BURSA ARENA / Haber Merkezi
Savaşın ve ekonomik krizin vurduğu Suriye’de pazar günü parlamento seçimleri yapılacak. Sokaklar heyecansız ancak yeni meclisten beklenti yüksek. Yeni parlamentoyu ekonomiden anayasaya kadar birçok sorun bekliyor.
Suriye, 2011’de başlayan ayaklanmanın ardından 19 Temmuz Pazar günü üçüncü kez parlamento seçimlerini yapmaya hazırlanıyor. 250 sandalyeli meclis için 1658 aday yarışıyor. İdlib kent merkezi hariç ülke genelinde 7 bin 331 oy kullanma noktası kurulduğu duyuruldu. Savaş döneminde milyonlarca insan ülke içinde yer değiştirdiği için her kentte diğer kentlerin adayları için sandıklar oluşturuldu.
Nisan ayında yapılması gereken ancak Kovid-19 salgının nedeniyle ertelenen seçimi bazı Suriyeliler "Suriye tarihinin en kritik seçimi" olarak tanımlıyor. Savaş dönemi tarımdan alt yapıya kadar büyük ölçüde hasar gören Suriye’de derin bir ekonomik kriz yaşanıyor. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Haziran ayında uygulamaya koyduğu Sezar Yaptırım Paketi’nin ülke içine yansımaları acil çözüm bekleyen sorunlar arasında.
Ancak yanıt bekleyen en önemli sorulardan biri, birlikte yaşamın mümkün olup olmadığı.
Savaş mağduru Suriye halkı ekonomik sıkıntılar yaşıyor
"Bu savaşta birilerini kaybetmemiş hiç kimse yok"
Savaş döneminde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) dahil çok sayıda silahlı grup ortaya çıktı. Suriye ordusu ile doğrudan çatışan bu grupların bir kısmı bazı bölgeleri uzun bir süre kontrol altında tuttu. BM, Rusya, İran, Fransa, Türkiye gibi çeşitli ülkelerin arabuluculuk yaptığı çeşitli anlaşmalarla bu grupların büyük kısmı ya silah bıraktı ya da Suriye ordusu ile değil cihatçı gruplarla çatışmak şartıyla bulundukları yerlerde kalmaya devam etti.
Şam’da bu süreçlerin idaresi için oluşturulan Uzlaşma Bakanlığı Suriye genelinde din adamları, yerel kanaat önderleri, iş çevresinden insanlar, aşiretler dahil geniş bir kesimle koordineli bir şekilde çalıştı. Şam merkeze çok yakın olan ve Şam’ı kırsala bağlayan mahallelerden Berze de bir süre silahlı grupların kontrolüne kalan yerlerden biri.
Parlamento seçimlerine bağımsız aday olarak katılan Luey Sari, Berze’deki uzlaşma sürecine arabulucu olarak katılanlar arasında yer aldı. Aynı zamanda savaşın en ağır bedel ödettiği Suriyelilerden biri olan Sari silahlı gruplar tarafından yapılan roket saldırılarından birinde ailesinden 6 kişiyi kaybetti. Sari o günü şöyle anlatıyor:
"Amcama taziyeye gittik. Dönüşte beni eve bırakıp meyve suyu içmeye gittiler ve oraya roket düştü. Eşim ve kızımla birlikte 6 kişi öldü. Eşim ve kardeşimin eşi hamileydi. 8 kişi öldü diyebiliriz. Sadece oğlum kurtuldu."
Yaralı oğlunun uzun süre tedavi gördüğünü ve bir dizi ameliyat geçirdiğini belirten Sari, "Bu savaşta birilerini kaybetmemiş hiçbir aile yok. Umarım gelecek daha iyi olur. İleri bakmalıyız, arkaya değil" diyor.
Cihatçı olmayan silahlı gruplara yönelik birçok af çıkarıldı. Savaş şiddetli bir şekilde devam ettiği için ülke içinde uzlaşma süreçleri destek gördü.
Ancak 2017’den itibaren savaşın büyük ölçüde sona ermesi ile birlikte "birlikte yaşam mümkün mü, intikam cinayetleri olur mu?" gibi sorular gündeme gelmeye başladı. Şam’dan birçok kez ülke dışındakilere dönüş çağrısı yapıldı. Zorunlu askerlik, cihatçı bağlantısı, ülke içinde tecavüz veya cinayet gibi sebeplerle şahısların açtığı davalar olmaması halinde dönenlerin herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacağı belirtiliyor.
Ancak ülke dışındaki muhalifler "devletin ve şahısların intikam arayışında olduklarını" savunuyor. Peki, daha önce silahlı gruplarla Suriye arasında arabuluculuk yapan ve ailesini kaybeden Luey Sari ne düşünüyor?
"Savaştan daha ağır trajediler"
Sari, savaş sonrası dönemde ekonomik krizle birlikte şartların çok ağırlaştığını belirterek, "insanlar savaştan daha ağır trajedilerle baş etmek zorunda" diye konuşuyor.
"Geçmişi gömmemiz gerekiyor" diyen Sari, "Nihayetinde muhalif veya taraftar olsun bütün Suriyeliler ülkenin yeniden inşası için birleşmek zorunda. Muhalefetten nefret ediyoruz diyemeyiz. Yapıcı muhalefetten yanayız. Eğer amaçları hak talepleri ise onlarla birlikteyiz. Suriye dışındaki muhaliflerin Suriye halkına yaptırım uygulanmasını istemelerine şaşırdım. Bu yaptırımlar yönetime değil, halka karşı uygulanıyor" diyor.
Sari’ye göre, muhalifler tanımına cihatçılar, cihatçılarla iş birliği yapanlar ve siyasal İslamcılar dahil değil.
Suriye'nin başkenti Şam
"Ülkenin çoğu genç ama yoklar"
Seçim sürecinin başlaması ile birlikte sosyal medyada en fazla mesaj yazılan konulardan biri de yeni meclisin yeni Suriye’yi kurma konusunda yeterliliği ve adayların yaşları. Uzun süre tek partili sistemle yönetilen Suriye'de yıllar içinde hantallaşan, proje üretmeyen, yaş ortalaması yüksek ve özellikle genç kesimin beklentilerine uzak bir parlamento profilinin ortaya çıktığı belirtiliyor.
Peki yeni meclis için yarışan adayların ne kadarı ülkenin yeniden ayağa kaldırılması için gerekli projeler geliştirip ülke gerçeklerine uygun hareket edebilir? Şam kırsalından bağımsız aday olan Haydar Mustafa’ya göre, adayların önemli bir kısmı "durumun ciddiyetinin farkında değil." 27 yaşında genç bir gazeteci olan Mustafa, meclis profilinin değişmesi gerektiğini belirterek, "Meclisteki koltuğun kendine ayrılmış olduğu görüşünde olanlar var" diyor.
2 dönem vekillik yapanları ve çoğu Şam’da olmak üzere aday olan tüccarları eleştiren Mustafa, "Bizim yeni projelere ihtiyacımız var. Bunu kim yapabilir? Gençler. Neye ihtiyacımız olduğunu biz (gençler) biliyoruz. Gençler nerede? Yok" diye konuşuyor. Savaş sonrası dönemde gençlerin işsizlik dahil birçok sorunla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Mustafa, ülke nüfusunun büyük bölümünün gençlerden oluştuğunu ve gençlerin beklentileri ile alışıldık meclis profilinin uyuşmadığını belirtiyor.
"Bizim bir gençlik bakanlığına ihtiyacımız var" diyen Mustafa, "Artık insanlara yalan söyleyemeyiz. İnsanlar görüyor. Şam kırsalından adayım. Şam kırsalı tarımda birinci olacak diyebilir miyim bu şartlarda? Hayır. Bizim (kırsal) bölgemiz (savaştan) çok etkilendi. Çok büyük projeler yapmamız gerekiyor. Eğitimi baştan sona değiştirmemiz gerekiyor. Çocuklar ve gençler için çalışmamız gerekiyor" diyor.
Gençlerin büyük kısmının adaylara ve seçimlere güvenmediğini anlatan Mustafa’ya göre bu seçimde 30 yaş altı 4 adayın meclise girebilmesi gençlere ümit verebilir ve bir sonraki seçimde hem meclise hem siyasi süreçlere katılan genç sayısı artabilir.
Peki gençler ne istiyor?
Mustafa bu soruya şöyle cevap veriyor:
"Bu meclis, Suriye tarihinin en önemli meclisi olacak. Çünkü 2021'deki cumhurbaşkanlığı seçimini oylayacak. Yeni Suriye’nin anayasasını oylayacak. Biz bu ülkeyi, devleti seven insanlar olacak gençlerin sesinin duyulmasını; özgürlükler konusunda, medeni kanunla evlilik hakkı gibi kişisel özgürlüklerle veya basın özgürlüğü ile ilgili çalışmalar yapılmasını istiyoruz. Hesap verilebilirlik ve şeffaflık istiyoruz. Kim yolsuzlukla mücadele ederse onunlayız. Artık meclise giren çalışmak zorunda ve çekilmeli."
Arşiv - Savaşta büyük hasar gören Halep kentinde gençler (2018)
"Dinamik bir yapıya ihtiyacımız var"
Bağımsız adaylardan Maria Saada da Suriye'deki ekonomik duruma vurgu yaparak, "yeni mekanizmalara, hedefleri ve öncelikleri belirlemeye ihtiyacımız var" diyor. Tarım sektörünün canlandırılmasının öncelikli olduğunu belirten Saada'ya göre, "meclis-parlamento ve halk ilişkisinin sağlıklı kurulduğu dinamik bir çalışma sisteminin oluşturulması gerekiyor. "
Saada, savaş döneminde çok sayıda kadın ve çocuğun ağır kayıplar ve travmalar yaşadığını belirtiyor ve "kadınları ve çocukları desteklememiz gerekiyor" diyor.
Peki, yeni meclis bütün bu sorunları çözebilecek mi? Bu sorunun cevabı sandıklar açılmaya başladıktan sonra belirginleşecek. Ancak en önemli ve adayların temennilerle yanıtladığı bir başka soru hala cevapsız; çok ağır sorunları karşısında bulacak olan meclis yeni zorunluluklara ve beklentilere rağmen eski alışkanlıklarından vazgeçmek istemezse ne olur?
Hediye Levent / Şam
© Deutsche Welle Türkçe