BURSA ARENA / Haber Merkezi
Arkadaşları arasında Ecevit olarak bilinen Kılıç’ın ilginç bir hikayesi var. 1974 yılında Düzce’de yaşayan Kılıç, askerliğini bitirdikten sonra New Jersey’in güneyinde yer alan Marlboro şehirine dayısının oğlunun yanına göç eder.
İngilizce bilmediği için ilk günlerde Amerika’da ‘diner’ olarak bilinen restoranlarda bulaşıkcı olarak işe başlar. Yakınlarının yardımı ile geldiği bu yabancı ülkeye adapte olmaya çalışan Giresun asıllı Kılıç, kısa sürede kendi işine sahip olmak için kolları sıvar.
NAM-I DİĞER ECEVİT, ÇALIŞKANLIĞI İLE DİKKAT ÇEKTİ
New Jersey eyaletine geldiği ilk günlerde, dil bilmediği için bir süre dışarı çıkmaz. 1974’de dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Kıbrıs Harekatı” düzenlemesinden sonra Mustafa Kılıç, tek başına otobüse binerek yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta olan New York’a giderek, cebindeki dolar ve Türk lirası ile kısa dalga radyo alır. Aynı otobüsle kaldığı eve gelen Kılıç, aldığı radyo ile arkadaşlarına Türk sanat müziği dinletince, evdekilerle daha hızlı bir şekilde kaynaşmaya başlar.
Aldığı radyo ile Türkiye ile ilgili gelişmeleri yakından takip eder. Ecevit’in Kıbrıs çıkarmasını o radyodan öğrenir ve ordan takip etmeye devam eder.
Ecevit’in Kıbrıs çıkarmasını olumlu karşılayan gurbetçi Türkler, o gün tek başına New York’a gidip, kısa dalga radyo almayı başaran Mustafa Kılıç’ı Ecevit’e benzetir.
ABD’nin New Jersey eyaletinde yaşayan 68 yaşındaki Mustafa Kılıç nam-ı diğer Ecevit, bir zamanlar bulaşıkçı olarak geldiği şehirde şimdi 8 gemi sahibi olarak deniz turu hizmeti veriyor.
Türk toplumunda Ecevit olarak bilinen Kılıç, o günleri şöyle anlatır; “Dil bilmediğim halde New York’a otobüsle gidip, cebimdeki bütün parayla radyo almam ev arkadaşlarımı çok mutlu etti. Çünkü uzun zaman hasret kaldıkları Türk müziklerini dinleme şansını buldular. O günü hiç unutmuyorum. New York’taki satıcı ile sadece yazarak anlaşabiliyordum ama sonunda istediğim radyoyu aldım ve evime döndüm.”
5-6 ay boyunca restoranın mutfağında bulaşıkçı olarak çalışan namı değer Ecevit, kısa süre sonra aşçılığa terfi eder. Restoranda hızlı yapılabilecek bütün yemekleri öğrenen Kılıç, 5 yıl aşçılık yaptıktan sonra, sokakta İtalyan sosisi satmaya karar verir.
Özenerek hazırlayıp sattığı sosisler bölgede çok tutulur. Restoran sahipleri, sokakta sattığı ekmek arası sosis ile işlerini yavaşlatan Kılıç’ı mahkemeye verir. Türk gurbetçi, yaptığının kanunsuz olmadığını bildiği için kendisine bir avukat bulur, uzun süren dava onun lehine sonuçlanır. Uzun süre sosis satmaya devam eden Türk girişimci, aynı bölgede kendisine büyük bir restorant binası alır ve yine özene bezene hazırladığı yemeklerle müşterilerin gönlünü almayı başarır.
İşlerini rayına koyduktan sonra 1981’de Türkiye’de yaşayan 3 çocuğunu ve eşini New Jersey’e getirtir. Çocuklarına aşçılık yapmasını öğreterek, restoranın bütün işlerini ailesine devreder. Yemek konusunda kendisine güvenen Ecevit, müşterilerine hem güzel yemek hemde ilginç bir mekan hazırlamasının iyi bir yatırım olacağını düşünerek gemi turu işine girer.
İLK GEMİSİ HACİZLİ ÇIKTI AMA YİNE PES ETMEDİ
Çalışkanlığı ile tanınan ve bölgedeki Amerikalıların büyük takdirini toplayan Mustafa Kılıç, 1981’de gemi işine girmeye karar verir.
Arkadaşları vasıtasıyla satılık olan bir gemi için banka ile anlaşan Kılıç, “Prenses” isimli ilk gemisini almak için Kanada’ya gider. Kaptanları ile birlikte gemiyi Amerikan sularına soktuğu sırada Amerikan sahil güvenlik tarafından gözaltına alınır.
Sahil güvenlikten geminin hacizli olduğunu öğrenen Kılıç hemen banka ile irtibata geçerek, sorunun çözülmesini aksi takdirde gemiyi almayacağını söyler. Banka yetkilileri ile sahil güvenlik arasında sağlanan anlaşma sayesinde gemisini polisten geri alır ve Detroit’ten New York’a yola koyulur.
New York eyaletine gireceği sırada bir köprü ile karşılaşır. Geminin uzun olmasından dolayı, gemi köprünün altında geçemez. Prenses’ini, New York üzerinden New Jersey’e getirmekte kararlı olan Türk işadamı, çareyi gemiyi kesmekte bulur. Uzun süren bir çalışma sonrası, gemiyi keserek köprüden geçirmeyi başarır. Gemiyi New Jersey’e getirir ve bakımına başlar.
İlk gemi tecrübesi ona pahalıya mal olur ama o yinede pes etmeden yoluna devam eder. Eski gemi almanın çok masarfalı olduğunu belirten Kılıç “İlk gemim eski olduğu için bana çok masraf çıkarttı. Prenses’e yaptığım masraflarla çok daha yeni bir gemi alabilirdim. Ama ilk defa yaptığım bir iş olduğu için hiç bilmiyordum. Bunları zaman içinde yaşadığım tecrübelerle öğrendim” şeklinde dile getiriyor.
New York ve New Jersey’de düğün, sünnet, özel toplantı vb etkinliklere ev sahipliği yapan başarılı işadamı, işlerin iyi gitmesi ile ikinci gemisini almaya karar verir. Gemilerini ücretsiz park edebilmek için New Jersey’in Perth Amboy sahilinde 73 bin metre karelik arazi satın alır. Kılıç, denizdeki yatırımlarına devam ederek gemi sayısını 8’e yükseltir.
Havaların soğumasıyla gemilerini Perth Amboy sahiline çeken Türk yatırımcı bugünlerde gemisinin bakım onarımı ile meşgul.
“GEMİLERİ YANLIŞ KESE KESE DOĞRUSUNU ÖĞRENDİM”
Bulaşıkçı olarak geldiği Amerika’da 8 gemi sahibi olmanın ‘sabır, azim, çalışmaya ve Allah’ın lütfuna” bağlayan Kılıç, gemi sektörünü bilmeyen yatırımcının bu alandan uzak durmasını tavsiye ediyor.
İlk aldığı gemileri yanlış kestiğini, bu neden büyük paralar harcamak zorunda kaldığını hatırlatan başarılı işadamı, gemilerin onarım safhasını günlük olarak her gün kontrol etmeyi ihmal etmez. Her gün sabahın erken saatlerinde mesaisine başlayan Kılıç “Gemi işi daha önce hiç bilmediğim bir sektördü. Ama yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Önceleri gemileri yanlış kestim diye çok ceza aldığımı bilirim. Bu sektörü elimden geldiğince öğrenmeye çalıştım. Şu anda artık geminin her bölümünde yapılan tadilatları biliyorum. Geminin projesini çizip, mühendise veriyorum. Mühendiste gemiyi yapmaya başlıyor. Okumadığım halde bir mühendis kadar tecrübem oldu. Bu Allah’ın bana bir hediyesi” diyor.
“HİÇ PES ETMEDİM”
Kılıç, “Bugün çok şükür New Jersey bölgesinde en fazla gemisi olan kişi benim. Buralara gelmek kolay olmadı, çok çalıştım ve hiç pes etmedim” diyerek, yapılan işin önemli olmadığını ‘asıl önemli olan azimli çalışmak’ olduğunu dile getiriyor.
Amerika’da yatırım yapacaklara, “Bildiğiniz işi yaparsanız daha çok başarılı olursunuz, bilmiyorsanız çok zarar edersiniz. Bir de çok çalışmak lazım. Kimse kolaydan büyük başarılar elde etmiyor” şeklinde tavsiyelerde bulunmayı ihmal etmeyen Kılıç elinden geldiğince Amerika’daki Türk toplumuna yardımcı olduğunu belirtiyor. (IPA News)