Dünya Su Günü’nde, kuruyan Nilüfer Barajı’nda yapılan basın açıklamasında, sağlıklı ve ulaşılabilir suyun önemine dikkat çekildi.
Son yıllarda giderek etkisini gösteren iklim değişikliği, kuraklık ve vahşi su kullanımı, doğa ve canlı yaşamı için en temel gereksinimlerinden biri olan suyun ve su kaynaklarının yok olmasının en önemli etkenlerinden biri haline geldi. Bursa’daki meslek odaları, sivil toplum örgütleri ile sendika temsilcileri Dünya Su Günü’nde, su kaynaklarına yönelik yapılan yanlış uygulamalara dikkat çekerek, su kaynaklarının korunmasını bir kez daha gündeme getirmek için ortak bir basın açıklaması yaptı. Bursa’nın önemli ancak kurumaya yüz tutmuş su kaynaklarından biri olan Nilüfer Barajı’nda yapılan basın açıklamasına, Nilüfer Belediye Başkanı
Günümüzde yaklaşık 1 milyar 600 milyon insanın temiz suya ulaşmasında ciddi sorunlar yaşadığını belirten Nilüfer Belediye Başkanı
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Erkan Tekin Mutlu da, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Bursa Barosu, TTB Bursa, Tabip Odası, Doğader, Ekoder, Tarım Orkam Sen ve Türkiye Ormancılar Derneği’nin ortak bildirisini okudu. Canlı yaşamının odak merkezi, doğa ve insanlığın en temel gereksinimlerinden biri olan suyun azalmakta olduğu ve sağlıklı suya erişimin her geçen gün daha da zorlaştığının vurgulandığı bildiride, iklim değişikliğinin, vahşi tüketimin ve su varlıklarının kirletilmesinin aynı şekilde devam etmesi halinde, yakın gelecekte Türkiye’nin su fakiri bir ülke geleceğine dikkat çekildi.
Bildiride şu ifadelere de yer verildi: “Türkiye, tatlı su zengini bir ülke değildir. Kişi başına ortalama bin
Bursa’da suya dair yapılan yanlış uygulamaların acilen durdurulması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, Bursalılar’ın evlerinde kullandıkları musluklarından akan su tüketimine dikkat çekmeden önce, suyu kirleterek ve hoyratça kullanarak kuraklığa neden olanlara dikkat çekilmesi gerektiği vurgulandı. Yapılan ortak açıklamada, “Bursa’da suya dair yapılan yanlış uygulamalar acilen durdurulmalıdır. Bursa’nın yaşam kaynaklarından alınarak şişelenen sular kentimizin su döngüsünü bozmakta ve kuraklığa sebep olmaktadır. Tarım alanlarına doğru yayılan imar planları ve sanayi alanları su kaynaklarımızı hem kirletmekte hem de yok etmektedir. Siyasiler ve karar vericiler, fabrikalara kontrolsüz ve denetimsizce su sağlarken yurttaşlara sağlıklı ve ulaşılabilir su sağlamak konusunda sessiz ve etkisiz kalmaktadır. Yaşam için zorunlu olan, ekolojik sistemin bir parçası olan su, asla sadece bir enerji kaynağı veya ticari bir mal olarak görülmemeli, sürdürülebilir bir su varlıkları yönetimi ile korunmalı, savunulmalı ve doğru kullanılmalıdır. Temiz suya erişimin, sağlık ve tarım politikalarında da bir karşılığı olmalıdır. Temiz suya erişemeyen nesillerin, hastalıklarla, sağlık alanındaki maliyetlerle karşı karşıya geleceği, tarımın vahşi sulamalarla yapılmaması gerektiği, ekosistemdeki diğer canlıların da temiz suya ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır” ifadelerine yer verildi.
bursaarena.com.tr