Bugün 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramımızın 95. yılını kutluyoruz.

Milli ve dini bayramlarımız, bizleri bir araya getiren, birlik ve beraberliğimizi sağlayan müstesna günlerdir.

Sevinç ve coşkuyla idrak ettiğimiz, onurunu ve gururunu paylaştığımız bayramlarımız varlığımızın, birliğimizin ve dirliğimizin ifadesidir.

Günümüzde fiili, fiziki savaş hemen hemen bitmiş olmasına rağmen, “fikir” ve “kültür” saldırılarının sürdüğünü görüyoruz. Ekonomik, sosyolojik ve teknolojik saldırılarla yıpratmak, yıkmak amaçlı stratejilere karşılık olarak, “milli ruha, milli iradeye, milli eğitime” duyulan ihtiyacımız ortaya çıkmaktadır.

Milli bayramlarımız birer tarihi vesikadır. Dünden bugüne yürüdüğümüz yolumuzdur. Bugünü yarına bağladığımız gönül köprümüzdür. Yeni nesillere aktardığımız "hayat dersi" mirasımızdır.

Bu günler, yeni nesillerin duygularında ve düşüncelerinde milli ruhu ve milli şuuru yaşamalarını sağladığımız; kimliklerini ve kişiliklerini ortaya koymalarına vesile olduğumuz anlamlı günlerdir. İşte, bunlar için bayram yapıyoruz ve andımızın söylenmesini istiyoruz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, “kurtuluşumuzun ve kuruluşumuzun milli belgesi, son Türk devletinin başlangıç günü, millet ve memleket olarak varlığımızın ifadesi" olan milli bayramımızdır.

Kısa bir tarih ve cumhuriyet gezisi yapacak olursak; hanlık-hakanlık ile Orta Asya'da hüküm süren Türkler, Selçuklularla Anadolu'ya, Osmanlılarla üç kıtaya hakim olmuşlardır.

Kanuni'den sonra duraklama dönemi ve 1800'lü yılların sonun kadar gerileme ve çöküş dönemi yaşanmıştır.

Şu tarihi kronolojiye dikkatinizi çekmek isterim;

1900'lü yılların başında çökmüş ve çaresiz olan muhteşem Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları istila edilmişti. 1908'de 2. Meşrutiyet'ten 6 yıl sonra, 1914'te, 1. Dünya Savaşı başladı.

Güney topraklarımız İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar tarafından, Batı kısmımız Yunanlılar ve Kuzey topraklarımız da Ruslar ve Ermeniler tarafında işgal edilmişti.

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi ile milli ruhun umudu doğdu. Sırrı hâlâ çözülemeyen bu büyük zafer, karanlığı aydınlatan meşale misali, milletimizin kurtuluşuna vesile oldu.

19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Atatürk, Anadolu'da, millete kurtuluş ruhu ve milli heyecan duygusunu verdi. Yüreklerde küllenmiş koru üfleyerek alevlenmesini sağladı.

Bir milletin bağımsızlığının ifadesi için; bayrağının, milli marşının ve meclisinin olması gereklidir.

Bayrağımız vardı. 23 Nisan 1920'de meclisimiz oluştu. 12 Mart 1921'de İstiklal Marşımız kabul edildi.

İşgal altındaki vatan topraklarında, büyük taarruz neticesinde, 30 Ağustos 1922'de zafer kazanıldı.

Bir yıl sonra, 29 Ekim 1923'te cumhuriyet ilan edildi.

Kurtuluş Savaşı, azın - çoğa, haklının – haksıza, vatanseverlerin - istilacılara, imanın – imkana...galibiyetiydi. Bu vatan ve bu cumhuriyet hiç de kolay kazanılmamıştı.

Bu değerler bizlere, atalarımızın kanlarının, canlarının, bedeli olan kutsal mirastır.

Kurtuluş Savaşı yıllarında, milletimizi yok etmek düşüncesiyle "tarihimizi", vatanımızı ele geçirmek için "coğrafyamızı" değiştirmek isteyen düşmanların bu niyetlerini, yeni nesillere, milli bayramlar vesilesiyle aktarmak mümkün olur.

"Niçin bayram yapıyoruz?" sorusuna göğsümüzü gere gere cevap vereceğimiz günler yaşamak dileğiyle, başta son yüzyılın yetiştirdiği en büyük lider, önder, asker, hatip, fikir ve devlet adamı,Türkün atası, büyük Türk Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Minnet ve şükran duygularımı ifade ediyorum

SÖZÜN ÖZÜ: 29 Ekim, iç ve dış düşmanlara karşı, milli birliğimizi ve beraberliğimizi sergilediğimiz tarihi gündür. 29 Ekim, kanla, irfanla, inançla kazandığımız en kıymetli hazinemizdir. Cumhuriyet erdemdir, fazilettir, hür yaşamaktır. İnsan hakları ve demokrasi demektir.

Onur, gurur ve coşkuyla nice bayramlar kutlamamız için “muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Ne mutlu Türküm diyene!.."

Bayramınız kutlu, gönlünüz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.