Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında "önümüzdeki günlerde" bir görüşme gerçekleşebilir. Olası görüşmenin gündemi oldukça yoğun olması bekleniyor. Görüşmede, öncelik sırasına göre hangi konular ele alınacak?
Türk-Rus Toplumsal Forumu Rusya Genel Sekreteri, Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Sergey Markov, Putin-Erdoğan görüşmesinde ağırlıklı olarak ikili işbirliği, uluslararası kurumların normal işleyişi, Ukrayna’daki çatışmanın çözümü ve tahıl anlaşmasına odaklanılacağını belirtti.
Sputnik’e konuşan Markov, "Önümüzdeki görüşmede, Putin ve Erdoğan birçok konuyu görüşmek zorunda kalacak. Ana konulardan biri, Batı’nın yaptırımları bağlamında Rusya-Türkiye işbirliğinin mevcut durumu ve beklentiler. Mevcut ikili gündemin önemli konuları arasında Türkiye’de doğalgaz merkezinin oluşturulması ve Akkuyu’da bir dizi nükleer santralin yapımı gibi büyük ekonomik projeler yer alıyor" dedi.
Bir diğer önemli konunun çeşitli uluslararası kurumların işleyişi ile ilgili olduğunu dile getiren uzman, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
"Bilindiği gibi uluslararası kuruluşlar şu anda krizden geçiyor, zira Batı, Rusya’nın çalışmalarını engelliyor. Bu noktada Moskova ve Ankara iyi işbirliği yapabilir. Çünkü Türkiye, bu kuruluşların normal işleyişine ilgi duyuyor. Bu konuda ülkelerimizin çıkarları örtüşüyor. Önümüzdeki müzakerelerde şüphesiz tartışılacak olan üçüncü konu, tahıl anlaşmasının yeniden başlatılması olasılığıyla ilgili. Bu anlaşma Türkiye'ye oldukça büyük kazançlar getiriyor. Ankara, tahıl anlaşmasını yeniden başlatmak istiyor. Dürüst olmak gerekirse, Rusya da yeniden başlatmak istiyor, ama eskisi gibi tek taraflı değil, her iki taraf için çalışması şartıyla."
Markov’un sözlerine göre, Rusya ve Türkiye’nin tahıl anlaşmasındaki konumları prensipte örtüşüyor ve Batı bundan rahatsız, zira iki ülkenin arasını bozmak istiyorlar:
"Türk yetkililer, tahıl anlaşmasının Batı yüzünden felç olduğunu açıkça kabul etti. Zira Batı, anlaşmanın Rusya ile ilgili kısmını engelledi. Bu tür tarafsız açıklamalar, Türkiye’nin yaklaşımının yapıcı olduğunu gösteriyor. Öte yandan NATO’nun Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkeler, Türkiye’yi, ticari gemilere Ukrayna limanlarına kadar ve dönüş yolunda eşlik edilmesine ihtiyaç olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar. Bununla birlikte, bunun NATO için Rusya’yla doğrudan savaş anlamına geldiğini çok iyi biliyorlar. Ukrayna tahılına, Rusya ile nükleer savaşı göze alacak kadar acil bir ihtiyaç var mı? Olmadığı ortada. Dolayısıyla bu noktada Batı’nın Rusya ve Türkiye'nin arasını bozmak istediği açık. Ankara'yı, sözde tahıl gemilerini korumak için NATO savaş gemilerinin Karadeniz'e girmesine izin vermeye kışkırtıyorlar. Batılı güçler, NATO savaş gemilerini Rus savaş gemileriyle karşı karşıya getirmeyi ve ardından Türkiye’yi Rusya karşıtı maceraya çekmeyi hayal ediyor ve her türlü çaba gösteriyorlar. Neyse ki Ankara bunun çok iyi farkında ve böylesine provokatif bir senaryodan kaçınmak için mümkün olan her yolu deniyor."
SPUTNİK Rus Haber Ajansı