçim olacak deniyor. Bana göre bu ekonomi o zamana kadar dayanmaz. Hükümetin yaza ne yapacağı belli değil. İşsizlikteki artış, KÇÖ bunları nasıl telafi edecek, hangi kaynakla telafi edecek, bu konuda umutlu değilim. Ekonomik problemler siyasetin önüne geçecek. Hatta siyasi problemlere neden olacak. Bir şekilde insanların karınlarını doyuracak iş sağlamak durumundasınız. Türkiye’nin acilen dışarıda sorunlarını halledip ciddi bir kaynak girişi sağlaması lazım.
Cumhuriyet / Şehriban Kıraç