İmam Maturridi’ye göre; "Devlet adamının dini vasfı olmamalıdır.."
Olduğu zaman halk onu kutsallaştırır. Onun yaptıkları yanlışları göremez olur. 
Devlet adamları işlerini doğru yaptıkları zaman da olur. Yanlış yaptıkları zaman da olur.
Doğruları desteklenmeli.
Yanlışları da tenkit edilebilmelidir. 
Peygamber bile dünyada “Kul Olarak” eleştirilmiştir.
Lider eleştirilmez diyenlere de bu vesile duyurmuş olalım.
Ancak Allah’tan gelen vahiy olursa onun eleştirisi olmaz.
Günümüzde de vahiy alacak kimse olmadığına göre rahatlıkla eleştiri yapılmalıdır.

Siyasetçi ile Devlet adamlığı farklıdır.
Bu farkı koruyan Batılı ilerleme kaydetmiştir. 
James F. Clarke ; “Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı gelecek kuşağı düşünür”  diyor.

Bunlar lafla değil icraatla oluşur. Bunun içindir ki eskiler “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” demişlerdir.

Günümüzde herkes bir lafın peşine düşmüş. İcraata bakan yok. 
Kişisel menfaat gören, söylenen söz yalan da olsa olduğu gibi kabul ediyor.
Herkes kandiline damlayacak yağa bakar olmuş. 
Kesesine bir kuruş düşenler her şeye eyvallah çeker duruma gelmiş.
Adeta şeytanla iş ortaklığına geçmiş.
…..

Bu olayları çözümleyebilmek için,
Birazcık olsun geçmişe dönmek lazım.
İleriye gidebilmek için geçmişten ders çıkarmak lazım.
Devletimizin kurucu Cumhurbaşkanı Atatürk;
Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Adeta halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır” diyor.  (
Bu ifadeler 1926-27 yılları arasında Atatürk ile röportaj yapan Grace Ellison adlı yazarın 1928 yılında İngilizce yayımlanan “Turkey Today” adlı kitabında yer almıştır.)

Bu ifadelerin doğruluğun teyit etmek için günümüze bir bakın.
Bugün camilere kadar, kışlalara kadar siyasetin sokulmasını nasıl izah edeceksiniz. 
İnananlar inanmayanlar diye ayırmak hangi düşüncenin ürünüdür.
Camide içki içtiler
“Benim başı kapalı bacılarıma saldırdılar” gibi ifadeler hep bu düşüncenin ürünü değil mi?
Ama başı bağlı bacıları polisler tarafından coplanırken görmemezlikten gelindi. Sadece işine geldiği gibi kullananlar bu yanlışlığa düştüler.
…..

Bu yanlışlıklar zinciri sonunda ülke resmen  “Mülteci Akınıyla” istila edilmiş durumda.
Bunun en büyük sorumlusu iktidar partisi ve onun ortağı MHP değil mi?
MHP iktidarın yaptığı bütün yanlışları onamıştır.
MHP eskilerin gönül verdiği bir MHP değildir. 
Rayından çıkmış, başka düşüncelerin peşine takılmış bir parti görünümündedir.
Bunun en açık örneği de Sinan Ateş olayıdır.
Sinan Ateş’i kim öldürdü, kimler öldürdü deyip onların peşine düşeceği yerde,
Maalesef kendilerinin bu olayın içinde olmadıklarını ispata çalışmaktadır.
Bu çaba da tabi beyhude çabadır. 
İktidardan gelen mesajlara göre katlin kare kare delillerinin ellerinde olduğu imajını gösteriyor. Bu da MHP’yi köşeye sıkıştırmış durumda.

Hiçbir ülkücü bu günkü MHP’den olumlu bir şey beklemiyor.
Zira bir tarafta yanlışlıkları icra eden iktidara destek çıkarken,
Diğer yandan da ülkenin başına bela olan zararlı içeceklerin içine bulaşmış görünüyor.
Sinan Ateş’in torbacılar tarafından öldürülmesi bu ihtimali güçlendiriyor.

Bu uygulamalar ülke insanını getirip CHP’nin önüne attı.
Lakin CHP’nin şu andaki aklı ile de bu ülkeye bir şey beklemeyin.  
Onların da tek derdi İktidar olup Devlet nimetlerinden faydalanmak.
Yapılması gereken şeyler ya mevcut MHP yönetimin derhal istifa ederek yeni bir parti içi hareketin başlatılması..
Ya da orada bulunan Ülkücülerin oradan başka bir yere hicret etmeleridir. 
Zira yapılan bütün günahların ortakları orada. 

Üçüncü bir yol olarak; En kısa sürede bu ülkeye ve ülke insanına hitap eden yeni bir oluşumun, yeni bir birlikteliğin oluşması gerekir.

Ülkenin kurtuluşu için bunların derhal uygulanmalı, yoksa zaman çok geç olacak..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.