Çalışanların maaşlarının enflasyon karşısındaki durumu ve yapılan ücret artışlarının ekonomik etkileri hem Türkiye'de hem de Avrupa ülkelerinde önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. OECD verileri, Belçika dışında tüm Avrupa genelinde çalışan ücretlerinin düştüğünü gösteriyor.
Bu tabloda İtalya ise 2023 yılında, pandemi öncesine göre reel olarak yüzde 7,5 oranında düşüş ile öne çıkıyor.
Çalışanların maaşlarının enflasyon karşısındaki durumu ve yapılan ücret artışlarının ekonomik etkileri, hem Türkiye'de hem de Avrupa ülkelerinde önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Uzun vadede fiyat-ücret sarmalının, enflasyonun tüm Avro Bölgesi üzerinde olumsuz etkilerle devam etmesine neden olacağı düşünülüyor.
İşçi ücretlerindeki artışlar, Avrupa ülkelerinde de gündemin önemli başlıklardan biri olarak öne çıkıyor ve ülkeler arasında farklılık gösteren ücret düzenlemeleri dikkat çekiyor. Çalışan maaşları, Enflasyon karşısında eriyen çalışan maaşlarına hukuki açıdan bakıldığında, Avrupa ülkeleri arasında farklı uygulamaların olduğu görülüyor. Belçika ve Lüksemburg gibi ülkeler ücretlere otomatik enflasyon ayarlaması yaparken birçok Avrupa ülkesinde bu tür düzenlemelerin otomatik olarak gerçekleşmediği ve serbest piyasa dinamiklerine bırakıldığı görülüyor. Ancak ücret seviyelerine dair müzakerelerin büyük ölçüde serbest bırakıldığı ülkelerde dahi, çalışanların maaşlarının enflasyon karşısında erime riskini önlemek adına çeşitli mekanizmalar kullanılıyor. Almanya’da nisan ayında varılan anlaşmayla; 2,5 milyon memura, yüzde 5-5,5 oranında reel maaş artışı sağlanması bunun örnekleri arasında yer alıyor. Fransa‘da 2022 yılında kabul edilen önemli maaş artışlarının yanı sıra İspanya'da memur maaşlarının üç yıl içinde yüzde 9,5 oranında artırılması için sendikalarla anlaşmaya varılması da bu konudaki diğer örnekler olarak öne çıkıyor.
Öne çıkan bu anlaşmalardaki artışlara rağmen çalışan ücretleri eriyor. Innangard Uluslararası İş Hukuku Ağı’nı İtalya'da temsil eden Daverio&Florio Hukuk Bürosu’nun İtalyan gazetesi Corriere della Sera'da yayınlanan analizine göre* Avrupa ülkelerinde reel ücretlerdeki azalma eğilimi devam ediyor. Corriere della Sera'nın haberine göre; İtalya'da, büyük OECD ülkelerine kıyasla, reel ücretler yaklaşık olarak yüzde 7,5 oranında düşüş gösteriyor. Daha düşük oranlarda olsa da, diğer Avrupa ülkelerinde de işçi maaşlarının satın alma gücü enflasyondan olumsuz etkileniyor. Çoğu OECD ülkesinde ücretlere otomatik olarak bir enflasyon ayarlaması yapılmıyor. Yalnızca Belçika ve Lüksemburg'da ücretlerin enflasyona otomatik olarak endekslenmesi sistemi halen yürürlükte. Bu sayede Belçika, 2022'ye kıyasla 2023'te satın alma gücünün düşmediği birkaç OECD ülkesinden biri. Belçika hükümeti bugüne kadar maaşların enflasyona göre ayarlanmasını savunmuş olsa da bu konu Belçika'da çok tartışılıyor. İşverenlere göre bu mekanizma ülkenin rekabet gücünü kaybetmesine neden olma riski taşıyor. Lüksemburg'da da enflasyon yükseldikçe maaşlar artıyor. Ücret endeksleme mekanizması, tüketici fiyat endeksinin önceki altı aya göre %2,5 oranında artması veya azalması halinde maaşların buna göre ayarlanmasını öngörüyor.
Buna karşılık, Fransa, İtalya, İsveç, Danimarka ve Hollanda'da işveren ücretleri enflasyona endekslemek zorunda değil. Bu nedenle ücret seviyesine ilişkin müzakereler büyük ölçüde serbest. Ücretleri yıllık olarak endeksleme yükümlülüğü, ancak iş sözleşmesinde veya toplu pazarlıkta yer alıyorsa ya da çalışana endeksleme konusunda kazanılmış bir hak veren yerleşik bir uygulama varsa söz konusu. Ancak bu ülkelerde de, uygulamada çalışanların maaşlarının enflasyon karşısında erimemesi için çeşitli şekillerde artış yapılıyor.
İşveren enflasyon oranında zam yapmak zorunda mı?
Asgari ücret hariç yasal bir zorunluluk bulunmuyor, ancak ücretlerin Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücret seviyesinin altında olması da mümkün değil. Ülkemizde asgari ücrete yapılan artış sonrasında, asgari ücretin üzerinde bir ücretle çalışanların durumu ve bu ücretlere yapılacak artış oranının da tartışmalara neden olduğunu belirten KP Law İş Hukuku Uzmanı Avukat Çiğdem Soysal “Türk hukukuna göre, işverenlerin, asgari ücretin üzerinde bir ücretle çalışan işçilere bir enflasyon zammı yapma yükümlülüğü yok. Ancak çalışanların ücretleri, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücretin altında olamıyor“ dedi.
Yargıtay'ın işçi-işveren ilişkilerine dair kararlarının, işverenlerin ücret artışlarına dair yükümlülüklerini netleştiren temel kaynaklardan birini oluşturduğunu ifade eden Soysal sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargıtay da, pek çok kararında, bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılmadığı ya da işyerinde yerleşik bir uygulama bulunmadığı takdirde, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla, işverenin işçinin maaşına, zam yapma yükümlülüğü olmadığını, zam yapılmamasının işçiye haklı fesih olanağı tanımadığını ifade ediyor. Bu noktada işverenler, çalışanlarının yaşam standartlarını korumak amacıyla 2021 ve 2022’de olduğu gibi bu yıl da, yılın başında yaptıkları zammın yanı sıra haziran ayında maaşlara farklı oranlarda bir enflasyon zammı yaptı. İş dünyasında, şirket içinde mevcut yeteneklerin korunması amacıyla, yılda iki kez yapılan ücret artışlarının genel uygulama haline geldiği görülüyor.”
bursaarena.com.tr