Yazımızın özeti:
500 bine yakın Ukraynalı ülkeyi terk etti. 3 milyon Ukraynalı ise yardıma muhtaç durumda. Rusya’nın Başkent Kiev’e yaklaşması ise kaçışları hızlandırdı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Ukrayna’da yaşanan insani krizi görüşmek için toplandı. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Felipo Grandi, İnsani Yardımdan sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths, 15 üyeli konseyi, ülkede yaşanan insani krizle ilgili bilgilendirdi. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Grandi, Rusya’nın saldırısının başladığı son beş günde en az 520 bin Ukraynalının ülkelerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı.
Son günlerde ülkeyi terk edenlerin sayısının katlanarak arttığını belirten Grandi “Ülkeyi terk edenlerin sayısı Perşembe gününden bu yana kelimenin tam anlamıyla katlanarak artıyor. Neredeyse 40 yıldır mülteci krizleri konusunda çalışıyorum, bu kadar inanılmaz bir hızla yükselen insani göçü çok nadiren gördüm. Ukrayna’dan başlayan göç, Balkan savaşından günümüze Avrupa'da yaşanan en büyük mülteci akını. Ülkelerini terk eden Ukraynalılardan 280 bini Polonya'ya, 94 bini Macaristan'a, 40 bini Moldova'ya, 34 bini Romanya'ya, 30 bini Slovakya'ya, on binlercesi de diğer Avrupa ülkelerine göç etti” dedi.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Grandi, halkın yeraltındaki sığınaklarda olmasının ülkede insani yardım dağıtımını da engellediğini söyledi. Grandi, bölgesel yardım kuruluşlarıyla ortak hareket ederek, zor ve tehlikeli şartlarda insani yardım dağıtımı yaptıklarını kaydetti. Grandi, “Ukraynalılar ihtiyaçlarını karşılamak için bazen sığınaklardan dışarı çıkamıyor. İnsani yardım ekiplerinin Ukraynalıların ihtiyaç duyduğu yardımı sistematik olarak dağıtması imkânsız” dedi. Grandi, Ukraynalı mültecilere kapılarını açan komşu ülkeler ve diğer Avrupa ülkelerinin insani yardımından şükran duyduğunu ifade etti. Mülteciler Yüksek Komiseri, Ukrayna’dan göçenlerin sayısının artabileceğine dikkat çekerek ”Ateşkes sağlanmazsa sayıları milyonlarla ifade etmeye başlarız” diye konuştu.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Griffiths de konsey üyelerine Ukrayna’da sivillerin bedel ödemek zorunda kaldığını, şiddetli çarpışmaların yaşandığı tüm bölgelerde insani ihtiyaçların hızla artığını anlattı. Griffiths “Aileler ayrılıyor, insanlar yerlerinden ediliyor. Yaşlılar ve engelliler hava saldırılarında mahsur kalıyor. Kentsel alanlarda giderek artan çatışmalar sağlık, elektrik, su ve temizlik gibi temel hizmetleri aksatıyor. Tarafları sivilleri korumaya, uluslararası hukuka saygı göstermeye ve sivillerin zarar görebileceği bölgelerde, ateşli silah ya da patlayıcı madde kullanmaktan kaçınmaya davet ediyorum. Bu saldırı uzun sürerse, siviller kayıplarda artar” dedi.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Griffiths, saldırıların sürmesi durumunda Ukrayna ekonomisinin de zarar göreceğini belirterek ”Ekonomi çökerse, insani ihtiyaçlar daha da artacak, Ukrayna sınırlarının ötesinde bir dalgalanma etkisi yaratacaktır” dedi. Griffiths, Ukrayna’da üç milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu belirterek son 24 saatte ülkedeki BM yardım unsurları ve personeli sayısının arttırılmasına rağmen insani krizi derinleştiğini söyledi ve “Daha fazla insana yardım etmek istiyorsak şu anda acilen ilerlemeye ihtiyacımız var” dedi.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Rusya’nın ülkenin ikinci büyük kenti Harkov’u bombalamasının ardından Batı ülkelerine Ukrayna’da uçuşa yasak bölge ilan edilmesini değerlendirmeleri çağrısında bulundu.
Ukraynalı yetkililer 1,4 milyon kişinin yaşadığı Harkov kentindeki saldırılarda aralarında çocukların da olduğu sivillerin öldürüldüğünü belirtmişti.
Halka görüntülü bir mesajla seslenen Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski Rus füzelerinin, uçaklarının ve helikopterlerinin Ukrayna hava sahasından engellenmesinin zamanının geldiğini söyledi.
Ukrayna lideri Zelenski “Adil müzakereler ancak bir taraf diğerini görüşmeler sırasında roket ateşiyle vurmadığı zaman olabilir” dedi. Uçuşa yasak bölgenin nasıl ya da hangi ülke tarafından uygulanabileceği konusunda ayrıntı vermedi.
Ukrayna lideri Rusya'nın topçu ateşini yoğunlaştırmasının amacının kendisini tavize zorlamak olduğunu söyledi, "Rusya'nın bu yöntemle Ukrayna üzerindeki baskı uygulamaya çalıştığını düşünüyorum" dedi.
ABD’li yetkililer Rusya’yla savaşmak üzere asker gönderme niyetlerinin olmadığını vurgulamış, dünyanın en büyük iki nükleer gücü arasında gerilimin daha da tırmanması konusunda endişelerini dile getirmişti.
Uçuşa yasak bölge tartışması Beyaz Saray’daki günlük basın toplantısında gündeme geldi.
Sözcü Jen Psaki konuyla ilgili gazetecilerden gelen bir soru üzerine ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya’ya savaşmak üzere Amerikan askerlerini gönderme niyetinde olmadığını net bir şekilde dile getirdiğini hatırlattı.
Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, “Ukrayna’da uçuşa yasak bölge ilan edilmesi ABD askerlerinin konuşlandırılmasını gerektirecek bir adım olur’’ ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Ukrayna saldırısını ortak bir tavır sergileyerek kınayan Batı ülkeleri Cumhurbaşkanı Vladimir Putin dahil olmak üzere Rusya’ya bir dizi sert yaptırım uyguladı.
Ancak Avrupa’nın güvenlik haritasını yeniden çizme ve Ukrayna’yı kendi yörüngesine çekme girişiminde bulunan Putin Ukrayna işgalini yeniden değerlendireceğine ilişkin bir sinyal vermiş değil.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre şimdiye kadar 500 bin kişi Ukrayna’dan komşu ülkelere göç etti.
Amerikan uydu görüntüleme şirketi Maxar'ın Pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre Rus kara kuvvetlerinin Ukrayna'nın başkenti Kiev'e doğru yaklaşmaya devam ettiği belirtiliyor.
3 milyon nüfuslu başkent Kiev'e yaklaşan ve 27 kilometreye uzanan askeri konvoyun yüzlerce zırhlı araç, tank, çekili topçu ve lojistik destek araçlarından oluştuğu ifade ediliyor.
ABD Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in hafta sonu nükleer güçlerin hazır olması emrini vermesinin ardından Rusya’dan herhangi bir hareket görmediğini belirtti.
Pentagon yetkilisi ABD’nin Rusya’nın nükleer tesislerinden nükleer kapasiteli füze güçleri ve denizaltılarına kadar her kabiliyetini yakından takip ettiklerini söyledi.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da ABD’nin şu aşamada nükleer uyarı düzeylerini değiştirmek için bir sebep görmediğini kaydetti.
ABD Başkanı Joe Biden da Amerikalıların nükleer bir savaştan endişe etmeleri için bir sebep olmadığını söyledi.