BURSA ARENA / Haber Merkezi
Bursa'nın tanınmış sivil toplum önderlerinden Selçuk Türkoğlu, İyi Parti Bursa İl Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.
İYİ Parti Bursa İl Binasında yapılan basın toplantısında yoğun kalabalık nedeniyle izdiham yaşandı.
Heyecanlı tezahüratlar ve alkışlarla karşılanan Türkoğlu, basın mensuplarına ve davetlilerine etkili bir konuşma yaptı. Daha önce görev yaptığı Kamu Sen'i temsilen Bursa kamuoyu nezdinde çok iyi tanınan ve Bursa'nın en aktif sivil toplum önderlerinden olan Türkoğlu, yaptığı konuşmasına Şehitleri anarak başladı ve "Başta İdlib şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle minnetle anıyorum. Yaralı askerlerimize şifalar diliyorum.." dedi.
Konuşmasını, "Biz bugün değil ta ezelden 2229 yıldır Metehan’ın kurduğu Türk ordusunun hep yanında olduk. Türk ordusuna Ergenekon, balyoz ve kumpaslar kurulduğunda da ordumuzun yanındaydık. Bugün şehitlikten, birlikten, beraberlikten bahsedenler dün 'TSK Fatih Cami’ ni bombalayacak..' İftiralarını attığında da biz ordumuzun yanındaydık. Allah Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun, ayağına taş değdirmesin" diye sürdürdü.
İYİ Parti Bursa İl Başkanlığına adayı olduğunu ilan eden Selçuk Türkoğlu'nun, oldukça duygulu ve heyecanlı bir atmosferde yaptığı konuşması ve basın bülteni, başlıkları itibariyle şöyle devam etti;
HAK MÜCADELESİ BENİM HAYAT NİZAMIMDIR.
Yirmi yıla yakın deruhte ettiğim sendika başkanlığım süresince, hiç ama hiç kimsenin hiçbir aidiyeti ile ilgilenmeksizin yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin gururla taşıdığımız vatandaşlık sıfatına saygı duyarak insanlarımızın yanında oldum.
Başkanlığım süresince sessiz kaldığım bir tek haksızlık, mazlumun ve mağdurun yanında olmadığım bir tek hukuksuzluk yoktur ve bunu en iyi Bursa kamuoyu bilmektedir.
Sendikalar nasıl ki sivil toplum örgütü olarak toplumsal hayatımızın ve Türk demokrasisinin vazgeçilmez bir unsuru ise siyasi partilerimiz de demokrasimizin bizatihi vazgeçilmez unsurlarıdır.
İYİ PARTİ EŞİTTİR MÜCADELE
Çatısı altında bulunduğumuz İyi Parti, demokrasimizin adeta nefessiz kaldığı bir zaman diliminde, demokrasimizin tek adam idaresi altında kendisine nefes alacak bir alan aradığı bir zaman diliminde, muhalefet etmenin maalesef ki cesaret sayıldığı bir zaman diliminde “Cesurlar Hareketi” olarak doğmuştur.
Başlangıçta hep birlikte verdiğimiz parti içi demokrasi mücadelemizin, hukuksuzca ve gaddarca engellenmesi ile mevzunun parti içi demokrasi mücadelesinden çıkıp ülkenin umudu haline gelmesi üzerine, hepimize düşen artık bu umuda cevap vermek ve elimizi değil, tüm varlığımızı taşın altına koymaktı…
O CESUR SES MERAL AKŞENER’DİR
Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihanet gecesi olan 15 Temmuz’dan sonra herkesin korkup sindiği, herkesin geri adım attığı, herkesin vaziyet kolladığı bir ortamda bir ses hiç susmamıştı. Hiç korkmamıştı, hiç sinmemişti, hiç vaziyet almayı ve beklemeyi düşünmemişti.
O sesin sahibi cesurlar hareketinin lideri Genel Başkanımız Sn. Meral Akşener’di.
Ve bu salonda bulunan pek çok arkadaşım o sese kulak verdik, Türkiye o sese kulak verdi.
“Medeniyet yolunun taşlarını cesurlar döşer” dedi o ses…
Giydik çarıklarımızı memleket yollarına düştük...
“Senden korkan senin gibi olsun” dedi o ses…
Cesaretimizi kuşandık, memleket yollarına düştük…
“Elektriklerimizi keserek beni susturamazsınız, ülkemi karanlığa ve sessizliğe mahkûm edemezsiniz” dedi o ses…
Telefonlarımızı kandil ettik o sesin etrafında, daha yüksek ve daha gür sesle konuşmaya başladık…
Tek derdimiz vardı aslında, ezeli bir derdimiz, memleket derdi…
Adalet diyorduk yalnızca…
Vicdan diyorduk yalnızca…
Hukukun üstünlüğü diyorduk yalnızca…
Nimetlerin eşit dağılımı diyorduk yalnızca…
Fırsat eşitliği diyorduk yalnızca…
Özgürlük diyorduk yalnızca…
Kısaca demokrasi diyorduk yalnızca…
Demokrasi yalnızca bir yönetim biçimi değildi bizim için, problemlerimizi çözme metodumuzdu aslında…
Fakat Türkiye neredeyse yirmi yıldır hiçbir problemini demokrasinin kurallarıyla çözmüyordu…
KIZIL ELMAMIZ DEMOKRASİDİR.
Şaibeli seçimler, çalınan sorular, Devlete doldurulan akrabalar, medyaya çöreklenen yandaşlar, ihalelerin peşkeş çekildiği ahbap çavuşlar, israf, görgüsüzlük, milleti bölen düşmanca söylemler, hak arayan herkesi düşman ilan eden ayrımcı ve bölen siyaset dili, nefret dili, kamplaştıran devlet dili her geçen gün demokrasiyi mumla aratıyordu…
Kıymetli Dava Arkadaşlarım, Türkiye’nin en temel sorunu demokrasidir.
Ve demokrasi Türkiye’nin "Kızıl elma"sının adıdır.
NİÇİN ADAYIZ ?
Genelde ülkemizin özelde Bursa’nın her anlamada çoraklaşmasına, çölleşmesine, yaşanmaz hale gelmesine seyirci kalamayacağımız için adayız.
Milletin İYİ partiye vermiş olduğu muhalefet / denetim görevini hakkı ile yerine getirmek için adayız.
Yoksulluğun arttığı, daha çok yaşanılmaz hale gelen, doğusu ile batısının kalın duvarlar ile ayrıldığı, hal böyle iken yerel ve genel iktidar sahiplerinin Bursa’ nın değerlerini har vurup harman savurmasına DUR demek için adayız.
Şehrin ve insanımızın sorunlarını ayaklarına giderek, mahalle mahalle, sokak sokak dile getirmek için adayız.
Demokrasinin tam anlamı ile partimizde oturması adına ilk genel seçimlere kadar 60 bin üye hedefine ulaşıp ön seçim mekanizmasını bütün kademelerde hayata geçirmek için adayız.
Ortak aklı hayata geçirip karar alma mekanizmalarını üye tabanına yaymak için adayız.
Nitelikli parti okulu ile geleceğin nitelikli İYİ parti kadrolarını oluşturmak için adayız.
Yerelde ve genelde iktidara yürümek adına uykusuz geceler geçirmek için adayız.
Sessiz kalabalıkların, masumların, mazlumların ve yok sayılanların sesi olmak için adayız.
Bursa'da etkili muhalefet yoksunluğunun ağır şekilde hissedildiği böylesi bir süreçte Bursa siyasetinde dengeleri değiştirebilmek Bursa’yı yönetmeye talip olacak kadro ve projeleri oluşturmak için adayız.
İnanıyorum ki; olağan kongremiz de tabanın iradesi demokrasiden mücadeleden birlikten yana olacaktır. Olağan kongre neticesinde mutlaka İYİ parti kazanacaktır.
Bu vesileyle yakın zamanda aramızdan ayrılan İyi Parti Kestel kurucularımızdan Tufan TAYGIN’ı, şu an evlatları aramızda bulunan İl yöneticimiz Salim ÖZDAĞ’ı ve yine büyükşehir meclis üyemiz Sedat HİÇDURMAZ’ı rahmetle ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.
Kıymetli dava arkadaşlarım, aslolan hasbi olmaktır. Allah öncelikle milletimizin hususen hepimizn yar ve yardımcısı olsun.
Tevekkül Allah’a dır.
Zillete katlanılmaz.
Ya hayat ya ölüm.
Bunun ortası olmaz.