HAYAT MİMARI ÖĞRETMENLERİMİZE,
Eğitim denildiği zaman aklımıza hemen, “öğretmen” ve “öğrenci” gelmektedir.
Okulların açıldığı ilk gün öğrencilerimize seslenmiştim, tavsiyelerde bulunmuştum,
Bugün de, öğretmenlerimizin sesi olmak ve öğretmenlik mesleğini anlatmak istiyorum.
Milli Eğitim Bakanımız sayın Ziya Selçuk'un, işe, öğretmenden başlanacağını söylemesi, övgü dolu sözlerle öğretmene verdiği değeri belirtmesi ile ilgili anlayışı ve yaklaşımı takdir edilmelidir. Samimi tavrıyla inandırıcı olması güven vermektedir.
Şimdiye kadar öğretmenlerle ilgili o kadar çok “hoş” sözler duyduk ki, hep “boş” çıktı. Adeta, afaki sözlerle avutur olduk.
Ben de bir öğretmenim. Bugün, öğretmenlerimizi tarif ederek bir kıssadan hisseyle ve bir şiirimle öğretmeni anlatmak istiyorum.
İçinde bulunduğumuz zamanın şartları gereği, bilgi üreten insanların vasıflı olması gerektiğini, medeniyetlerin vasıflı ve bilgili insanlar sayesinde kurulup geliştiğini hepimiz biliriz. Öğretmenler, ihtiyaç duyulan bir zamanda ve ortamda bilgili, vasıflı insanlar olduğunu gösteren bilge kişilerdir.
Öğretmenler, aklıyla, bilgisiyle, becerisiyle para kazanılan bir mesleğin mensuplarıdır.
Öğretmenler, "İnsan yetiştiren insan" olarak mühendis, “bakarsan bağ olur” misali hayat mimarı ve ham maddeyi işleyen, dünyanın en ağır yükünü taşıyan emek ve fikir işçileridir.
Öğretmenler, "Dün, bugün, yarın" köprüsünün yılmayan, yorulmayan, yıkılmayan fedaileridir.
Öğretmenler, insanı hayata hazırlayan, şaheserlerine paha biçilemeyen muhteşem sanatkârlardır.
Öğretmenler, “bilmek” ve “yapmak” sanatını en iyi icra eden gönlü engin, kafası ve ruhu zengin, mukaddes görevin talibi ve sahibi olan bahtiyarlardır.
Öğretmenler, İnsanın gerçeğine uygun hale gelmesi için bıkmadan, usanmadan, iğne ile kuyu kazan ve bu uğurda dağları delmeyi bile göze alan, hayat sırrını çözen azim ve sabır temsilcileridir.
Öğretmenler. karanlığın ışığı, gözlerin nuru, aklın şuuru, dizlerin dermanı, gönüllerin fermanı, sevdalı, kara sevdalı fedakâr ve cefakâr neferlerdir
Öğretmenler, dillerde türküdür, şiirdir, gönüllerde güftedir, bestedir. Kalemin ve kelamın anlatmaya yetmeyeceği, söylemekle bitirilemeyecek kadar övgüye layık olan adsız, idealist kahramanlardır.
Ve daha sizler, sizler, sizler...Ve hala sizlerin kim olduğunuzu bilmeyenler varsa, onlara kısa bir hikaye (kıssadan hisse) anlatayım da anlamınızı ve öneminizi vurgulamış olayım.
Okumuş, yüksek tahsil yapmış meslek sahibi birisi, (mesela doktor diyelim) elinde çantası ile sahile gelir. Motor kiralar ve denizde yolculuk başlar. Doktor, teknede toplama, çarpma, çıkarma, metre, cetvel... vs görür. Motorcuya, matematikten anlayıp anlamadığını sorar. Cahil olan motorcu, anlamadığını söyler. Doktor da hayatının dörtte birinin gittiğini belirtir. Yolculuk devam eder. Doktor, teknede yapıştırıcı, boya, alçı...vs görür. "Kimyadan anlar mısın?" diye sorar. Motorcu, "anlamam" der. Hayatının dörtte ikisinin gittiğini söyler. Az sonra, teknede resim, heykel, saz... görür. Güzel sanatlardan anlayıp anlamadığını sorduğunda motorcu yine, cahil olduğunu, anlamadığını söyler. Doktor da hayatının dörtte üçünün gittiğini belirtir. Motorcunun, kalan dörtte birlik hayatı ile sohbet devam ederken müthiş bir fırtına çıkar, dalgalar coşar, tekne battı batacak duruma gelir. Bu telaş içerisinde motorcu, "Siz yüzme biliyor musunuz beyefendi?" diye sorar. Her şeyi öğrenmiş ancak yüzmeyi öğrenememiş olan doktor, "hayır, bilmiyorum" demesi üzerine motorcu da, "Sizin hayatınızın hepsi gitti" der.
Öğreterek meslek sahibi yapmanın yanında, eğiterek de hayata hazırlayan sevgili öğretmenlerimiz, bu zor görevinizde kolaylıklar ve başarılar diliyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
Ebediyen yaşamak için, geride paha biçilmez, ölümsüz eserler, şaheserler bırakmanız dileğiyle...
Yeni eğitim yılınız kutlu, gönlünüz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun...
***
BEN ÖĞRETMENİM !..
.
Ben bir öğretmenim,
Alın terinin tadını ben bilirim,
Güller yetişir emeklerimden
Koklarım, acısı yoktur dikenlerinin,
Sitemler sığmasa da yüreğime,
Size, "sevgide yerim var" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
En güzel türküleri ben bilirim,
Yanık kaval sesi kıskanır bestelerimi,
Mutluluk tablolarım vardır benim,
Hayallerimi çerçevelerim her gün,
Zamana "ellerimden tut" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
Aç bakışların sırrını ben bilirim,
Tebessümüm çare olur dertlere,
Dar gelir gönlüme yalan dünya,
Şiirler yazarım masal tadında
Mısralarıma "hayat hikayem" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
Dağınık saçların sebebini ben bilirim,
Ayazda titreyen eller görürüm,
Morarmış parmakları tutarım sımsıkı,
Nefesimle ısıtırım avuçlarımda,
Açarım kollarımı üşümesinler derim...
*
Ben bir öğretmenim,
Gaz lambasının ışığını ben bilirim,
Meydan okurum kör karanlıklara,
Ayak izlerim vardır karda, çamurda,
Peşimden gelir patika yollara düşenler,
Yorgunluğuma "yol hikayelerim" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
Çığlıklardaki huzuru ben bilirim,
Duvarlara sinmiş sesler duyarım her an,
Sararmış sayfalarda resimlerim olur,
Kekik kokusu vardır kalemlerin tadında,
Adına "kara önlüklü kuzularım" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
Yırtık, yamalı giysileri ben bilirim,
Yavan ekmekten dürümlerim olurdu,
Yılmazdım, yıklımazdım bütün gün,
Unuttum sanmayın anılarımı,
Dünden bugüne "gönül köprüsü" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
"Hayat Bilgisi" dersini ben bilirim,
Toz tebeşirim sevdalıdır kara tahtama,
Zil sesleri böler derin uykularımı,
Yıldızları sıralarım "Ali, Ayşe..." diye,
Toplanın "bayrak altında" derim...
*
Ben bir öğretmenim,
Orada bir köy var, ben bilirim,
Mahsullerim oldu kıraç topraklarında,
Kuyular kazdım tırnaklarımla "su..." diye,
Büyüttüğüm çiçekleri sayarım bir bir,
Binlerce defa "oğlum, kızım" derim..