"Her 4 günde bir kadın hayatını kaybediyor"
İran'da kadınlara yönelik şiddet sona ermiyor. Ülkede meydana gelen kadın cinayetleri veya intihar vakaları artık nadir bir durum olmaktan çıktı.
Medyanın kadınlara yönelik fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddet suçlarına ilişkin haberleri yayınlamadığı bir hafta bile olmuyor.
Bununla birlikte, bu şiddete ilişkin istatistikler, toplumun içinde bulunduğu duruma dair yeni bir tablo sunuyor.
İran merkezli eş-Şark gazetesinin "Her 4 günde bir kadın hayatını kaybediyor" başlıklı haberinde, bu yılın ilk üç ayında 27 kadının eşleri veya babaları tarafından namus meselesi iddiası ile öldürüldüğü, bu sayının sadece medya tarafından bildirilen cinayetleri ifade ettiği, ancak kadın cinayetlerinin veya intiharlarının gerçek sayısının bu sayıdan çok daha fazla olduğu ve diğerlerinin kasıtlı olarak haber yapılmadığı belirtildi.
Haberde ayrıca "Son iki yılda İran genelinde en az 165 kadın, her 4 günde bir kadın öldürüldü. Bu cinayetler, aileden olan erkekler tarafından işlendi. Genellikle koca, baba, erkek kardeş, eski koca, amca veya kayınpederler de bu suçlara karıştı" ifadelerine yer verildi.
Haberde cinayet nedenleri hakkında ise, toplam 165 vakanın 87'sinde aile içi anlaşmazlıklar, 38'inde namus ve 10'unda mali meselelerden bahsedilirken belirtilen dönemde işlenen cinayetlerden geri kalan 30 cinayetin nedenlerinden bahsedilmedi.
Ayrıca, bu suçların büyük çoğunluğunun mağdurların eşleri tarafından işlendiği, 108'i kocaları, 17'si kardeşleri, 9'u çocukları, 13'ü babaları, 19'unun ise kayınpeder, kayınbiraderi, eski koca veya kuzenler de dahil olmak üzere diğer aile üyeleri tarafından öldürüldüğü belirtildi.
Aynı zamanda suçların da farklı şekillerde işlendiği aktarıldı. Kadınların 43'ü av silahı, tabanca ve hatta Kalaşnikof tipi silahla vurularak, 40'ı bıçaklanarak, 35'i elle boğularak, 6'sı üzerlerine benzin dökülerek veya onlar içerideyken araba veya ev ateşe verilerek öldürüldüğü bildirildi.
Kadınlardan 4'ü çekiçle vurularak öldürüldü. İkisi yüksek yerlerden atılarak öldürülürken, 5'inin nasıl öldürüldüğüne dair herhangi bir detay verilmedi.
Ayrıca 30'unun taşla dövme dahil çeşitli şekillerde darp ile öldürülürken, son olarak 11'i faillerin saldırısından sonra intihar etti.
İran gazetesi, cinayetlerin çoğunluğunun küçük kasaba ve köylerde meydana geldiği belirterek, bu cinayetleri aile baskısı altında veya aile içi şiddetten ya da reşit olmadan yapılan evlilikten kaçmak için meydana gelen çok sayıda intihar vakasını içermediğini öne sürdü.
Ayrıca yapılan araştırmaların, başkent Tahran'a toplam 165 kadından 41'inin son iki yılda öldürüldüğünü gösterdiğine de dikkat çekildi.
Aile anlaşmazlıkları için bir bahane
Şark gazetesi, namus cinayetlerini temize çıkarmak için aile anlaşmazlıklarının bahane olarak kullanıldığını belirtti.
Namus cinayetleri terimi büyük bir muğlaklık içermesinin yanı sıra, sık sık öldürme sebebi olarak gündeme geliyor. Bu tür suçlarla ilgili herhangi bir açıklama ya da detay bulunmuyor.
İranlı kadın hakları aktivisti Fatıma Babahani, "Babanın kızının evliğini onaylaması gerekmesi, İran'daki medeni hukukun kadınlara sadece kocaları aracılığıyla bazı imkanlar vermesi ve babaların çocuklarını öldürmesi durumunda babanın cezasını tanımama vurgusu yapması dahil olmak üzere, erkeklerin kadınları sahiplenme arzunu gözler önüne seren birçok cinayet var. Bütün bunlar kadınları erkeklere tabi bırakıyor ve bir cinayet işleniyorsa ailevi sebeplerle işlenmiş gibi anlatılarak detay verilmiyor" dedi.
Babahani, failler tarafından işlenen cinayetlerinin toplum tarafından ‘aile kavgası' diye örtbas edildiğini bu terimin, namus cinayetlerini haklı çıkarmak veya önemini azaltmak için büyük bir yanıltıcı girişim olduğunu öne sürüyor.
Babahani "Kadına yönelik şiddetle ilgili kesin istatistikler bulunmuyor ve bildirilen sayılar yaklaşık veriler sunuyor. Bu suçları durdurma arzusu olmadığı için kesin bir şekilde sağlanamıyor" dedi.
Ayrıca "Hukukun ve gerekli yasal yöntemlerin yokluğunda, birçok kadına yönelik yakılarak, asılarak, zehirlenerek işlenen cinayet vakasının intihar olarak anıldığını görüyoruz" ifadelerini de sözlerine ekledi.
İnsan hakları aktivisti, İranlı kadınların intiharlarının, eğitim görmelerinin engellenmesi, çocuklarından ve sosyal çevrelerinden ve bağlantıların uzaklaştırılması dahil olmak üzere belirli ve tekrarlanan nedenleri olduğunu belirtti.
Babahani, son iki yılda resmi medyada yayınlanan istatistiklerden ya da bazı şehirlerdeki çalışmalarından topladığı istatistiklere atıfta bulunarak, son iki yılda 202 kişinin öldürüldüğünü söyledi.
Tehdit korkusu
Şark gazetesinin haberinde yer alan diğer bir önemli konu, kadınların büyük bir bölümünün ölümle tehdit edilmesi ve bu tehdidin gölgesinde zor günler geçirmesine dayanıyor.
Huzistan vilayetinde kadın hakları uzmanı Bune Bil Ram, bazı köylerde hakim olan yaşam tarzı ve kültürün kadın cinayetlerinin nedenleri hakkında herhangi bir ayrıntıya izin vermediğini belirtti.
Muna isimli (kocası tarafından bıçakla öldürülmüş) bir kadının ölümünden sonra, kadınların öldürüldüğüne dair bir rapor olmadığından bahsetti.
Kadın hakları uzmanı, bu durumun sebeplerini ise kadın hakları ile ilgili çalışmaların azlığına bağladı.
Zira kadın haklarını ve şiddetin ortadan kaldırılmasını destekleyen hiçbir kurumun olmamasının, birçok kadının neden öldürüldüğü konusunda büyük bir belirsizliğe imkan sağlığını belirtti.
Aktivist, son bir yılda kadın cinayetlerine dair herhangi bir ihbar almadığını, ancak ölüm tehditleri nedeniyle psikolojik olarak sıkıntı yaşayan birçok kadın olduğunu söyledi.
Medyada yer alan sayılar ve kadın hakları aktivistlerinin suçlamalarına rağmen, İran Cumhurbaşkanı'nın "İran kadınlar için en güvenli ülke gibi görünüyor" diyen Kadın İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Ensiyeh Khazali de dahil olmak üzere İran rejimi yetkilileri, ülkedeki kadınların düzgün bir yaşam sürdüğü konusunda ısrar ediyor.
The Independentturkish