BURSA ARENA / Haber Merkezi
İnsan Hakları nedeniyle Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı Bursa Hanımlar Komisyonu yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, insan hakları tarihine de vurgu yapıldı.
İnsan Hakları hakkında yazılı açıklama yapan Erbakan Vakfı Hanımlar Komisyonu şu ifadelerde bulundu:
SÖZDE KALAN İNSAN HAKLARI
“İnsanoğlunun yaratıldığı günden beri var olan güç mücadelesi, elbette kıyamete kadar sürecektir. Dünya üzerinde var olmuş kavimler ve milletler hem siyaseten hem de askeri olarak üstün olma gayreti ile savaşmış, bunun neticesinde de her zaman mutlaka zayıf ve gücü olmayanlar ezilmiştir. Bu ilk çağdan başlayarak günümüze kadar aynı şekilde devam etmiştir.
Yüzyıllar boyunca yaşanan savaşlar neticesinde, savunmasız, masum, biçare milyonlarca insanın ölümü tarihte unutulmayacak bir utanç vesikası olmuştur.
Son yüzyıl içerisinde cereyan eden dünya savaşlarından sonra, savaş çılgınlığını sona erdiren milletlerin bir araya gelerek, sanki savaşları, ölümleri ve neticesinde çıkan karmaşayı kendileri yapmamış gibi! insanlık için adım atmak düşüncesi ile “Birleşmiş Milletler Teşkilatı” adı altında birlik oluşturulmuş ve çözüm üretmek amacı ile harekete geçmişlerdir. Ancak yaşadıkları dünyayı daha iyi şartları olan bir yer haline getirme maksadı gibi görünen bu hareket, sadece bünyelerinde bulunan ülkeler için atılan bir adımdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan kararla 10 Aralık 1948’de “İnsan Hakları Beyannamesi” ilan edilmiştir.
‘FAYDASI TARTIŞILIR’
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde dünya üzerinde yaşanan olaylara baktığımızda, bu beyannamenin insanlık açısından sağladığı fayda tartışılır bir meseledir. Sıcak savaşlar sona ermesine rağmen, dünyadaki çatışmalar azalmamış, beyannamede imzası bulunan devletler eliyle bizzat daha da artmıştır. İçeriğindeki hiçbir madde adil olarak uygulanmamış, bilakis tam tersi uygulamalarla güçsüz ve savunmasız toplumlar her zaman zulme maruz kalmışlardır.
Beyannamenin maddelerine bakıldığında, bundan 1400 sene evvel Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’in veda hutbesinde beyan ettiği esaslarla aynı niteliktedir, hatta daha da kapsayıcı bir özellik taşımaktadır. Zira burada tavsiye ve emredilen hususlar bütün insanlık için geçerlidir.
‘GERÇEK İNSAN HAKLARI VEDA HUTBESİ’NDEDİR’
Toplumsal düzenin sağlanması için uygulanan hukuki yaptırımlar ve kuralların tümü Veda Hutbesinde mevcuttur. Bugün modern insanın yakalamaya çalıştığı huzurlu ve güvenli toplumun inşasının temeli 1400 sene öncesinden atılmış, bunun tesis edilmesi gereken kurallar da belirtilmiştir. Bütün temel insan hakları sırasıyla zikredilmiş, bu esasların uygulanması da dini bir vecibe olarak Allah’ın koyduğu kurallarla sabitlenmiştir.
Veda hutbesindeki beyanla; “kadınların, erkeklere birer emanet olduğu, maddi ve manevi olarak her şekilde korunmaları gerektiği” öğütlenerek yıllardır her yönüyle istismar edilen kadının toplumdaki yeri ve konumu açıklanmıştır.
“Haksız yere masum bir cana kıyanın, tüm insanlığı öldürmüş olacağı” ayeti doğrultusunda öldürmenin yasak olduğu tembihlenmiş ve Müslümanlar bu konuda uyarılmıştır.
‘ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR’
Sadece gücünden ve emeğinden faydalanılmak üzere yerinden ve yurdundan zorla çekilip götürülen insanların, köle olarak kullanılmasına İslâm düzenleme getirerek, onların da insan olduğunu hatırlatmış ve haklarını bildirmiştir. Allah katında bir insanın diğerinden ancak takva bakımından üstün olduğu, haricindekilerin önemli olmadığı vurgulanmıştır.
Yasalarla yok sayıldığı kabul edilen köleliğin aslında halen var olduğu, modern insanın yaşamı içerisinde artık her şeyin kölesi olduğu, bunu iyileştirmenin de yasalarla mümkün olamayacağı gün gibi aşikârdır.
Bugün dünya devletlerinin, görünürde barışı ve huzuru temin etmeye çalışması, niyetlerinde samimi olmamalarından dolayı mümkün değildir. Her türlü yaşam hakkını sadece kendisi için öngören ve bu doğrultuda hareket eden zihniyetlerin bütün dünyanın gözü önünde yaptıkları zulümler, açıklanan beyannamelerle durdurulamayacağının delilidir.
“Veda Hutbesi” değişmez prensip, kanun ve nizamlar olarak on dört asırdır, bütün insanlığa ulaşabildiği seviyenin çok üstünde bir insan hakları anlayışı getirmiştir. İslâm dünyasının kurtuluşa ulaşmasının tek yolunun “Veda Hutbesi”nde de vurgulanan prensiplere dönmekle mümkün olduğu bir gerçektir. Gittikleri her yerde kan ve gözyaşına sebep olan, kanunları sadece kendi çıkarlarına uygun davranan emperyalist güçlerin dünyayı yaşanabilir bir yer halinde getirmesi imkansızdır.
‘YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE ve YENİ BİR DÜNYA ELZEMDİR’
“Yeni Bir Dünya” ancak adil bir yönetim ve paylaşımla tesis edilebilir. Bizler, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı üyeleri olarak, tüm mazlum coğrafyanın ve dünya üzerindeki tüm mazlumların, Yaratıcı tarafından kendilerine doğuştan verilen haklarını en adil şekilde yaşayabilmeleri için öncelikle “Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya” nın inşaasında aktif rol alıp, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’in bize çizdiği istikameti takip edeceğiz.
Tüm insanlığın huzura ve barışa sahip olduğu “Adil ve Yeni Bir Dünya”ya en kısa zamanda sahip olabilmemiz duasındayız.”
Erbakan Vakfı Bursa Hanımlar Komisyonu, insan hakları gününde yaptıkları basın açıklamasıyla "gerçek insan haklarının hayata geçirilmesi" temennisinde bulundu.