Çin virüsü bahanesiyle Doğu Türkistan genelinde sıkı karantina uygulamaları yürütülüyor. Sıkı karantina kapsamında soykırıma maruz kalan Doğu Türkistanlılar açlığa mahkum ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Çin’in toplama kampı şahitleri, Beyaz Saray önünde açlık grevi başlattı.
Kızıl Çin, soykırım yöntemlerine bir yenisini ekledi. Uygur Türklerini toplama kamplarına atan ve Doğu Türkistan’ı dünyanın en büyük hapishanesine çeviren Çin rejimi, bu kez de Çin virüsünü bahane ederek Uygur Türklerini açlığa mahkum etti. Doğu Türkistan’daki Çin’in toplama kampı şahitleri, Çin rejiminin Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu demografik, sosyolojik, Kültür-medeniyet ve açlık soykırımına dikkat çekmek için Beyaz Saray önünde açlık grevi başlattı.
Açlık grevinin 3’üncü gününde baygınlık geçiren toplama kampı şahidi Tursunay Ziyavudun, “Birçok insan biraz hasta olduğum için beni umursuyor ama halkımdan milyonlarca insan ölüyor, onlara bakacak kimse yok; milyonlar vatanımda öldürülürken ben hastaneye gitmekten utanıyorum.” diyerek vicdanlara seslendi.
Toplama kampı şahidi eylemciler, Doğu Türkistan’daki kamplarda işkenceye maruz kalan şehit edilen Uygur Türkleri için canlarını hiçe sayarak Çin rejimini protesto etti.
Doğu Türkistanlılar Etnik, kültürel ayrımcılık, insan hakları ihlallerine, günümüzdeki ikinci Nazi Kamplarında işkence, asimilasyon ve Soykırım’a maruz kalıyor. Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, ÇKP rejiminin soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında üç milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Türkleri zorla tutuyor. Kamplarla birlikte inşaa edilen devasa fabrikalarda ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor.
Çin’in Uygur Türklerine karşı bu denli vahşi, acımasız ve pervasızca soykırım uygulamasının en büyük nedenlerinden biri de Çin için her zaman farklılığın tehdit olmasıdır. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri ve diğer Türkler Çin’den farklılıklarını koruyarak yaşıyorlar ve Çinliye benzememek için direniyorlar. Bu sebeple Çin var oluş tarihinden bugüne hiç bir faklılığı kabul etmediği gibi karşılaştığı bütün farklılıkları ya kendi kültüründe boğarak eritmiş veya günümüzde olduğu gibi Doğu Türkistanlılara yaptığı soykırım ve benzeri uygulamalarla farklılığı ortadan kaldırmıştır.
Diğer bir neden ise Doğu Türkistan topraklarındaki yer üstü ve yer altı zenginlikler ve Türkistan topraklarına açılan bir kapı olmasıdır. Şu ana kadar Doğu Türkistan topraklarında 143 çeşit maden türü, Tarım havzasında keşfedilen milyarlarca metreküp doğal gaz, ham nefit Çin’nin enerjisi için büyük önem arzetmektedir. Elde edilen bilgilere göre Çin’in %55’lik enerjisi Doğu Türkistan’dan sağlanmaktadır.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?
Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.
Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.
QHA